Gerçekler Acıdır
Sezon planlaması sürecinde yapılan hatanın bedelini Galatasaray bu gece ödemiştir. Kazananın 2.7 Milyon € kazanacağı bir gecede kiralık da olsa gerçek bir santrforunun olmaması gerçekten affedilemez bir hata. Buradan Galatasaray’ın kötü olduğu anlamı çıkmasın; eldeki kadronun sakatlık ve cezaların etkisiyle iyice zayıflamasına rağmen başa baş hatta daha galibiyete yakın bir oyun oynadı. Ama böyle bir grupta, böyle bir geceden en azından beraberlikle ayrılmamış olması gerçekten çok acı.
Maça Gelirsek
İki takımda da benzeri sıkıntılar vardı aslında. Galatasaray Gomis’in yerini doldurmamışken yerine oynayan Eren’den de yoksun kalarak maça çıktı. Porto da sakat Aboubakar’dan yoksun bir şekilde Galatasaray’ın karşısına çıktı. Porto’da her ne kadar Marega golü atsa da Porto’nun oyununa katkısı sınırlıydı. Bu sebepten oluşan denge oyununda deplasmanda olan takım daha avantajlı duruma geçti. Zaten Galatasaray iki yıldır istemeden de olsa ciddi bir kontra atak takımı oldu. Bu alışkanlığını eksiklere rağmen geceye yansıttı. Son vuruşlarda biraz şans ya da tecrübe katkısı olsaydı maç böyle bitmezdi.
***
Bu deplasman oyununun yaramadığı tek kişi Nagatomo’ydu. Daha aktif savunma yapan, savunma yaparken de hücumu düşünen Nagatomo durağan oyunda Porto’nun ataklarında zor durumlara düştü. Ben Galatasaray’da kendini kabul ettirdikten sonra ilk defa O’nu bu kadar zorlanırken gördüm. Aslında bu ataklar dışında Porto’nun çok anlamlı tehlikeler yaşattığına şahit olmadık. Sinan, Nagatomo, Onyekuru ve Rodrigues ile çok ciddi pozisyonlar bulan takımsa Galatasaray’dı. Özellikle Nagatomo bulduğu pozisyonda soğuk kanlı bir vuruş yapsaydı şu an sevinçten yazamıyor olabilirdim.
***
Maçı gizliden etkileyen faktörler var: Donk ve Linnesin sarı kart almaları. Donk sarı karttan sonra agresif savunma yapabilme şansını elinden kaçırdı. Linnes ise ikinci yarıda gördüğü kart sonrası Brahimi karşısında gerçekten zorlandı. Ben Mariano-Linnes değişikliğini beklerdim Fatih Hoca’dan. 1-0 ve sarı karttan sonra öz güven kazanan Brahimi karşısında Linnes oldukça zorlandı. Mariano değişikliği hem defansif hem de ofansif bir değişiklik olurdu ve maçın sonucuna etki edebilirdi.
Galatasaray genel anlamda maça iyi konsantre oldu. Bir tek yediği golde ciddi hata yaptı. Bunun dışında bu maçtan öğrenecek ve geleceğe ciddi katkılar alacaktır diye düşünüyorum.
***
Galatasaray bu deplasman oyununu gördükten bu maçta gördüğü artıları sonra gelecek maçlarda mutlaka kullanacaktır. Bu maçtaki oyun bence çok kıymetliydi ama bazı önemli eksikleri var. Bence bu oyunun en büyük eksiği ileride uzun oyuncun olmamasına rağmen ısrarla Muslera üzerinden uzun oynamaktı. Özellikle 1-0’dan sonra daha fazla top yaparak çıkmak gerekirken topu Porto’ya verip tekrar kapmaya çalışmak gereksiz yere enerji ve zaman kaybıydı. Hatta daha fazla sarı kart görmemek, belki de kırmızı kart görmemek bu gecenin şanslarından sayılabilir.
***
Hakem bugün Serdar Aziz’in penaltısı dışında oldukça iyiydi. Her iki takıma da aynı mesafeden yaklaştı. Deplasman takımını ezdirmedi.
Öne Çıkanlar
Fernando: Özellikle bu sezon kaçak oynadığından, sazı eline almadığından çokça şikayet ettiğim Fernando bugün oyuna gerçekten ağırlığını koydu. Bugün gerçekten çok istekli ve özellikle ilk yarıda takımı harekete geçiren oyuncuydu. Daha iyisini istermeli kaçak oynamamalı. Galatasaray kariyerinin sonlarında iyi işler yapmak için biçilmiş kaftan.
Muslera: İker Casillas kadar öne çıkmasa da bugünkü maçın kırılma anlarında Galatasaray’a hep ikinci şansı verdi. Aslında Casillas tecrübesinin karşısında tecrübesiz oyuncu vuruşları karşısında başarılı olurken, Muslera özelllikle karşı karşıya pozisyonlarda kaleciliğini ortaya koyarak öne çıktı.
Sinan Gümüş: Ligde sağ kanatta oynayan ve yeterince etkili olamayan Sinan Gümüş bugün Eren’in yerinde şans buldu. Bu kadar çok pozisyona girmesi, ceza sahası içinde pas istasyonu olması O’nun için önemliydi. Bugüne sonucuna tesir etse belki de özgüven artışı ile fark yaratmaya başlayabilirdi. Her ne kadar Sinan bugün iyi oynasa da Galatasaray böyle bir mahkûmiyet yaşamamalıydı. Şampiyonlar Ligi oynayan bir takımın geriye düştükten sonra oyuna santrfor alamayacak duruma gelmesi kabul edilemez.
Kısa Kısa
Serdar Aziz ve Maicon: Yanında Serdar Aziz yokken düştüğü aciz durumları görenlerin bir daha sahada görmek istemediği oyuncu aslında bugün sahanın iyilerindendi. Golde yaptığı büyük hata ve maçın son dakikasında kaptırdığı topla son atak şansını ortadan kaldırdığı pozisyon hariç. Serdar Aziz’de bugün maçın iyilerindendi. Ben devre arasına kadar ciddi rotasyon ihtiyacı doğmazsa bu ikilinin bozulmaması taraftarıyım.
Belhanda: Nagatomo’ya attığı pas ve maçın ilk yarısında ceza sahası yakınlarından oynadığı toplarla bugün oyun ve skora etki edecek diye düşündüm ancak olmadı. Aslında Donk ve Fernando oyunda olduğunda kendisinden daha az savunma beklenirken, Belhanda’nın sağ ve sol kanada yanaşıp üçgenler oluşturmaya yardım olması gerekiyordu. Geçen yıl maç içinde iyi ve kötü birçok tepede iş yaparken şimdi oyunda bu kadar gözükmemesini gerçekten anlamış değilim.
Muğdat: Galatasaray Muğdat’ı hem kanatlara hem de forvette alternatif oluşturması için transfer etti. Bu kadar forvet yokluğunda Sinan Gümüş’e yedek bile yazılmıyorsa ya oyuncu antrenmanlarda çok kötü ya da Galatasaray O’nu Türkiye Kupası için transfer etmiş. Muğdat bu maçın formatındaki maçlarda çok sürpriz sonuçlar yapabilirdi bence. Muğdat bu kadar yoklukta oynamayacaksa keşke Anadolu takımlarında Fenerbahçe’nin başına bela olmaya devam etseydi.
Sonsöz
Aslında bugün eksiği çekilen oyuncu santrfordan çok Ndiaye’ydi. Bu format tam da Ndiaye’nin öne çıkacağı format. Bence devre arasına kadar Süper Lig deplasman oyunlarında da bu akşam ki oyun özellikle Ndiaye’nin katkısıyla sürdürülmelidir. Galatasaray bu kadro yapısıyla bugüne kadar deplasmanda dominant oyun oynayamıyorsa artık kadrosuna göre oynamalıdır. Bu şekilde belki de deplasmanda farklı mağlubiyet serisini galibiyet serisine çevirecektir.
***
Şampiyonlar Ligi açısından bu akşamı değerlendirirsek Galatasaray’ın bu akşam gruptan lider çıkmayı neredeyse garantileme şansını kaçırdığını söylemek isterim. Schalke 04 maçlarında en az 3 puan bekliyorum. Schalke 04 maçlarından dört ya da altı puan çıkarmak Galatasaray’ı gruptan lider çıkmaya çok yaklaştırırken her iki maçın berabere bitmesinin de çok kötü olmayacağını düşünüyorum. Bugün herkes Lokomotif Moskova’nın mağlubiyetine üzülmüş; bense bir takımın en kısa sürede kopması açısından bu mağlubiyeti olumlu buluyorum. Son maçlara girilirken ilk üç sıradan aşağı düşmemenin garanti olması Galatasaray’ı Şampiyonlar Ligi’nde bir üst gruba çıkma konusunda daha fazla motive edecektir. Neticede Galatasaray bugün hak etmediği bir mağlubiyet aldı. Ancak kadrosunun üzerine çıktı. Galatasaray gibi bir marka değerine, Galatasaray gibi”winner” geleneğe sahip bir takım; kadro kalitesinde düşme de yaşasa farkını ortaya koymalıydı. Bugün de bu farkı ortaya koydu. Galatasaray umarım gelecek maçlarda bugünkü maçta alınması gereken puana ihtiyaç duymaz ve sahadan hep bugünkü gibi başı dik ayrılır.
Blog’un kuruluş amacı ve isim hikayesi için https://www.3numaraliuye.com/3-numarali-uye/yazısını mutlaka okuyun!
Twitter: http://twitter.com/3numaraliuye
Facebook: https://www.facebook.com/3numaraliuye/
İnstagram: https://www.instagram.com/3numaraliuye/