TAKTİK MAKTİK VAR!

0
2674


Sezon başından beri istediğimiz oyunu ve istediğimiz skorları yakalayamadık.

Son haftalarda ise dış ve iç etkenler nedeniyle daha da beter hale geldik.

Çok yazdık çok konuştuk.

Kadro kalitesini, oyuncuların kaliteli olup olmadığını, Fernando’yu, Belhanda’yı, Mariano’yu’ Feghouli’yi, Maicon’u ve daha nicesini eleştirdik. Özellikle ben sezon başından beri bu oyuncu grubuyla Fatih Hoca’nın kendi kafasında kurduğu oyunu oynayamacağını ve oynayamadığını defalarca dile getirdim.

O yüzden sezon başından beri aynı şeyleri yazmaktan bazen sıkılıyorum. Zaten sanıyorum ki Hoca bu takımı değiştirecek. Bu çok net. Benim de gönlümden geçen budur. Sorumluluk almayan, lider özelliği olmayan, parasını alıp sakatım diye yatan hangi oyuncu olursa olsun gitsin! EPL’den gelmiş, aslında çok yetenekliymiş, ahtapotmuş, Porto’da oynamış, aslında normalde çok iyiymiş vs. ben bunlara tokum.

Ama bugün ben başka bir şey yazacağım.

Bu yazacaklarımın amacı mazi ile övünmek değil bazı şeyleri hem Fatih Terim’e naçizane hatırlatmak (İnşallah okur, bir ümit) hem de “Fatih Terim istifa” diyen bir grup ergen taraftara birşeyleri göstermek olacak.

TAKTİK MAKTİK YOK BAM BAM BAM MI?

Fatih Hocam başarılı olsa da olmasa da zaman zaman insanlar hep “Taktik bilgisi yok, sadece iyi bir motivatör” şeklinde eleştiride bulunmuştur. 

UEFA Kupası finali öncesi soyunma odası konuşmasında söylediği düşünülen “Taktik maktik yok bam bam bam” sözü aslında tamamen yalandır.

Konuşma tam olarak şöyledir: “Hiç risk yok, ofsayt taktiği diye birşey yok, kadememiz tamam, ileri gittiğimizde de hep beraber topa doğur bam bam bam gideceğiz” diyor. 

Sene 2000’ler. O zaman Kloop, Guardiola vs. yok.

Ve Fatih Terim şöyle sesleniyor yukardaki konuşmanın öncesinde: “Topun olduğu yer bizim için pozisyon, dizilmemizin en önemli sebebi topun olduğu yer. Düşüncemiz, size aktardıklarımız, bizim sahaya geçtikleri andan itibaren hiçbir boş alan ve boş adam bırakamamadır. Ve top oynayacağız. Size bir daha söylüyorum; en iyi defans yapma, oyunu oynamaktır.”

Yani şimdi modern futbolda tercih edilen, Kloop vb futbol adamlarıyla ön plana çıkan “Rakibe önde basma ve topa göre pozisyon alma, gegenpress” felsefelerinin öncülerinden biri Fatih Terim’dir.

20 sene önce modern futbolun temellerini Türkiye’de atan, futbol bir pozisyon oyunudur diyen ve antrenmanlarda bu taktiğe göre çalışma yapan, Avrupa’da bahisçilerinin 1/250 şans verdiği Türk takımına hücum futbolunu oynatan, turnuva boyunca “hep beraber topa doğru gideceğiz, önde oynayacağız, topa göre pozisyon alacağız, toplu bir şekilde, bek, defans orta saha gözetmeksizin hücum oynayacağız ve yine forvet, orta, hücum oyuncusu gözetmeksizin, toplu bir şekilde topa basıp önde press yapacağız ve savunmayı önde kurarak rakibin ataklarını durduracağız, en öndeki dahil hep beraber savunma yapacağız diyerek Avrupa’dan kupa getiren ve şu anda modern futbolda oynanan bu oyunu 20 sene önce söyleyen Hoca’ya “İstifa, taktik bilmiyor vs.” Diyorsunuz öyle mi?

Devam edelim…

Fatih Terim anlattıklarımla kalmıyor 118 yıllık Türk futbol tarihinde yine bir ilke imza atarak Avrupa’da kulüp çalıştıran ilk Hoca olarak Fiorentina’ya gidiyor.

Fiorentina tribünlerinden Fatih Hoca’ya sevgi dolu pankartlar…

Terim’in geldiği sezon efsane golcu Batistuta kulüpten ayrılıyor. Ve gayet mütevazı bir kadroya sahip olan Fiorentina Fatih Terim ile en çok gol atan takım oluyor. Fiorentina ile 28 maçta 10 galibiyet 11 beraberlik ve 7 mağlubiyet alıyor.

Taktik maktik bilmeyen bu adam sonraki sezon dünyanın en büyük klüplerinden biri olan Milan’a transfer oluyor. Terim’den sonra Fiorentina’ya ne mi oluyor? 22 puan toplayıp küme düşüyor. Yani Seri B’nin yolunu tutuyor. Üstelik Fatih Hoca Fiorentina’nın başındayken İtalya kupasında Milan’ı elemiş ve finale çıkarmıştır. Yani Fatih Hoca’dan sonra Fiorentina’nın başarıları Fatih Terim’in etkisiyle sağlandığı İtalya’da apaçık bir şekilde görülüyor ve konuşuluyor. 

Milan’ın başındayken sadece 13 maç görev alıyor.

Bu 13 maçta 8 galibiyet, 3 beraberlik ve sadece 2 mağlubiyet alıyor.

Nasıl ya? Bu istatistik ile Hoca mı kovulur? 

Gelin perde arkasına bakalım…

MARCEL DESAİLLY VE BEYFENDİLER MASASI

Marcel Desailly Milan’da bir dönem top oynamış Fransız defans oyuncusudur.

Kaptan adlı bir otobiyografik kitap çıkarmıştır.

Bu kitabında Milan’ın içinde “Beyefendiler Masası” adı altında bir grup kurulduğunu yazmıştır.

Milan takımının içinde bir hiyerarşik yapı olduğunu, bu beyfendiler masasında oturanlar takımın kiminle yemek yiyip kiminle yatacağına, ilk 11’de kimin oynayıp kimin oynamacağına kadar etki yaratabilicek bir yapı olduğunu yazmıştır.

Paolo Maldini’nin bu masaya kaptanlık ettiğini ve babası Cesare Maldini sayesinde kimsenin Paolo’ya karışamadığını ve beyfendiler masasına karşısına almak istemediğini belirtmiştir.

Şimdi tüm bunları birleştireceğiz.

Fatih Terim Milan’ın başında İnter derbisine çıkıyor ve muazzam bir oyunla İnter’i 4-2 mağlup ediyor.

O maç sonrası taraftarlar efsane tribün olan Curva Sud’ün önüne Fatih Terim’i çığlık çığlığa “İmparator” diye çağırıyorlar.

Uzun süren bu davete Fatih Terim icabet etmeden duramıyor. Oynanan diğer maçlarda Fatih Terim’e sürekli “İmparatore, Grande” şeklinde destek vermişler ve oldukça sevmişlerdir.

Fatih Hoca tribünlerin yoğun sevgi gösterisine karşılık verirken… 

Hatta yıllar sonra İtalya’da, stadda konuk olarak maç izlerken İtalyan taraftarların Fatih Terim’e olan sevgisi ve gösterdikleri ilgili oldukça etkileyicidir. İnternette bulabilirsiniz.

Neyse konumuza dönelim. 

Milan’ın televizyon kanalının başında görev yapan ve Milan’ın içinden gelen Maura Suma adlı gazeteci Cesare Maldini ile arasında geçen bir konuşmayı yıllar sonra anlatıyor. 

Mauro Suma, yazdığı makalede teknik adam tribün ilişkilerine dair örnek verirken  İnter derbisini hatırlatıyor.

Suma ertesi gün Milanello’da rastladığı Cesare Maldini’ye “Gördün mü Terim’i? Curva’yı nasıl peşine taktı. Taraftar çok seviyor onu. Ne güzel değil mi?” diyor. Baba Maldini ise oldukça hoşnutsuz bir tavırla “Milan’da böyle işler olmaz. Bize ters” diyor ve tribünlerin Terim’e olan sevgisinden dolayı rahatsız olduğunu ifade ediyor.

Mauro Suma, 11 yıl sonra yazdığı makalede “Ben Cesare ile konuştuktan 15 gün sonra Fatih Terim ile Milan’ın yolları ayrıldı” diyor.

Fatih Terim’in çalışma prensibi şudur:  “Futbol ve futbolcu ile ilgili tüm konular bana aittir der. Oyuncunun ne yediğinden ne içtiğine, kimle aynı odada kaldığından, yemekte kiminle oturduğuna kadar” kendisi belirler. Futbol konusunda patron kendisidir. Ne başkan, ne bir futbolcu ne de kulübün önde gelenleri Fatih Terim’in kırmızı çizgilerini geçemez. Geçildiği an Fatih Terim orada durmaz…

PİRLO

Milan’ın derin adamları, efsane tribün Curva’nın Fatih Terim’e ölesiye destek vermesinden rahatsız olmuş ve tetikçi İtalya basınına Fatih Terim’in aleyhinde haber yaptırmaya başlamıştır.

Beyfendiler Masası ırkçıdır ve tamamen İtalyan oyunculardan oluşmaktadır.

Pirlo ise yeni geldiği için beyfendiler masasına henüz oturamamıştır. Ve Fatih Terim yönetiminde, kendine saha içinde sadece 33 dakika yer bulabilmiştir.

Pirlo ve İnzaghi ile yakın arkadaştır. Hatta aynı zamanda birbirleriyle oda arkadaşlığı da yapmaktadırlar. Maldini’de şuan Milan’da sportif direktörlük yapmaktadır…

Fatih Terim’in son maçı… Torino karşılaşması…

Tüm tetikçi İtalyan basını bir mağlubiyet sonucu Fatih Terim’in gitmesi gerektiği hususunda kamuoyu yaratıp algı oluşturuyor.

Milan 1-0 yenik durumda… Milan penaltı kazanıyor. Topun başında kim var? İnzaghi…

İnzaghi penaltıyı ne mi yapıyor? Üstten dışarı yolluyor.

Terim Milan’dan ayrılıyor…

13 maçta sadece 2 mağlubiyeti olan Terim…

Pirlo ise kitabında Fatih Terim’den “Türk Fatih Terim” diye bahsetmektedir.

Şimdi resmi birleştirmeyi size bırakıyorum.

Beyfendiler masası, Baba-Oğul Maldini’ler, Berlusconi, oda arkadaşları olan Pirlo-İnzaghi, Penaltıyı kaçıran İnzaghi, Beyfendiler Masasının tamamı İtalyan, Berlusconi-Ancelotti, Pirlo sadece 33 dakika süre almış… Maldini şuan sportif direktör, Türk Fatih Terim… Fatih Terim değil. Özellikle Türk Fatih Terim diye yazıyor…

Ben yemedim sevgili Pirlo… Yemedim. Sen ne kadar karalasan da yemedim, yemedik…

İmparator’un ellerine kapanan ve hayranlıkla bakan İtalyanlar

Şimdiiii… Dönelim günümüze.

Ben vizyoner, Türkiye’nin en iyi, dünyanın da sayılı Hocalarından biri, Hücum futbolununun önderi, ilklerin adamı Fatih Terim’in oyuna 4 bek sokması, oyunu tutamaması, bu kadar uzun süre oyun planını oturtamamasını “Hangi futbolcular ile oynuyorsa oynasın” kabul edemiyorum. 

Hocam; sen vizyonersin. İlklerin adamısın. Hep daha iyisini hep daha ilerisini düşünen, çağın modern futbolunu oynatmayı geçiyorum onun üzerine eklemeler yapabilen yenilikçi bir futbol adamısın.

Hatta Fatih Hoca’mın kendisi söylemişti geçenlerde “ Biz şimdi oynanan Hücum oyununu 20 sene önce Türkiye’de oynatıyordum” diye.

Ben ve biz seni kurda kuşa yedirmeyiz. Bize gerek yok, sen kendini yedirmezsin zaten…

Benim sana inancımda tamdır. Açık net.

Ama Hocam hep olduğun gibi daha cesur olmalısın. Eren’e, Selçuk’a, ona buna bel bağlama Hocam…

Senin bu takıma bir oyun planı koyabileceğini, en kötü dönemde oyunu nasıl oynaması gerektiğini öğretebildiğini biliyoruz Hocam…

Sen boşver tetikçileri, TFF’yi, MHK’yı, gücü elinde tutan muktedirleri… Biz uğraşırız onlarla…

Bir kaç söz de 18 yaşında, Tudor’u onu bunu Hoca’dan daha iyi Hoca ilan edenlere…

Senin Tudor’unun oynatmaya çalıştığı gegenpress oyununu Türkiye’ye getiren Hoca’dır Fatih Terim… Formsuz olabilir, şuan istediğimiz seviyede de olmayabilir. Ama Fatih Terim’in hem geçmişte hem yakın tarihte, hem Milli takım hem de klüp bazında neler yapabildiği ve yaptığı ortadadır.

Barça’nın Tiki-Taka oyun modelini oturtan Rijkaard’a karşı “İmparator Fatih Terim” diye bağırdık biz… Tudor falan kim yahu? 

Ama sen Fatih Terim’i tanımadan bilmeden şuan geçici bir durum olan formu üzerinden istifaya davet edersen belkide yakın gelecekte gelecek olan başarıların hayat damarını kesmiş oluyorsun. Yapma güzel kardeşim yapma. Biz Hoca’yı sev, uğrunda öl demiyoruz. Eleştirme de demiyoruz. Al eleştiriyorum işte Hoca’yı… Formsuz diyorum. Fatih Hoca ilah değil, eleştirilemez değil, hatasız değil. O da bir insan. Hatta doğru bir eleştiri insanı ileri taşır… Ama sabırlı ol.

Biraz düşün, Fatih Terim’in mazisine ve futbol felsefesine ön yargısız bak. Hiç “Taktik maktik yok” dememesine rağmen bu lafı söylemiş gibi algı oluşturanların gazına gelme.

Buradan sonra şampiyon olur muyuz olamaz mıyız, gerçekçi bakarsak kestirmek zor. Ama olursak ve olacaksak bu Fatih Hoca’nın artıları sayesinde olacağı kesin…

İlk başta Hoca’yı forvetsiz bırakanlar, Eren’e, Selçuk’a mecbur bırakanlar, Stoper alamayanlar, Hoca’yı yalnız bırakanlar utansın.

Sonra biz Hoca kondisyon yüklemedi mi, formsuz mu değil mi vs konuşuruz. Konuşuyoruz zaten. 

Ama utanması gereken Hoca değildir…

IFAB, UEFA, FIFA’ya gitmeyenler, Kadro kurmayanlar, Forvet almayanlar, Hoca’yı yapayalnız bırakanlar biraz düşünsün…

Son olarak başta Selçuk İnan olmak üzere; Eren Derdiyok vb. gibi milyonları kazanıp zerre mücadele etmeden, Galatasaray’a fayda sağlamayan oyuncuları Galatasaray taraftarı sahada görmek istemiyor…

Celil, Yunus, Ali Yavuz hiç hazır değildir, yetersizdir ama onlarla yenilmek en azından bizleri bu denli kızdırmaz…

twitter: https://twitter.com/allahkitaphagi

Ana hesabımızı takibe almayı unutmayın: https://twitter.com/3numaraliuyecom

Yorum bırak

Lütfen yorumunuzu yazınız
Lütfen buraya adınızı yazınız