Her Başlangıç Yeni Bir Umuttur…

0
1141

Uzun bir aradan sonra herkese merhaba… Dün Rize’de oynanan tiyatrodan sonra maç izlemenin bile anlamlı olup olmadığını çok düşündüm. Ancak taraftarsız tribünlerde de olsa Galatasaray’ımızı bir iddia için sahada görmeyi o kadar özlemişim ki tüm günüm maç saatini beklemekle geçti.

****

Yaz dönemi çocukluğumda en sevdiğim dönemdi. Transfer haberleri için her gün gazete alır spor sayfalarının transfer ihtimallerini takip ederdim. Galatasaray daha az renkli ama daha yararlı transferler peşinde koşar ve sonunda daha çok verim alırdı; bu durumla gurur duyardım. Sonra dünya değişti, tüketim herkesin olduğu gibi kulüplerin de zorunlu hali oldu. Forma satışları için, sponsorlar için, gittikçe küreselleşen dünyanın dikkatini daha çok çekmek için yapılan transferler başka anlamlar kazandı. Ardından sosyal medya çıktı, işin suyu da iyice çıktı. “O çöp, bu işe yaramaz, bu sakat, bunun tipine gıcık oluyorum” gibi bir sürü çirkin nida arasında bir de duyumculuk diye bir şey çıktı. Tam da bu yüzden transfer dönemini sevmiyorum. Futbolu anlamaya çalışan, gerçek anlamda takip edenlerin değil de binlerce yalanın döndüğü ve bu yalanlara inanmak isteyen milyonlarca insanın “yalancıları” tahta çıkardığı bu dönem bir an önce bitsin istiyorum. Keşke Galatasaray hiç transfer yapma ihtiyacı olmayan bir kadroya alttan da bu kadroyu her pozisyonda zorlayan gençlere sahip olsa. Benim transfer dönemi için en büyük hayalim budur…

****

Günümüz ekonomik koşulları, FFP, süreklilik halinde devam eden ama sürekliliği bozan kiralık oyuncular derken beklentiler içinde yavaş bir transfer sezonuna girdik. Galatasaray’ımız bonservisi elinde oyunculara ek olarak bir de Etebo transferini gerçekleştirdi. Etebo harici transferlerin kampa yetişmiş olması avantajken orta saha transferlerinin hiçbirinin transferinin sezonun ilk maçına yetişmemesi hepimizin canını sıktı. Yeterince hazırlık maçı izleyemediğimiz ve pandemiden dolayı “kamp havası” koklayamadığımız için nasıl bir hazırlık dönemi geçirdiğimizi bilmesek de bu senenin geçen sezon yaz dönemine göre daha avantajlı olduğunu düşünüyorum. Geçen sezon Feghouli, Belhanda ve Diagne Afrika Kupasından kaynaklı yaz döneminde takımla çalışmamış; bunlara ek olarak transferin son günlerinde Falcao, transferin son saatlerinde ise Lemina, Taylan ve Andone takıma katılmıştı. Hem sezonun başında hem de sonraki süreçte bunun acısını çok çektik. O yüzden bu sezon Falcao, Taylan, Belhanda, Feghouli ve Diagne’nin fiziksel durumu çok daha iyi olacaktır. Transferi yapılacak oyuncuların arasından da hazırlık kampı görmüş, maç yap yapmış oyuncuları bulabilirsek Fernando’nun ilk geldiği zamanda yaptığı etkiyi takımda görüp belki de sınıf atlayabiliriz.

Maça dönersek

Transfer dönemi için defalarca yazmaya niyetlendim fakat bir türlü elim klavyeye gitmedi. O yüzden bugünkü yazıda bir türlü maça giremiyorum. Sadece bir hazırlık maçı görünce de neyle karşılaşacağım konusunda olumlu ve olumsuz her türlü sürprize açıktım. Gaziantepspor’un bunda ne kadar katkısı var henüz bilemeyiz ama beklediğimden iyi bir Galatasaray bulduğumu söyleyebilirim. Fatih Hoca kadroyu tercih ederken ince düşünceler içinde bulunmuş. Öncelikle Hatayspor maçında çok bariz eksikleri olan Luyindama’yı sahaya sürerek geleceğe yönelik önemli bir risk almış. Maç eksiğini gidermiş ve form tutmuş Luyindama bu ligin en önemli stoperlerinden birisidir. Hele ki Marcao ile birlikte form tutarlarsa biz Muslera’nın yokluğunu bile hissetmeyiz. İkinci dokunuş Taylan ile ilgili gelmiş. Defansif orta saha yokluğunda Taylan’ı bu pozisyona çok iyi hazırlamış. Taylan da sürece çok konsantre olmuş. Ayhan Akman’ın ön liberoya evrildiği süreçten beri göze bu kadar hoş gelen bir dönüşüm görmemiştim. Oysa ben Taylan’da yeni Tuncay Şanlı potansiyeli görüyor ve O’nu hep sol tarafta hayal ediyordum. Hoca bu konuda tecrübesini konuşturmuş ve belki de Türk futbolu bu sayede yeni bir isim kazanacak.

Kısa Kısa

  • Fatih Öztürk: Takımımızda görmek istemediğim simalardan birisiydi. Hoca muhtemelen O’nu Okan Kocuk’la rekabet etmesi için transfer etti. Belki yetenek anlamında Okan Kocuk daha iyiydi ama Fatih Öztürk daha iyi fiziğiyle daha agresif tarzıyla öne geçmiş gözüküyor. Sanırım Muslera gelene kadar formayı vermez. Okan Kocuk geçen sene kaçırdığı kendini gösterme fırsatına yansın.
  • Omar Elabdellaoui: İlk izlenimlerimiz bizleri yanıltmazsa artık sağ bek bulma konusu da yabancı kaleci bulma konusu gibi geleneğe dönüşebilir. Mariano bu ligin gördüğü en iyi sağ beklerden birisiydi. Futbolu aklıyla oynuyordu. Ama ilerleyen yaşı defansif zaaflar göstermesine sebep oluyordu. Karşısında baskın, hızlı ve güçlü oyuncular olduğunda bazı maçlarda çok zorlanıyordu. Takım formdayken katkısı büyük olurken düşüşlerde çok zorlanıyordu. Omar ondan çok farklı bir oyuncu gibi geldi bana. Çok güçlü, kendini dinlemek zorunda kalmadan oynuyor. Rakip takımın sıfırına inmekten çekinmiyor. Onun bu artısı sezon ilerledikçe kendini gösterecektir. Hele bir de taraftarla buluşursa performansı çok artar.
  • Saracchi: Sağ bekte defansif olarak güven veren bir bek bulduk. Solda Saracchi’nin defansif zaafları var. O yüzden onu hücumda bir silah olarak kullanmanın bir yolu mutlaka bulunmalı.
  • Marcao: Geçen sezona çok formsuz girmişti. Bu sezon sanki daha bir konsantre. Hakemler ucuz sarı kartlarla O’nu köşeye sıkıştırmaktan vazgeçerlerse bu sezon çok önemli katkılar verir.
  • Luyindama: Ah o sakatlık olmasaydı! O’nu sahada görmek, eski günlerini hayal etmek bile güzel. En kısa zamanda form tutması dileğiyle.
  • Taylan Antalyalı: Yazı içinde yeterince değindim. Ama Galatasaray gibi bir takım bir pozisyonda her zaman daha iyisini zorlar. Transferde O’nu kesecek birisi gelse bile çalışmayı sürdürmeli. Galatasaray gibi bir takımda ilk şart kabul görmek. Bu sene bunu başarırsa bu uzun senede mutlaka çok katkı verecek ve karşılığını alacaktır.
  • Arda Turan: Transfer sürecinde fikirlerimi yeterince paylaştım. Takımda görmek istemediğim bir isimdi. Son 3 yılının aksine bu sene sporcu olduğu aklına gelmiş olacak ki fiziksel bir hazırlık sürecine girmiş. Fatih Hoca’nın desteğiyle belki de verimli bir oyuncu haline gelecek. Maç eksiğine rağmen hücum presleri ateşlemesi bugün O’nun adına olumlu şeylerdendi. Aklını futbola vermeye çalıştığı belli. Umarım ben ve benim gibi düşünenleri yanıltır. Galatasaray’a zarar değil yarar getirir.
  • Emre Kılınç: Transfer döneminin ismi en çok öne çıkan oyuncularından birisiydi. Yerli transferleri oynatmak, onlardan verim almak çok zordur. Bana göre Emre Kılınç’ın artısı başarı merdivenlerini birer birer çıkışı. Galatasaray forması giyene kadar yeterince tecrübe edindi. Bu büyük camiada olmak O’nun için büyük bir şans. Burada hem parasını kazanabilir hem de tarihin sayfalarından unutulmaz yerler edinebilir. Galatasaray’a gelerek geleceğin Tarık Daşgün’ü olmak istemediğini açıkça ilan etmiş oldu. Çünkü Galatasaray demek hedefleri yüksek tutmak demek. Bugün O’nu ilk kez izledik. İlk vuruşu ve ilk golündeki soğukkanlılığı muazzamdı. Hazır takımda saha içi lider eksikliği varken daha çok topla buluşmayı istemeli. Duran topları kullanmak konusunda da istekli olmalı. Zira Galatasaray’ın duran topları Ömer Bayram’ı bile asist sayısı konusunda çok ileri taşıdı. Emre bu konuda fark yaratabilir.
  • Belhanda: Hemen her gün takımdan ayrılacağı konuşuluyor. Hoca tribünler boşken yine O’nu kazanma peşinde ya da belki de değerini arttırmaya çalışıyor. Bugün çok etkiliydi. Takım savunmasında ve top çalmalarda Taylan’a güzel eşlik etti. Belhanda’nın artı ve eksilerini tekrar tartışacak değilim ama keşke mücadelesine konsantre olup bir süre duran top kullanmayı bıraksa.
  • Feghouli: Son şampiyonluğumuzun mimarı. Geçen sezon kritik anlardaki golleri atsa belki de bugün başka şeyler konuşuyor olabilirdik. Takımın en yetenekli birkaç isminden birisi. Geçen sezon hazırlık kampı görmemesi O’nun performansını çok etkiledi. Bu sene Omar’dan faydalanmayı öğrenirse tekrar fark yaratabilir.
  • Falcao: Yaşı, hazırlık kampı görmemesi ve taraftarın sevgisine hemen karşılık verme çabası geçen sezonun büyük bölümünü sakat olarak geçirmesine sebep oldu. Tüm bunlara rağmen oynadığı maçlarda fark yarattı ve golcülüğünden bir şey kaybetmediğini gösterdi. Uzun sürecek sezonda Diagne ile birlikte ekonomik olarak kullanılırsa bu sene kulüp efsanesi olabilir. Hoca Diagne’yi de kullanarak ligin gole en yakın adamlarına en az 50 gol katkısı hedefini göstermeli. Keşke Diagne bugün daha uzun süre alsaydı.

****

Gelenler, gidenler, gelmesi istenenler, gitmesi istenenler… Galatasaray son yıllarda transfer dönemi yönetirken çok acziyet içinde. FFP dönemini kiralıklarla atlatmaya çalışırken Marcao, Luyindama ve Taylan dışında geleceğe dönük kimsenin alınmamış olması bugün elimizi en çok bağlayan sorunlardan. Belhanda, Feghouli ve Babel gibi oyuncuların yüksek yıllık ücretleri de başka önemli sorun. Ancak bu süreci yönetirken eskiden olduğu gibi yönetemezsiniz. Eğer menajerleri satarken kullanmayı beceremiyorsanız elinizdekileri oynatarak değerli hale getirebilirsiniz. O yüzden takımda kalacak tüm oyunculardan fayda sağlamanın bir yolu bulunmalı. Oynayan oyuncu transfer sezonunda daha çok değerlidir. Bu açıdan Belhanda ve Babel’in transfer dönemi sürerken forma giymesini olumlu buluyorum.

Avrupa Ligi

FFP, santrforsuzluk, yaş ortalaması derken Şampiyonlar Ligi’nde yeterince tokat yedik. Bazıları Avrupa Ligi’ni angarya olarak görüyor ama ben çok önemsiyorum. Umarım kazasız belasız Avrupa Ligi’ne kalırız da tekrar Avrupa Fatihi olmak için ivme kazanırız.

Fatih Terim

Transfer sezonunun belirsizliğine rağmen hocayı pozitif gördüm. Bu sene “Selçuk İnan da olmadığına göre” oyuna müdahale konusunda pozitif hamlelerinin sayısı artacaktır. Hoca’dan bu sene en büyük beklentim mutlaka geleceğe yönelik gençleri sürece dahil etmesidir. Son periyottaki iki şampiyonluğa rağmen bu konuda ciddi eksiklerimiz var. Bir taraftan kazanıp bir taraftan geleceğe yönelik hamleler yapmanın zamanı geldi de geçiyor bile.

Sonsöz

Geçen sezondan sonra heyecan duymayı çok özlemişiz. Geçen sezon çok haksızlıklara ve şansızlıklara maruz kalıp şampiyonluktan olduk. Bu bizde büyük bir travma yarattı. Rize’deki garabeti görünce bu senenin daha çok çirkinliğe gebe olduğunu görmüş olduk. Ancak biz en güçlüsü, en iyisi olursak bu “şeytan işlerini” ayaklarına dolandırabiliriz. Bu federasyonu ibra eden, yaptıkları hakkında sessizliğe bürünen yönetimimizden çok umutlu değilim. Ama yeterince çalışırsak kötülüklerle sahada baş edilebileceğini biliyorum. Sizce de Galatasaray’ın misyonu zaten başkaldırı değil mi?

Blog’un kuruluş amacı ve hikayesi için https://www.3numaraliuye.com/3-numarali-uye/  yazısını mutlaka okuyun!

Twitter: http://twitter.com/3numaraliuye

Facebook: https://www.facebook.com/3numaraliuye/

İnstagram: https://www.instagram.com/3numaraliuye/

Yorum bırak

Lütfen yorumunuzu yazınız
Lütfen buraya adınızı yazınız