“Üst üste iki galibiyete rağmen futbol adına ışık vermeyen Galatasaray’ımız rakiplerinin puan kaybettiği haftada önüne altın tepside gelen fırsatı değerlendirebilecek mi?” Dün akşam ki Fenerbahçe maçında Galatasaray taraftarının çoğunun bu soruyu dile getirdiğinden eminim. Uzun bir aradan sonra futbol adına olumlu şeyler görmek istiyor ve geleceğe dair de ışık görmek istiyorduk. Yaklaşık 65 dakika Galatasaray’ın oynadığı futbol bu anlamda beklentilerin üstündeydi. Fatih Hoca Falcao’nun yokluğunda geçen hafta şans bulan ama kendini hayalet kontenjanına atayan Diagne’nin yerinde Babel’e şans verirken Babel’in boşalttığı sol kanatta Arda Turan’a, Etebo yerine de Belhanda’ya şanş verdi. Yine iki haftadır hayal kırıklığı yaratan Ömer’in yerine Emre Kılınç’ı çekerken, O’ndan boşalan sağ kanatta da Feghouli’yi değerlendirdi. Böylece Fatih Terim sezon başında başarılı üçgenler kuran ve bunlar aracılığıyla pozisyon bulan yaratıcı isimlerin hepsini sahaya sürmüş oldu. Bu sayede Galatasaray’dan uzun bir aradan sonra futbola dair olumlu görüntüler izlemiş olduk.
****
Bugün özellikle ilk yarıda benim en dikkatimi çeken şey teşebbüs konusunda rahat olmamızdı. Bence Galatasaray’ın en büyük sıkıntılarından birisi oyuncuların çoğu zaman en iyi pası, en iyi şutu aramasından kaynaklı top çevirmesi neticesinde kaptırılan toplarla kontratak yemesi, bazen bu kontrataklardan kaynaklı sarı kartlar yenmesi gibi bir sürü sorun çıkarıyordu. Birkaç oyuncusu dışında yaşlı bir takımın, sürekli geri koşmak zorunda kalıp, zaten az olan enerjisini tüketmesi de tüm oyunu etkiliyordu. Bugün bu anlamda daha direkt bir oyun tercih edilmesi skoru erken bulmamızda bence önemli bir etkendi. Ben bu anlamda Luyindama’nın rakibe giden paslarını bile olumlu buluyorum. Orta sahada top kaybına neden olmayacak her türlü pas hatası, şut girişimi bizi zorlamazken rakipleri de hataya zorlayabilir. Mesela Belhanda’nın golünü gözden geçirelim; Belhanda ters ayağıyla ilk buluştuğu anda gol vuruşunu gerçekleştirdi. Ben Belhanda’nın defalarca bunu yapmak yerine sağ ayağını ya da daha uygun arkadaşını arayarak pozisyonu kaybettiğini hatırlıyorum. Bu teşebbüslerin devam etmesi gerektiğine inanıyorum.
****
Galatasaray bugün penaltı atışı haricinde 65 dakika rakibi çok fazla umutlandırmadı. Ancak 65. dakikadan sonra Sivasspor müthiş bir baskı kurdu. Bu baskının başlamasının en büyük etkeni basit top kayıplarıydı. Bu top kayıpları sayesinde üst üste top kullanan Sivasspor takımı oyunun kontrolünü tamamen eline geçirdi. Bu noktada ya kenardan ya da saha içinden bir cevap gerekiyordu. Emre ve Feghouli’nin üçüncü gol fırsatlarını değerlendirememesi üzerine Galatasaray saha içinden cevap verme şansını değerlendirememiş oldu. Sivasspor üst üste pozisyonlar bularak baskı kurmaya devam etti ama burada kalesinde gittikçe devleşen kaleci Okan Koçuk’u karşısında buldu. Bu pozisyonlardan birisinde top Okan’ın bacak arasından geçti ve Okan adına şanssız bir gol oldu. Aslında baskının arttığı ilk dakikalarda oyuna Donk’un girmesi bazı sorunlarımızı çözebilirdi. Taylan’ın sarı kartla oynuyor olmasının da etkisiyle agresif olamaması yediğimiz baskının nedenlerinden birisiydi bence. Donk girince takımın boyu uzardı, hava toplarında da fayda sağlardı. Donk sadece defansif bir oyuncu değil aynı anda çok çeşitli ofansif katkılar da verebiliyor, bu açıdan bir taraftan stoperi yedeklerken diğer taraftan orta sahada da değerlendirilmeli bence. Golden sonra Hoca 5 dakika daha oyuncu değiştirmedi, değişen bir şey olmayınca 3 oyuncu birden değiştirdi. Kısmi bir direnç gelişse de son düdük çalana kadar nefesimizi tuttuk ve bekledik. Neyse ki korkulan olmadı ve Galatasaray, rakiplerinin puan kaybettiği haftada 3 puan alarak milli araya moralli girmiş oldu.
****
Babel’in santrforda çok gol atamayacağını biliyorum ama bu senenin de ayağı sahaya en sağlam basan oyuncularından birisi olduğunu düşünüyorum. Sol kanatta oynarken kaleden uzaklaşıyor ve kanattaki stili itibariyle de hızlı oyun kurulmasının önüne geçiyor. Falcao’nun yokluğunda yokları oynayan Diagne yerine bugün O’nun oynamasını çok olumlu buldum. Belki gol atamadı, belki çok da atamayacak ama arkadaşlarını ceza sahasına soktu, orta sahada duvar oldu ve uzun bir aradan sonra topla en çok buluşan santrforumuz oldu. Ben özellikle de düşük profilli rakiplere karşı Falcao ile beraber kullanılması gerektiğini düşünüyorum. Bugün Belhanda, Arda, Emre ve Feghouli topun daha olumlu şartlarda bizde kalmasını sağladı. Emre uzun süredir sağ kanatta düşük performans gösteriyordu. Sol iç için şimdilik eksikleri olsa da yeteneklerini daha fazla konuşturma fırsatı bulduğu gibi zaman zaman da Arda ile yer değiştirerek saha içinde koridorlar açması oldukça olumluydu. Arda’nın uzun bir aradan sonra gol bulması yanında, performansını 90 dakikaya yayabilmiş olması da Galatasaray için önemli bir gelişme diye düşünüyorum.. Açıkçası ben Arda Turan’ın bir çıkış yapacağını da sakatlanmadan bu haftalara geleceğini de düşünmüyordum.
Özellikle Erzurumspor maçında sahanın en formsuz ismi Marcao’yu daha toparlamış gördüm. Keşke penaltı pozisyonunda biraz daha dikkatli olsaydı.
Emre Taşdemir’i de Hajduk Split maçından beri ilk kez bu kadar iyi gördüm. Biraz daha hızlı düşünmeye başlarsa kalite yolunda bir adım atabilir. Ancak diğer bekimiz Omar’a Galatasaray gibi bir takımda oynadığının hatırlatılması gerektiğini düşünüyorum. Mariano gibi zekâ kokan ofansif katkıları stili itibariyle kesinlikle beklemiyorum ama fizik gücü sayesinde kanadını daha etkin kullanabilir. Hoca’nın bu konuda dokunuş yapması gerektiğine inanıyorum. Omar iyi bir savunmacı ama ofans noktasında bir atılım gerçekleştirebilirse kendisine sınıf atlatır.
Abdülkadir Bitigen ve Sivasspor Oyuncuları
Ben Galatasaray maçlarındaki hakemleri ikiye ayırıyorum. Öncelikle Galatasaray lehine faul çalmaktan, kartlık hareketlere kart göstermekten imtina eden, tersi bir durumda da asla affetmeyen hakemler. Bir de kendince iyi maç yönetmeye çalışan ama ülkedeki hakem kalitesi ve potansiyeli gereği pek de yönetemeyen hakemler. Üçüncü iyi bir seçenek de var ama O’nu çok nadir görüyoruz. Bugün hakem ikinci seçenekteki performansı ortaya koydu. İyi maç yönetmeye çalıştı. Marcao’nun yaptırdığı penaltıyı görmedi ama VAR desteğiyle verdi. Taylan’a çok saçma bir kart verirken Arda Turan’ın rakibin yüzüne müdahale ettiği pozisyonda sarı kart vermedi. Sivassporlu oyuncuların maçın ilk dakikasından itibaren sürekli itiraz etmelerine, ceza sahasında en ufak dokunuşta kendini yere atmalarına bir türlü müdahale etmedi. Sivasspor’un itirazında ilk kez haklı olduğu yerde de bir oyuncusuna sarı kart gösterdi. Rıza Çalımbay maçtan sonra topu hakemlere atıyor ancak önce kendi oyuncularının sürekli kendilerini yere atıp penaltı isteme sorununu çözsün. Rakibin rengi değişince bir de bakmışsın sarı kartlar havada uçuşuyor. Bir pozisyona hâlâ gülüyorum; sarı kartlı oynayan Mustapha Yatabare kendi ayağına takılıyor ve penaltı için yoğun itirazlarda bulunuyor. VAR futbol hayatımıza girdiğinden beri bu kadar saçma penaltı itirazı görmemiştim.
Sonsöz
Hafta sonuna girerken Hoca’mıza yönelik mesajlar içeren bir yazı yazmıştım. Okumayanlar varsa bu linkten okuyabilir. https://www.3numaraliuye.com/2020/11/06/vasati-degil-ruyalarimizi-istiyoruz/ Bugün yazıda eleştirdiğim bazı şeylerin değiştiğini görmek beni mutlu etti. Ömer haricinde yerli oyuncularımızdan milli oyuncumuz yok . Umarım Hoca bu arada iyi bir takımla hazırlık maçı ayarlar, takımın gençlerini ve gelecek vaat eden isimlerini bir kez daha gözden geçirir. Bu sene çok uzun olacak. Bunun yanında Covid 19 belası bizi şu ana kadar teğet geçti. Yarın öbür gün as oyunculardan birkaç tanesi enfekte durumuna düşerse kadro kurmakta zorlanırız. Şampiyonluk yolunda herkese ihtiyacımız var, gelecekte daha rahat ekonomik pozisyonlara yükselmek ve daha istekli takımlara dönüşmek için de gençlere! Herkese iyi haftalar dilerim…
Blog’un kuruluş amacı ve hikayesi için https://www.3numaraliuye.com/3-numarali-uye/ yazısını mutlaka okuyun!
Twitter: http://twitter.com/3numaraliuye
Facebook: https://www.facebook.com/3numaraliuye/
İnstagram: https://www.instagram.com/3numaraliuye/