Uzun zamandır Altyapının önemine ve A takım bazında ki yanlış kadro yapılanmalarıyla alakalı bir şeyler yazmak istiyordum. Kısmet bugüneymiş diyerek kalemi elimize alalım.
Girişi dün akşam Türkiye Kupası’nda mücadele ettiğimiz Keçiörengücü maçıyla yapalım.
Zayıf rakibimize karşı maç izlemeye giden bir çok taraftar, takımı desteklemenin yanı sıra kadroda yer alacak genç futbolcuların ne yapacağını merak ederek statın yolunu aşındırdı. Bir nevi beklentilerinin karşılığını da İsmail Çipe, Atalay, Celil, Yunus ve sonradan oyuna dahil olan Ali Yavuz’la, Malik’i izleyerek aldılar.
Fatih Hoca’nın geçmişten günümüze hangi oyuncuları ne şekilde A takım kadrosuna kazandırdığını hepimiz biliyoruz. Şu an lig birincisi takımın kaptanından tutun da, Emre Çolak’a, Semih’e, Ozan’a kadar uzanır bu yolculuk…Genç ve yetenekli çocukları en zor anlarda, sorumluluk almalarını isteyerek ve kendilerine olan güveni sonuna kadar vererek destekleyip oynatan Fatih hoca son dönemde kadroya aldığı gençlerle de adından sıklıkla söz ettiriyor.
Şu an A takım kadrosunda yer alan; Atalay, Ozan, Yunus, Abdüssamed gibi oyuncuların Galatasaray’a kazandırılmasında da Fatih hocamızın parmağı vardır. Fatih hoca, Galatasaray’ın geleceğini inşa etmek için bu çocuklar buldurmuş ve kulüp bünyesinde futbol oynamalarına vesile olmuştur. Tıpkı sezon başında alt yapıya kazandırılan gençler gibi.
- Ercan Şirin 2000 doğumlu, stoper. Gençlerbirliği
- Emircan Seçkin 2002 doğumlu, kaleci. Sakaryaspor
- Utku Tan 2002 doğumlu, orta saha. Pazarspor
- Mirza Cihan 2001 doğumlu, orta saha. Gazişehir Gaziantep
- Murat Şenel 2003 doğumlu, sağ bek. Bucaspor
- Malik Karaahmet 2000 doğumlu, forvet. Karlsruher
- Ahmet Eren Akgüney 2002 doğumlu, stoper. Altınordu
- Emin Bera Aydemir 2004 doğumlu, kaleci. Çorum Belediye spor
- Ata Öztürk 2003 doğumlu, defans. Kasımpaşa
- Çekdar Orhan 1998 doğumlu, orta saha. Antalyaspor
Bu çocuklar ilk adımda aklıma gelen transferler:
Fatih Hoca’nın takıma dönmesiyle, daha önce de beraber çalıştığı ve 2000 doğumlu gençlerin takıma kazandırılmasında büyük pay sahibi olan Nedim Yiğit hocanın da Gençlik Geliştirme Teknik Sorumlusu olarak tekrar göreve gelmesi çok önemli ve güzel bir adımdır.
Şu an A takımda forma bulan gençlerin devamı da hem yeni transferlerle hem de gözünü Florya da açmış, abilerinden formayı almayı bekleyen gençlerimizle gelecektir. Ozan Kabak sahadaki duruşu, azmi, hırsı, zekası ve ahlaki olarak düzgün bir karakter olarak alttan gelecek gençlerimiz için büyük bir örnektir.
Bugün U-14 Milli takımından U-21 Milli takımına kadar bir çok oyuncumuz ülke formasını sırtına geçirmektedir.
En alt grup olan U-14 Milli takımında forma giyen Ersin Yılmaz, Harun Can Karıksız, Emrah Mutlu’dan tutun da kademe kademe yükselen Ayhan Akman’ın iki oğlu Efe Akman, Hamza Akman’a, Beknaz’a, Süleyman Luş, Bozan, Atalay Yıldırım, Erencan Yardımcı, Mustafa Kapı, Fırat Güllü, Ogün Çalışkan, Mutlu Doğan Aksu, Recep Gül, Gökay Güney, Sefa Duman, Emirhan Civelek, Halil İbrahim, Metehan, Mustafa Fettahoğlu’na kadar uzanıp giden geniş bir oyuncu kitlesi.
Hepsinin bir anda forma şansı bulması beklenemez tabi ki. Bunların içinden en potansiyellileri A takım oyuncularını zorlayacak yarışın içinde yer almalı. Diğerleri için de Pilot takım uygulaması devreye sokulmalı. Bu bağlamda, çocukların maç tecrübesini arttıracağı, mücadele güçlerini geliştirecekleri, oyun zekalarını olgunlaştıracağı Ptt 2. lig veya Hollanda, Belçika gibi ülkelerin 2. liglerinden takımlar bulunmalı, gençlerin gelişimleri yakından takip edilmelidir. U-19 ve U-21 de kendi yaşlarıyla oynayacakları maçlarla edinilecek tecrübe bir yere kadardır. Galatasaray’ın geleceğine yapılan en güzel yatırım pilot takım uygulamasıyla olacaktır…
İsmini yazdığım ve arada unuttuğum bir çok yetenekli genç Galatasaray’ın geleceği olacaktır. Önemli olan alt yapıya verilen değerin hem tesisleşme hem eğitim hem de ahlak bakımından çocuklara yansımasıdır.
Galatasaray kültürünü iyi almış;
Galatasaray’ın bir his takımı olduğunu, renklerine aşık birbirlerini seven futbolculardan kurulduğunu, Galatasaray’ın feragat ve fedakârlık istediğini, şımarıklığı, kendini beğenmişleri, yalnız kendini düşünenleri kaldırmayacağını, kısacası Galatasaray’ın bir halatı hep birlikte çekenlerin, hep birlikte üzülü, hep beraber sevinmesini bilenlerin takımıolduğunu benimseyen her genç o ruhla sahaya çıkacak, bireysel olarak çalışmasının kaynağını da A takım formasını sırtına geçirerek alacaktır.
Biz taraftarlara, yönetimlere ve teknik heyete düşen de, yetenekli gördüğümüz her çocuğu sonuna kadar koşulsuz desteklemektir.
Maalesef ülkemiz futbolunda başarıya endeksli takımlar kurulup, hoca, menejer, yönetici ilişkilerinin çıkarı gözlendiği için alt yapıdan gelen çocukların değerlendirilmesi yerine, gereksiz ve iş yapmayan transferler yapılmış, medyanın, taraftarın gerekli sabır göstermemesinden kaynaklı da 18-20 yaşında ki yetenekler daha parlamadan yok olup gitmiştir.
Hatırlayan vardır büyük ihtimalle. Rijkaard dönemi sonrası takımın başına Bülent Ünder getirilmiş, yardımcılığına da sezon başı Alt yapı sorumlusu olarak görev alan, Galatasaray kültürünü iyi bilen, alt yapısından çıkıp A takımda kaptanlığa kadar yükselen, daha sonrasında da yurt dışında ülkemizi yıllarca temsil etmiş, profesyonelliği dibine kadar yaşamış Tugay Kerimoğlu getirilmişti. O dönem A takımımızın durumu hepimizin bildiği gibi çok kötüydü. Ligi puan sıralamasının ortalarında bitirdiğimiz dönemde A takımın kadrosunda Mustafa Sarp, Barış Özbek gibi vasat altı oyuncular yuhlanarak oynuyor, Türkiye Şampiyonu olan Paf takımımızdan ise hiç bir oyuncu forma şansı bulamıyordu. (son dönemde bir iki maç merthan caner öztürk oynamıştı sanırım) Bir maç sonrası Bülent Ünder’e bu durum hatırlatıldığında ” alt yapıda oyuncu var da biz mi oynatmıyoruz” cevabını vermişti. Üstelik yardımcısı da yukarıda yazdığım gibi, Alt yapı Koordinatöre Tugay Kerimoğlu’ydu…
Bu durum stoperlerimiz sakat ve cezalıyken genç Semih yerine Kewell’ın stoper oynamasına, Tudor’un N’diaye transferi karşılığında Ozan ve Atalay’ı Osmanlı’ya verilebilirsiniz raporuna kadar dayanır gider…
Üst satırlarda da yazdığım gibi, başarı önemlidir ama başarıya giden her yol transferden geçmez. Kadro yapılanmasını düşünürken alt yapıdan gelecek çocukları da plana katmak önemlidir. Bu çocuklar yıllarca A takım formasını giyebilmenin hayaliyle idman yapıyor, eğitim alıyor, kısıtlı aylıklarıyla zor şartlarda Florya’ya gidip geliyorlar. Onların hayallerini iki kuruşluk rant için, başarı odaklı hareketler için madara etmeyin.
Fatih Hoca’nın bu konuda Galatasaray’a olan katkısını sonuna kadar takdir ederim, tartışmaya bile girmem. Lakin; son dönemde yaptığı hamleleri de anlamış değilim. Bugün Galatasaray forması giyen ve yürüyecek hali olmayan, başı kesik tavuk gibi sağa sola koşturmaktan başka iş yapmayan bir çok oyuncu kulübe ciddi anlamda maddi, manevi külfet getirmektedir.
İki metre ötesine dahi top atamayacak durumda olan Selçuk’un yerine neden alternatif olarak Linnes denenmez? Bu adam, Milli takımında sağ iç oynuyor, Molde de açık oynamışlığı var. Yani bunu bilememek imkansız. Hadi hoca bilmiyor, yanındaki yardımcıları, scout ekibi vs de mi söyleyemiyor? Linnes muhabbetiyle biraz alt yapıdan çıktık ama devamı da gelecek. Linnes’i göremiyorsunuz madem, Abdüssamed, Atalay, Mustafa Kapı neden ligde de ufak ufak forma giymez? Bakın dün akşam bile ilk yarı Selçuk’u orta sahada oynatacağız diye hayatı boyunca sol açık oynamamış Atalay’ı o bölgede oynattık. İkinci yarının başlamasıyla plan değişikliği yapıldı ve ortaya yanaşan Atalay kalitesini gösterdi. Maçı izlemeyen varsa Muğdat’a bıraktığı ara pasını dikkatli izlesin. O pası A takımda dahi bırakacak başka bir oyuncu göremiyorum maalesef… Keza Ömer Bayram oynayacağına Süleyman Luş forma bulsun. Ahmet Çalık’a dünya para verdik. Ligde 1-2 maç oynasın, kupada dökülsün diye yıllık 1,5 milyon euro ücret ödüyoruz. Muğdat’ın asıl mevki sol açık olmasına rağmen ısrarla en uca konuluyor, çocuk sağa sola basmaktan başka bir şey yapmıyor. En uçta verim alamıyorsanız bırakın Ali Yavuz oynasın, atamayacaksa, gol kaçıracaksa kendi değerimiz kaçırsın… Kendi hırsına kapılıp Gole giden Ali Yavuz’un önünden top almasın Muğdat. Gençlerin önü açılsın…
Bu yazdığım isimler kötü oyuncular demiyorum ama yeni transfer de olsa ısrar edilmemeli, geçmişte sağladıkları yüzünden bugün kulübe maddi, manevi yük getirmemeli, kendi çocuklarımız değerlendirilmeli diyorum. Her sene iki çocuğumuz forma bulsa üç-dört sene sonra fazla transfere gerek kalmadığı gibi, parlatıp sattığınız oyuncudan da para kazanırsınız, devamlılığı sağlar, alt yapıdan gelen çocukların daha iştahlı çalışmasına neden olursunuz…
Yukarıda yazdığım sadece dört A takım oyuncusunun maliyeti Galatasaray’a kemiksiz, beş-altı milyon euro. Bu kadar para alt yapıya aktarılsa her sene çatır çatır oyuncu çıkaran bir fabrika haline geliriz…
Fatih Hoca’mızın tıpkı geçmişte ki gibi daha cesur davranmasını ve yetenekli gençlerimizi ufak ufak A takıma kazandırmasını umut ediyorum…
Çalışan, renklerin ve formanın kıymetini bilen her genç azminin karşılığını mutlaka alacaktır. Ozan’la başlayan ilk on bir şansının diğer çocuklara da bulaşması dileklerimle…
”Galatasaray’ın geleceği Galatasaraylılarla olacaktır”
Umut COŞKUN
ANKARA
Twitter: https://twitter.com/emana312
Ana hesabımızı takip etmeyi unutmayın: https://twitter.com/3numaraliuyecom