Ligin ilk maçında çok iyi olmayan oyunumuzu mağlubiyetle kapattık. Başlangıç için Ali Sami Yen’i bekledik. Genel olarak iyi oyuna rağmen üretemediğimiz pozisyonlar ve eksik kalmamızla birlikte rüzgar istemediğimiz yöne döndü. Maçın son anında yediğimiz şanssızlık golü ile birlikte umduğumuzu yine bulamadık.
Dün akşam Kayseri deplasmanında oynadığımız maç her açıdan önemliydi. Bir kaç sezondur yaşadığımız deplasmanda sonuç alamama, cezalı Seri, oturmayan takım düzeni bir çokları için el ovuşturma sebebiydi. Üstüne üstlük 17’lerin canhıraş savunucusu ve işbirlikçisi, Erzurumlu/Beşiktaşlı Kayseri başkanının “Galatasaray’ı yenmek görevimiz” cümlesinden sonra benim için daha da hırslanma sebebi oldu. Bu şahsa bu görevi kim, neden, nerede, nasıl verdi tahmin etmek çok zor değil, bu vesileyle buradan O’na bir kere daha geçmiş olsun.
Oyuna kontrollü başlayan taraf bizdik. Oyunun hakimi olacağımız en başından belliydi. Geçen sene Mariano/Belhanda/Soso’da gördüğümüz ve sonuç aldığımız üçgenleri, bu maç Babel/Nzonzi/Yuto+Ömer’de de görmek keyif ve umut verdi. Dün üzücü olan Belhanda ve Luyindama’nın bireysel kötü performanslarıydı. Luyindama henüz maçın başında Muslera ile konuşmayarak/dinlemeyerek bir gol yememize sebep oluyordu. Sonrasında nedendir bilemiyorum, kritik bir top kaybı ile golü kalemizde görmemize sebep oldu. Topu tehlikeli bölgeye sokmakta zorlandığımız ilk yarıda, maçın ilk şutunu 41. dakikada Babel’le çektik. Ömer Bayram’ın özellikle ikinci yarıda ortaya koyduğu iyi futbol beni çok mutlu etti. İstedi, azmetti, çabaladı ve aldı. Umarım bu çizgisini üstüne koyarak devam ettirir. İkinci yarının başında oyuna giren Emre oyuna hareketlilik getirdi. Her geçen gün daha iyi olacağını, öğreneceğini biliyorum. Adem geçen sezon Malatya maçlarından ötürü sıcak baktığım bir isim değildi. Geldiğinden beri çabalaması, azmi ve oyuna girdikten sonra verdiği reaksiyon çok güzeldi. Gol sonrası patlaması ise resmen sahadaki bizdi…
Gelelim maçın hakemi ve VAR’a…
Maçın başında nasıl bir yönetim sergileyeceğini sezdirmeye başladı atanan. Çok net söylüyorum; ilk yarıda 8 kişi kalması gereken Kayseri takımı, 72. dakikada 9 kişi kaldı… Mensah, Lopez, Diego 45. dakikayı görmemelilerdi.
Hakemlik zor değil; yapabilene, ruhunu satmayana, talimatı şerefinden üstün görmeyene… Maçın ilk dakikasından Kayserililerin sert müdahalelerine ses çıkrmayacağını belli ederek onlara talimatlı bir özgüven kazandırdı. İlk fırsatta bize kötülük yapmaktan çekinmeyecekti ve böyle de oldu. Uzatmalarda Soso’ya yapılan net penaltıda ise inceleme ihtiyacı bile hissetmedi. İşin daha da kötüsü VAR’daki efendi incelemesi yönünde bir uyarı bile yapmadı. Kardeşim bir standardınız olsun artık! Her türlü imkanı olup, bu kadar art niyet taşıyınca ortaya saçma sapan bir görüntü çıkıyor. Derdiniz bu haftada puan kaybetmemizi sağlayıp güya bizi yarıştan koparmaktı. Sizin kötü ruhunuz da biliyor ki Galatasaray sıkıntılardan gül deryasına hiç kolaylıkla gitmedi…
Adam dünyanın sayılı futbolcularından, son dünya şampiyonu, o takımın as oyuncusu; buraya geliyor bir bakıyor saçma ve karanlık bir düzen… Sonra “ülke futbolu” hebele hübele. Siz birilerini korumaya çalıştıkça, dibe giden biz oluyoruz! Kendinize gelin, çocuklarınızın yüzünü düşüren babalar olmayın, yedi sülalesine sövülen kimseler olarak hatırlanmayın. Şeref paradan ve şöhretten büyüktür…
Evet, başlıyoruz. Biz başladığımız zaman durmayız, bunu çok iyi biliyorlar. Biz de bu filmin sonunu biliyoruz. Enseyi karartmadan #Hedef23 ! Biz şampiyon olacağız…