Ligde on birinci galibiyetin peşinde koşan Galatasaray evinde ligin keyifli takımlarından Ümraniyespor ile karşılaştı. Gerek takımımızın formu, gerek rakibin sert savunma yapan bir takım olmayışı açıkçası biraz rehavete sokuyordu bizi. İlk gole çabuk ulaşıp keyifli ve rahat bir maç izlemeyi bekliyorduk. Ancak Ümraniyespor’un bazı sürprizleri vardı.
Galatasaray müthiş bir istekle başladı. İlk dakikalardan itibaren istekli oyunu bizleri golle rahat buluşacağına ikna ediyorken, Ümraniyespor ilk kez Onur Ayık ile savunmamızın arkasına sarkıyordu. Muslera Onur’un açısını iyice kapatıp golü engellerken, Onur penaltı noktasına hiçbir arkadaşının gelmemesine isyan ediyordu. Aslında bu pozisyon ilk uyarıydı ama biz ofansif gücümüzle rakibin hevesini kursağında bırakmayı umuyorduk. Daha sonra Geraldo önderliğinde gelmeye devam eden Ümraniyespor Avanou ile yine Muslera’ya takıldı. Tehlike çanları bizim için çalıyorken Emre Taşdemir ve Kerem’in arasındaki uyumsuzluğu bir maden gibi kullanan Geraldo, formda golcü Umut Nayir’i golle buluşturdu.
Galatasaray Paniklemiyor
Bu sezon Galatasaray’ı panikletmek kolay değil. Yediğimiz golden sonra da öyle oldu. Bizim ölçülerimize göre uzun da sürse gole karşılık verdik. Ancak sol tarafımızdaki madenden yararlanmaya devam eden Ümraniyespor o bölgeden gelen atak sonucunda Oğuz’la bir gole daha ulaştı. Kerem ile Rashica’nın yerini değiştiren Okan Buruk maçtaki ilk dokunuşunu yaparak Geraldo’nun hızını kesti. Ancak aynı Okan Buruk ikinci yarıda olası bir gol yeme ihtimalini daha yaşamamak için kanayan parmağı kesti. Aksayan oyunculardan birisi Emre Taşdemir’i ile geçen haftanın yıldızlarından Dubois’i değiştirdi. Yabancı sayısını dengelemek için de Rashica’yı Yunus ile değiştirdi. Okan Buruk’u bu hızlı kararı için tebrik etmek lazım. Duygusal davranıp Emre’ye biraz daha zaman verseydi, zaten homurdanan tribünler olası terslikte faturayı keserdi. Bu hamle ile hem oyuncuyu hem de takımı korumuş oldu.
İkinci Yarı Motto: Konsantrasyon!
Dubois’in oyuna girmesiyle Galatasaray savunmasını sigortaladı ve tekrar güvenle hücum etmeye başladı. Ligin en çok ceza sahasına giren, en çok ve en rahat gol pozisyonu bulan ama en az penaltı kazanan takımlarından olan Galatasaray kurduğu baskı sonucu bir penaltı kazandı. Geçen hafta penaltıyı kaçıran İcardi harika bir Panenka penaltısı atarak penaltılardaki psikolojik üstünlüğü tekrar eline aldı. Ümraniyespor çırpınıyor, Galatasaray saldırıyordu. Avonou’nun Torreira’ya yaptığı hareketle ikinci sarı kartı alması üzerine Galatasaray Gomis’i de oyuna alarak topuyla, tüfeğiyle saldırmaya başladı. Abdülkerim’in harika ortasına İcardi’nin enfes kafa vuruşu ile tekrar bulutlara yükseldik.
Okan Buruk’un Dikkat Çektiği Sorunları Yaşadık
Son haftalarda oyun üstünlüğünü alıyor, galip de geliyorduk ama pozisyonlar veriyorduk. Okan Hoca da bu konuya ısrarla dikkat çekiyordu. Bu maçta o pozisyonlar golle buluştu ve bazı sıkıntılar yaşadık. Normalde solda kim oynarsa oynasın takımdaki yardımlaşma neticesinde savunmada ciddi zaaflar yaşamıyorduk. Abdülkerim ve Nelsson da rakip santrforları eziyor ve maçları güvenle geçiyorduk. Bugün Ümraniyespor yazının başında değindiğim nedenlerle sol tarafımızı etkili kullandı. Ek olarak da Umut Nayir’in zaman zaman Nellson’a kurduğu üstünlükten faydalandı. Ki böyle bir olayı uzun zamandır görmemiştik. Umut Nayir’in hem bugünkü hem de son zamanlardaki performansını kutlamak lazım.
Ümraniyespor
Biz sezona deplasman tuzağıyla kurulmuş berbat bir fikstürle başladık. Ümraniyespor da art arda zorlu rakiplerle denk gelen fikstürle başlayarak ligin en şansız takımı oldu. Eğer sezonun başında _Galatasaray maçı dahil_ son dakikalarda galibiyetleri kaçırmasalardı ligdeki konumları bambaşka olurdu. Umarım bir mucize olur da bu ekibin emekleri boşa gitmez.
Psikolojik Harp
Şampiyonluğa giderken tüm takımlar hem kendi maçlarına hem de rakiplerinin maçlarına aynı dikkatle odaklanırlar. Puan kayıplarını dört gözle beklerler. Son dakikalarda kazanılan, kaybedilen puanlar içeriye mesajları vermeye başlar. Galatasaray mükemmele yakın bir futbol oynuyor. Derbileri süpürmüş, Başakşehir’e yedi atmış. Kötü hakemleri alt etmiş. Rakiplerin genel olarak saygısını kazanmaya başlamış. Eğer rakipleri kollanmasa en yakın rakibiyle puan farkını ona çıkarıp, yarım şampiyonluk turunu da atacaktı. Bunu herkes biliyor.. O yüzden Galatasaray’ı saha dışına çekmek isteyen hamleler geldi suyun öte yakasından ama Galatasaray Dursun Özbek öncülüğünde bu oyuna gelmedi. Saha içinde gerekeni yapacağımız konusunda güvenini aktardı.
Diğer yandan MHK değişimi ile yeni bir hamle geldi. Murat Ilgaz’ın Merkez Hakem Kurulu engellemelerini yeterli bulmayanlar yeni bir MHK planlaması içine girdiler. O yüzden iyi oynamak, dört puan farkla ilerlemek yeterli değil. Yaşayacağımız bir puan kaybıyla bize acaba dedirtip rakiplerimizi harekete geçirebilirler. İşte bu maç bu yüzden çok önemliydi. Öncelikle bize dersler içeriyordu. Bize küçük de olsa korku yaşatıp “acaba” dedirtti. Rakipleri de beklenti içine sokarak “acaba” dedirtti. Ancak İcardi’nin enfes kafa vuruşu rakiplere umutsuzluk virüsü enjekte ederken Galatasaray’a bir kez daha güven aşıladı. Şampiyonluk yolunda bu tarz duygu oyunları da var. Ve biz bu oyunları oynamayı severiz. Konsantrasyon mottosu ile devam, aslanlarımıza selam olsun!
****
Okan Buruk’un maç sonu demeçlerini dinledikçe içime bir huzur doluyor. Yaptığı analizler tamamen gerçekçi ve eksiksiz. Bu gerçekçilik bizi şampiyon yapacak! Diğer yandan zaten iyi durumda olan kadromuzu geliştirme çabaları, yeni transferler ve umudumuzun kesildiği oyuncularla yolları ayırmayı başarmak çok kıymetli. Özellikle Seferoviç konusunda duygusal davranmayıp yeni bir Babel krizi yaşamamak çok önemliydi. Aanholt için de aynı şeyi düşünüyorum. Seferoviç kadar verimsiz değildi. Ama bu hücum takımına ayak uyduramadı. Galatasaray’ın her kuruşu, her dakikası önemli. Bu dakikaları ve maddi gücü Galatasaray’ın geleceği için kullanmamız gerek. Boey transferi ışık olsun… Hem sol beke hem de santrfor pozisyonuna geleceğe dönük bir hamle gelsin. Bunları yürekten isterim…
Sonsöz
Dileklere devam… Boey’den gol beklerken Dubois atmıştı geçen hafta. Bu hafta Boey yine gole yaklaştı ama kaleci izin vermedi. Ancak Abdülkerim sayesinde stoper katkısı dileğim gerçekleşti. Abdülkerim hem gol hem de asist yaparak bugün maçı çeviren isimlerden oldu. Ben yine de dileğimi sürdürüyorum; “sağ bekimiz Boey’in gol hasretinin Trabzonspor maçında dinmesini diliyorum. Her maç yaptığı mücadele ve ofansif istek arada bir de golle neticelenmeli.” Torreira ve Nellson’un eşliği de şampiyonluk yolunda çok güzel gözükecek! Mayıslar zaten bizim, Nisanlar da bizim olacak! Galatasaray’a güvenin, Galatasaray’la kalın!
Blog’un kuruluş amacı ve hikayesi için https://www.3numaraliuye.com/3-numarali-uye/ yazısını mutlaka okuyun!
Twitter: http://twitter.com/3numaraliuye
Facebook: https://www.facebook.com/3numaraliuye/
İnstagram: https://www.instagram.com/3numaraliuye/