Galatasaray için milli aralardan dönüş her zaman sıkıntılı olmuştur. Ortada böyle bir gerçek varken milli maçlar dönüşü ligin en zor deplasmanlarından birisine çıkmak kolay değil. Hem de takımınız çoğu birbirini tanımayan yeni transferlerden oluşuyorken… Böyle bir ortamda yeni, genç ve dinamik takımıyla Galatasaray geleceğe doğru bir ateş yakmak istiyordu.
****
Galatasaray’ın en zayıf noktası Sacha Boey’in yokluğunda De Andre Yedlin ile formsuz ve yorgun Muslera’yken Trabzonspor’un en güçlü yanı çok formda bir Nwaekeme’ydi. Diğer yandan Trabzonspor’un sol beki İsmail Köybaşı ise Karadeniz ekibinin zayıf karnıydı.
****
Galatasaray genç ve dinamik oyuncuları oyuna takıma kattıktan sonra zaman zaman düştüğü sıkıcı görüntüden tamamen uzaklaşmış. Hücumda ne yapacağı belli olmayan bol alternatifli opsiyonlar kurmuş. Cicaldau, Morutan, Emre Kılınç ve Kerem her an golle buluşacak dörtlüyü oluştururken, Halil Dervişoğlu gezgin oyunu sayesinde rakibin dengesini bozuyor ve göze hoş gelen, hızlı bir oyun ortaya koyuyorlardı. Topu rakibe bırakıp direk toplarla sonuca gitmeye çalışma, rakibi hataya zorlama meyvesini çabuk verdi ve Emre Kılınç’ın erken golü geldi. Golden hemen sonra Kerem ve Halil’in uyumu sonucu bir pozisyon daha bulduk ama Halil’in yumuşak vuruşu kalecide kaldı. Sonrasında Trabzonspor belli oranda bir baskıyı kurarken Galatasaray yine rakibin boşluğunu kolluyordu. Nihayet ikinci gol geldi ve rahatladık derken Abdullah Avcı takımının aksayan oyuncuları Abdülkadir Ömür ve İsmail’i oyundan alarak duygusal bir risk aldı. Normalde çoğu teknik adam devre arasını beklerdi ama Avcı yaptığı bu hamle ile devreye tek farkla girecek baskıyı yeniden kurdu, golü ve morali cebine koyarak soyunma odasının yolunu tuttu. Her şeye rağmen rağmen savunmasının dağınık görüntüsü ile goller bulacağımızı düşünüyordum. Ancak değişiklikleri görünce açıkçası çok şaşırdım. İlk yarı sonlarında bulduğu gol ve Galatasaray’ın değişiklikleri sonrası psikolojik üstünlük Trabzonspor’a geçmişti. Değişikliklerin de katkısıyla Nwaekeme’nin sazı eline alması ile birlikte iyice bunaltan Trabzonspor, Hamsik’in Galatasaray’ın savunmasının sağındaki madeni değerlendirmesi sonucu beraberlik golünü de buldu. Bu golden sonra iyice morallenen ev sahibi ekibe karşı tek şansımız bol bol hata yapan, tek toplarla rahat ekarte edilen Trabzonspor savunmasının zaaflarından faydalanmaktı. Ancak yorulan hücum oyuncuları dinamikten, statik bir görünüme dönüştükçe bir puana razı görüntü ortaya çıktı.
Gençleşen Galatasaray
Hepimizin ortak kanısı gençleşen bir takım yola çıkarken oyuncular hata yapabilir, form tutamayabilir, iniş çıkışlar yaşayabilirler; o yüzden camia her zaman olduğundan daha fazla bir sabırla gençleri desteklemeli ve geleceğe bakmalıydı. Bu anlamda camiamıza güveniyorum. Bu noktada Hoca’nın da sonsuz cesaret içine girmesi gerektiğini düşünüyorum. Geleceğin Galatasaray’ın da ilk yardıma çağrılacak kişi Babel olmamalı bence. Bu takımın en pozitif yeri genç ve dinamik olması. Babel’in takımda olması takımın hafızasını geçtiğimiz sıkıntılı iki seneye çekiyor. Bu olumsuz hafızadan artık kurtulmalıyız. Babel’i geriye düştüğümüzde sadece ikinci forvet olarak değerlendirme fikrini de Halil varken geri çekiyorum. Halil’in varken yanına Mohammed, Diagne’yi çok rahat sürebilirsiniz, Halil yoksa son alternatif Babel olur. Babel’in bu dinamik takımın kanatlarında asla yeri yok. Mutsuzsa kendisine takım bulabilir.
****
Yazıyı yazarken Fatih Hoca’nın açıklamalarını da bekledim. Özellikle değişiklikler hakkında ne diyeceğini merak ettim. Açıkçası hayal kırıklığına uğradım. Emre Kılınç’ın sakatlanmış olması gibi bir gerçek varken orta sahadaki zaafı Aytaç ile giderip takımın tehlike yaratacak isimlerinden birisini çıkarması, kazanmış olsaydık bile beni mutlu etmezdi. Savunma hamlesi yapılabilir, buna itirazım yok. Ancak Hoca tecrübesinde birinin en güçlü alternatifi bulması gerekir. Emre sakatlandıysa Morutan sağa geçebilir, Taylan ve Berkan ikilisi orta sahayı tutmak için denenebilirdi. Ki bu ikili bireysel hatalar dışında gayet etkin bir birliktelik ortaya koyabildiklerini gösterebilmişlerdi. Oyuncular hedef göstermek, morallerini bozmak istemem ama bu takım yeni kurulan düzeninde oyun ve fizik yapısı ile Aytaç’a kadar ancak kupa maçlarında düşer. Geçen sene gelse bile çok net sırıtacak bir oyuncuyken, bu senenin dinamik takımında sırasının gelmemesi gerektiğini düşünüyorum. Sadece bol faul yapılması, kart görülmesi gereken maçlar olursa sahaya sürülebilir. Diğer yandan Nwakeme’nin sazı eline aldığı çok net ortadayken, Yedlin’in düştüğü zor durumlar açıkken, Yedlin’den hücumda da faydalanamıyorken en azından Nwaekeme ile kora kor dövüşmesi için bile Alpaslan’ı oyuna itilebilirdi. Nwaekeme Yedlin’den bulduğu özgüvenle diğer oyuncuları da madara etti. Birisinin onun ritmini bozması gerekiyordu.
Kısa Kısa
- Sonuç ne olursa olsun, önde basan, hızlı düşünen, hızlı deneyen bir takımın sahaya çıkmasından çok mutlu oldum. Takım birbirini tanıdıkça zaafları konusunda birbirine destek olacak, pozitif yönlerini de ortaya çıkaracaktır.
- Bireysel net hataların azaldığını görmek, özgüveni yükselmiş, keyifli bir oyun arayan ekip görmek çok güzel.
- Sıfır uzaktan şutla maç tamamladığımız günlerden şut deneyen bir takıma dönüşmek de çok güzel. Morutan, Cicaldau, Halil, Kerem ve Emre Kılınç’ın bize bu yıl bol bol şut ve gol izleteceğine inanıyorum. Bunlara Taylan, Berkan ve Gustavo da eşlik ederse doyum olmaz.
- Geçtiğimiz sezon sağ kanatta olduğunda neredeyse hiç etkili olamayan Emre Kılınç’ın Sivasspor günlerinden bir demet sunmasının, yeni dinamik takımdan kaynaklı olduğunu düşünüyorum. Kendi fiziksel gücüne göre oynayan, takımın temposunu ona göre ayarlayan yaşlı oyuncuların arasında neredeyse kaybolacaktı Emre Kılınç. Arda Turan’ın sakatlığının böyle bir döneme gelmesi, Emre Akbaba’nın gitmesi Emre Kılınç adına bir şans oldu. Hoca Babel ve Arda tercihlerini bu dinamizmin arasına sokmayı bırakırsa Kerem, Morutan, Emre Kılınç, sakatlıktan dönünce Barış ve kanatlarda tercih edilince Halil kanatlara fazlasıyla yetecektir.
- Santrfor tercihleri konusunda biraz muhafazakar sayılabilirim. O yüzden güçlü 9 numara diyebileceğim oyunculara santrfor pozisyonunda öncelik veriyorum aklımda. Ancak Halil bu ön yargımı kıracak gibi sanki. Bugün rakip stoperleri devamlı sağa ve sola sürüklemesi ve bire birdeki hamleleri üst düzeydi. Son vuruşları da asla zayıf değil. Sadece genç bir oyuncu, bazı şeylerin meleke haline gelmesi ve güvenli vuruş alışkanlıkları edinmesi biraz zaman alabilir. Keşke bonservisini alabilmiş olsaydık. Parlatıp kaçırdığımız gençlerden olmasını istemiyorum. Bugün Halil’i izlerken aklıma deplasmanda Sinan Gümüş’le çıktığımız Şampiyonlar Ligi’ndeki Porto maçı geldi. Orada Sinan yerine bugünkü Halil ne güzel yakışırdı. Özellikle Avrupa maçları ve derbi maçlarda Halil’in dinamizminin çok faydasını göreceğimizi düşünüyorum.
- Koca transfer döneminde duran toplar konusuna odaklanmamış olmak da gerçekten can sıkıcı. Belli ki yine duran top kısırlığı yaşayacağız. En azından organizasyon konusunda bazı çalışmalar yapılabilir. Direkt vuruşlar olmasa da bu takım duran toplarda farklı pas organizasyonlarıyla sürpriz goller atabilir.
Sonsöz
Puan kayıplarında son söz genelde Fatih Hoca’ya dönük oluyor. Sevgili Fatih Hoca’m son yıllarda oyuncu değişiklikleri konusu çok tartışılıyor. Bazı oyuncularda ısrar ettikçe de ilginç bir istatistik ortaya çıkıyor. O ısrar genelde puan kaybıyla neticeleniyor. Lütfen Selçuk İnan’ın son döneminde olduğu gibi şimdi de bazı isimlere takılmayın. Maçın ihtiyacına göre öncelikle Galatasaray’ın geleceğine hizmet edebilecek oyuncuları tercih edin. Geçmişin güçlü kontratlarıyla takımımızı esir almış oyunculara daha fazla prim vermeyin. Galatasaray’ı son durak yapanları değil Galatasaray’ın futbol hayatının çıkış noktasına koymak isteyenleri tercih edin. Büyük finaliniz büyümeleri durmuş değil, gelişme ufukları sınırsız gençler sayesinde başarılarla kavuşur. Günü idare edenleri değil, Galatasaray’la büyük isimler olmayı hayal edenler sizi istediğiniz limana kavuşturabilir.
Galatasaray’la kalın!

Blog’un kuruluş amacı ve hikayesi için https://www.3numaraliuye.com/3-numarali-uye/ yazısını mutlaka okuyun!
Twitter: http://twitter.com/3numaraliuye
Facebook: https://www.facebook.com/3numaraliuye/
İnstagram: https://www.instagram.com/3numaraliuye/