Derbi Kazandıran Santrfor Candır, Gerisi Heyecandır!

0
701

Ligin bal yapmayan arısı Galatasaray bu sezon sahasındaki ilk derbide Beşiktaş’ı ağırladı. Cezaları biten Boey ve Abdülkerim formalarına kavuşurken, Emre Taşdemir geçen hafta attığı golün ödülünü derbide sahada olarak alıyordu. Sezonun çalışkan isimlerinden Barış Alper ise bu sezon ilk kez on birde sahaya çıkıyordu.

Çıkan on bire karşı soru işaretleri vardı elbette ama hepimiz Okan Buruk’un bir bildiği olmasını diledik. Rashica ve Barış’ın ofansif kanatlarda değişmeli oyunları dışında, geçtiğimiz haftalardan pek farkımız yoktu. Savunmadan çıkarken zorlanıyor, hücum oyuncularımızla etkili oluyor ama santrforumuzu topla buluşturamıyorduk. Bunu aşabildiğimiz belki de ilk atakta santrforumuz İcardi’nin harika golüyle öne geçtik. Sonrasında ikiyi bulup rahatlamak ya da baskı yemeden oyunun kontrolünü elimize almak gibi seçenekler mevcuttu. Morali ve güveni yerlerde Beşiktaş karşısında bunu yapmak da çok zor görünmüyordu. Ancak üst üste faullerde takdir haklarını Beşiktaş’tan yana kullanan Halil Umut Meler takımımızın nefes almasına izin vermedi. Kazanılan duran topların birinde büyük bir takımın yemeyeceği bir golü yedik ve skor eşitlendi.

Golden Sonra

Golden sonra Beşiktaş’ın güveni gelse de net pozisyonlar Galatasaray’dan geldi. Mert Günok’u aşamayınca devreye beraberlikle girdik. İkinci devre yine istekli ama zaman zaman kopukluklar yaşayan bir Galatasaray vardı. Oliveria’nın pasını usta işi bir vuruşla golle çeviren İcardi ile öne geçtik ve takım güvenle oynamaya başladı. Sağ kanatta Umut Meraş’a karşı Boey ve Rashica’nın kurduğu baskıya Umut çok dayanamadı ve sakatlandı. Diğer yandan İcardi’nin ve Kerem’in direkten dönen topları gol olmayınca takımımız yine “acaba bir kaza olur mu?” duygusunu yaşadı. Cenk’in sürpriz şutunu Muslera çıkaramasa bu “acaba” gerçek olabilirdi. Son dakikaları gergin ve korkulu geçse de galip gelmeyi bildik.

Kazanan Her Zaman Haklıdır ama Kazandıktan Sonra Dersler Çıkarmak Lazım

Geçtiğimiz süreçte Oliveira’sız olmadığını gördük. Mertens’in orta üçlüden birisi olduğunda defansif boşluklar verdiğimizi gördük. Okan Buruk ilk önce Oliveria’dan vazgeçerek bu sorunu çözmeyi denedi. Ancak bu sefer de takımı ileri taşıyamadık. Formsuz oyunculardan Mertens’den vazgeçilebilirdi belki ama o da form tutmaya başlayınca, o seçenek de Okan Buruk için geçerli olmadı. Özellikle İcardi ve Mertens arasındaki uyum bu ihtimali de ortadan kaldırdı. Yani yine savunmadan çıkarken zorlanan, top kayıplarında boşluklar veren bir takım olarak yolumuza devam ediyoruz. Hiç mi düzelme yok derseniz Rashica’nın katılması, Kerem ve Yunus’un vazgeçilmezliklerinin ortadan kalkması sonucu en azından kanatlarda top kayıplarımız azaldı. Biraz daha hızlı hücum ediyoruz ve gittikçe takıma ısınan, kendisini fark ettiren İcardi’ye sahibiz.

Okan Buruk Ne Yapmalı?

  • Öncelikle ayrı ayrı çok kaliteli olan Boey ve Rasciha arasında bir oyun ezberi oluşturulmalı. Bu iki oyuncu birlikte hareket ettiğinde durdurulması çok zor bir ikili olurlar.
  • Bu maç özelinde başarısız gözükse de Abdülkerim’in savunmadan çıkışlarını ikinci bir seçenek olarak değerlendirmeli.
  • İcardi’nin bugün altını çizdiği “son vuruş ustası benim” gösterisini biraz daha geliştirmeli. Aslında bugün gollerden sonra herkes kafasını kaldırıp İcardi’yi aramaya başladı. İcardi’de buna karşılık verdi. Hem golü müthiş kokluyor hem de müsait değilse asist kolluyor. Böyle bir istasyondan daha fazla faydalanmalıyız.
  • Barış sırtı dönük kanat oyuncusu olduğu anlarda oyunumuz sıkışıyordu. Rashica ile yer değişikliği ilk bu tıkanıklığı çözdü. Barış’ın güçlü fiziğine farklı repertuarlar eklemesi lazım.
  • Bugün Mertens’in duran top vuruşunu Mert Günok’un kurtarması bir zincirin daha kırılmasını önledi. Duran toplarda gol orucumuz devam etse de aslında bir eşikte olduğumuzu düşünüyorum.
  • Kerem’in sonradan oyuna etkili girişi ile bir yerli rekabetinin oluştuğunu söyleyebiliriz. Bir an önce rahat skorlara kavuşup futbolcularımızın yeteneklerini daha az baskı altındayken göstermelerini sağlamalıyız. Yunus, Yusuf, Kazımcan ve Berkan takıma daha fazla katkı verebilir.

Halil Umut Meler

Galatasaray, Alanyaspor maçından sonra kurduğu baskıdan sonra aleyhinde skandal bir penaltı, skandal bir kırmızı kart alma ihtimalini azalttı. Ancak hakemlerde taktikler bitmez. Halil Umut Meler maçın başında Weghorst’un Nelsson’un çenesine yaptığı müdahaleye faul bile vermedi. VAR tabii ki yine devreye girmedi. Aynı Halil Umut Meler her dokunuşta kendisini yere atan Beşiktaşlı oyunculara faul çalarken faul çaldığı pozisyonların bir önceki anlarında Galatasaraylı oyunculara yapılan fauller görmezden geldi. Boey’e verdiği basit faullerle baskıladı ve “üst üste faul yaptın, kart görürsün” diye uyardı. Üst üste net fauller yapan Umut Meraş ise sakatlanana kadar özgürce faul yaptı. Özellikle 1-0’dan sonra bu süreci o kadar profesyonel işletti ki neticede Beşiktaş güven kazandı, Galatasaray nefes alamadı ve beraberlik golü geldi. Elinden daha fazlası gelirdi belki ama bugünün stratejisi ancak bu kadar karşı durabiliyordu Galatasaray’a. Mostafa Mohammed’in yüzüne bile bakamadan kırmızı kart gösteren Halil Umut Meler’e bir tutam utanma öneriyorum. Tabii hâlâ utanabilen hakem kaldıysa…

Sonsöz

Bir rakibinize karşı bu kadar üstünlük kurmuşken maçı koparamamak hatta belki yenilecek bir son dakika golüyle havaya sokacak duruma gelmek gerçekten üzücü. Galatasaray bu kadar kaliteli ayağı varken beksiz kalmış, güvenini kaybetmiş bir takıma karşı daha rahat üstünlük kurmalı. Umarım İcardi ile daha erken sonuca gidip diğer oyuncuların da seviyesini yükseltebiliriz. Galatasaray’la kalın!

Blog’un kuruluş amacı ve hikayesi için https://www.3numaraliuye.com/3-numarali-uye/  yazısını mutlaka okuyun!

Twitter: http://twitter.com/3numaraliuye

Facebook: https://www.facebook.com/3numaraliuye/

İnstagram: https://www.instagram.com/3numaraliuye/

Yorum bırak

Lütfen yorumunuzu yazınız
Lütfen buraya adınızı yazınız