Derbiden Önce 3 Puan, Liderliğe Devam!

0
505

VAR uygulaması devreye alındığından beri ne skandallar gördü Türkiye. Özellikle Galatasaray maçlarında akla hayale gelmez şeyler oldu. Öyle bir noktaya geldik ki attığımız gole sevinemez olduk, bir şekilde iptal ederler diye. Kornere gönderdiğimiz toplardan ne penaltılar çıkardılar. Minik ayak müdahalelerinden ne kırmızı kartlar çıkardılar. Pozisyonlar öncesi olanlar neticesinde ne gollerimizi iptal ettiler. Bunlar bizde şampiyonlukların kaçmasına neden olurken diğer yandan takımımızı da yıprattı. Geçtiğimiz hafta deplasmanda kötü zeminde bir maç oynadık. Hakemler ilk kez Galatasaray lehine bir karar verdiler. Bu kadar ayrıntıda iki ofsayt bir de faul tespiti vardı. Ortaya karışık bu durumu gol iptali ile değerlendirdiler. Bu kadar karışık pozisyonda aksayan yönü tespit etmek büyük başarı. Ama çizgiyi çekemeden bizim golümüzü ofsayt nedeniyle iptal etseler açıkçası ben de mutlu olmazdım. Ancak olay maçın ortalarında olmuştu ve rakibin telafi şansı vardı. Rakip son dakikalarda gol de bulmuş. Buna rağmen galibiyete ulaşmayı bilmişiz. Ancak maç sonunda “hakemdir, hata yapar!” diyenler hep bir ağızdan “kara gece” nidaları atmışlardı.

Oysa Bunlar…

  • VAR ilk çıktığında Rodrigues’i gole giderken düşüren oyuncuyu VAR’ın uyarısına rağmen atmayan Cüneyt Çakır’ı izlemişlerdi.
  • Serdar Aziz Galatasaray forması giyerken tertemiz müdahalesinin VAR’a rağmen penaltı ile cezalandırılmasını “On yediler bildirisi” ile “hakemdir hata yapar.” şiarıyla karşılamışlardı.
  • Aynı insanlar Kadıköy derbisinde Feghouli’den faulle çalınan top sonrasında gol yenilmesini, yine VAR uyarısına rağmen kararın düzeltilmemesini “olgunlukla” karşıladılar. O golle Fenerbahçe “Kadıköy serisini bir sene daha uzatmıştı. Aynı maçta Linnes’e, Onyekuru’ya yapılanları da hatırlamak lazım.
  • Aynı maçın hakemi Ali Palabıyık bu sene tarihi farka gidecek maçta Boey’i haksız yere attığında VAR ile konuşmaları hakkında iddialar vardı ama yayınlama yoktu.
  • Konya maçında Abdülkerim’e verilen ikinci sarı, İcardi’nin pozisyonlarına verilemeyen penaltılar gibi neler neler oldu.

Tüm bunlar olduğunda yayıncı kuruluş tartışmalı kararları “Trio” adlı hakem programına havale ederken, bize gelince “40 kişiyiz, biz bir karara varamadık diyerek kamuoyunu yönlendiriyordu.

Nedeni Belli

Ali Koç’un sponsorluğu ile beslenen medya ordusunun hep birlikte saldırıya geçmesinin en büyük nedeni belli tabii ki. Tarihin en deplasmanlı fikstürlerinden birisi Galatasaray’a oynatılıyor, rakibi Fenerbahçe ise Avrupa mücadelesi verirken neredeyse İstanbul dışına çıkmıyordu. Beklentiler belliydi… Transfer sezonunda seçim nedeniyle geciken, teknik ekibi geç belirlenen, transferleri hem bu nedenle hem de ekonomik nedenlerle geciken bir Galatasaray vardı. Galatasaray’ın yeni takımının o zor fikstürden çıkamayacağı ve iç kavgalara dönüleceği öngörülmüştü belli ki. Ancak beklentilerin aksine Galatasaray o zorlu periyottan lider olarak çıktı. Üstüne üstlük deplasmanda kazanma alışkanlığı olan bir takım oldu. Gol bulmakta zorlanmasına rağmen müthiş bir hücum istatistiğine sahipti. İşte bu süreç 5 senedir bir kupa kazanamayan “şımarık çocuğu” strese soktu. O da hakem bahanesiyle yine tüm tuşlara basmaya başladı. Ancak Galatasaray kalesinde İsmail Çipe, ileride Halil-Babel ile oynayan takım değil. Ne o kadar kolay gol yiyor ne de baskı kurmakta, gol pozisyonu bulmakta zorlanıyor… Çocukluğunda her istediği alınmış olma ihtimali yüksek Sn. Ali Koç… Parası olan ve sahalara döken ilk zengin değilsiniz. Futbolun kitlelerin sporu olmasının en büyük sebebi bu arenada farklı durumların ortaya çıkması. Futbol “Yaşar Usta’ların kazanma” ihtimali olduğu için kitlesel. Siz kendinize başka tatmin mecrası bulun!

Maça Gelirsek

Derbi önceleri, milli ara önceleri, Avrupa maçı önceleri hep zor olur maçlar. Üstüne bu hafta hakemler üzerinden yapılan operasyonla Galatasaray’ı baskı altına almayı planladılar. Anneannesi vefat eden Torreira, sakat İcardi, cezalı oyuncular Boey ve Oliveira’dan mahrum olduğumuz bir maçtı. Ancak evimizde, ateşli taraftarımızın önünde oynuyorduk. Maçın başında kiralık oyuncularımız Emre Kılıç ve Taylan’ın işbirliği kalemizde gol görmemize neden oldu. Gol yiyeceksek erken yemeyi her zaman tercih ederim. Bu gole ilk yarıdan cevap vermek ve ilk yarıyı galip bitirmek güzeldi. Maçın ikinci yarısında bir gol daha bulup farkı açmayı beklemiştik ama Ankaragücü takımının baskısını kırmakta zorlandık. Farkı arttıramadıkça Ankaragücü’nün puan umudu tükenmedi. Emre Kılınç’ın direğin dibinden çıkan vuruşunun gol olmaması bizim için şanstı.

Kısa Kısa

  • Bu sene Galatasaray’da en sevdiğim şeylerden birisi savunmada zor anlar yaşasa bile kolay gol yemiyor. Savunma hattı top çıkarmakta zorlandığında bile geçtiğimiz yıllardaki gibi dağılmıyor.
  • Skor bulmakta zorlansa da skor bulan oyuncu çeşitliliği gün geçtikçe artıyor.
  • Barış, Berkan gibi yerlileri sessiz sedasız devreye giriyor.
  • Takım içinde lider eksikliğinden kurtulup lider özellikli oyuncu sayısının artması çok kıymetli.
  • Hatalarda ısrar edilmemesi yine çok kıymetli. Örneğin Boey’in kadro dışı kalması çok büyük bir hataydı. Ancak sakatlıklarda fırsatı iyi değerlendiren Boey’i tekrar kadroya alırken kimse gurur yapmadı. Bu konuda Okan Buruk’u önce eleştirsek de sonra takdir etmek lazım. Kerem ve Yunus’un formsuz olduğu süreci Rashica ile kırmak da buna dahil. Her ne kadar ısrar uzun sürse de sonuçta doğruyu bulup, doğru da kalmak da önemliydi.

Bunun gibi örnekleri çoğaltabiliriz. Tekrar maça dönersek başta Berkan olmak üzere Barış, Abdülkerim, Mertens ve Gomis’in galibiyette katkısı büyüktü. Belki Midtsjø- Baran değişikliği biraz erken yapılabilirdi. Yine maçın son bölümünde “ben atayım” diyen oyuncu sayısının fazlalığı maçın sonlarının daha stresli geçmesine neden oldu. Geçenlerde bir öneri okumuştum. Kim olduğunu hatırlamıyorum. Eğer okursa bana yazabilir. “Diyordu ki; birileri Kerem’e asistin de gol kadar önemli olduğunu anlatmalı ya da gol anonsu ile birlikte asist anonsu da yapılmalı.” Gerçekten çok önemli bir tespit. Atılan fazla bir gol belki maçı garantileyecek. Belki seni şampiyon yapacak. Belki tek farkta gol yememek için kendini feda edip kart görecek bir arkadaşını koruyacak. Kısacası tüm takımın emeğini koruyacak bir şey asist. Sevgili genç oyuncular; Galatasaray taraftarı önünde sonunda hakkınızı verir. Siz isminizden önce takımınızı yüceltmeyi hedefleyin. Takım büyüdükçe siz de kıymetleneceksiniz.

Zorbay Küçük

Hafta içi hakemlere kurulan baskı ortamından sonra Zorbay Küçük’ün atanmasına kimse şaşırmadı. Derbi önce takımı gerebilecek, kart sınırındaki oyuncuları terse düşürebilecek, rakibi oyunda tutmak için elinden geleni ardına koymayacak bir hakem. Ne de olsa hızlı yükselip FİFA kokartı takacak kadar “liyakatli”, Galatasaray oyuncusuna da “Go Ulan” diyebilecek kadar İngilizce’ye hakim olduğu için FİFA tarafından evine gönderilmiş bir hakem. Onu FİFA hakemi yapanlara borcu olma ihtimali sizce de yüksek değil mi? Bugün yine Galatasaray oyuncularının bulduğu güveni kırmaya oynadı. Barış’ın, Berkan’ın ve Mertens’in özel çabası ile başarılı olamadı. Takım iyi oldukça hakemlere karşı gücümüz artıyor ancak yine de dikkatli olmak lazım. Bugün kart sınırındaki Mertens’in bu tuzağa düşmemiş olması bu açıdan önemli.

Uzun Vadeli Dersler

  • Bu sene Galatasaray’ın galibiyetlerinde Barış devreye girmeye başladı. Bu yıl geçen yıldan daha çok çalıştığı açık olsa da Okan Buruk’un onu ve benzerlerini kullanma çabası da çok önemli. Yıllarca Babel ile kaybedilen milyonları ve dakikaları düşününce insanın içi acıyor…
  • Transfer dönemi bitene kadar yazacağım sanırım. Bu sene Babel ile aynı pozisyonda olma ihtimali en yüksek oyuncu Seferoviç. Kazara bir sözleşme daha alırsa Galatasaray’ın dakikalarına ve paralarına yazık olacak. İcardi kiralık, Gomis ise veteran oyuncu durumunda. Seneye oynayacak as santrforlarımızdan birisini şimdiden kadroya katmalıyız. Hem bu sezona hem de gelecek sezona yatırım yapmalıyız.
  • Oyuncuları “çöpe çıkartmadan önce” hangi şartlarda oynadıklarına bakmak lazım. Berkan, Taylan ve Emre Kılınç’ın bugün her iki takımda ortaya koyduğu oyunlara bakarsak bu konuyu bir kez daha düşünmeliyiz. Gönderilmeli dediğimiz, yatırım yaptığımız, yerli kontenjanı sıkıştığında devreye giren Berkan da bugün bize karşı oynayabilirdi. Şiarımız; “gençlere biraz daha sabır, yaşlı oyuncu olmuyorsa yolları çabuk ayır” olmalı.

Sonsöz

Derbiye doğru Galatasaray’a puan kaybettirmek ve gerginliğe sokmak isteyenler bu hafta hep birlikte Voltran’ı oluşturdular. Buna alışkınız… Ancak bu sene ilk devreyi çöpe atan bir takım değiliz. Ligin ilk devresinden işi sıkı tutarak Mayıs ayının kazananı olmak istiyoruz. Derbide sinirlerimize hakim olacağız ve istediğimizi alıp eve döneceğiz. Galatasaray’la kalın…

Blog’un kuruluş amacı ve hikayesi için https://www.3numaraliuye.com/3-numarali-uye/  yazısını mutlaka okuyun!

Twitter: http://twitter.com/3numaraliuye

Facebook: https://www.facebook.com/3numaraliuye/

İnstagram: https://www.instagram.com/3numaraliuye/

Yorum bırak

Lütfen yorumunuzu yazınız
Lütfen buraya adınızı yazınız