Firesiz Takım Kurmanın Değeri

0
924

Galatasaray’a son yıllarda yapılan “organize kötülüklere” karşı yapılması gerekenin dersine en iyi çalışmak olduğunu defalarca yazdım. Kurulacak kadroda fiziksel özelliklerin, teknik özelliklerin, zihinsel özelliklerin hepsinin sezon öncesinde planlanmasını yapacaksınız ki “kötüleri ne yapsak olmaz” duygusuna sokacaksınız. Kurduğunuz takımda zayıf halka sayısı azalacak, olan zayıf halkalar da bu süreçte gelişecek ve güvenleri artacak. Takımda zayıf halkadan da düşük seviyede “bu oyuncunun bu takımda ne işi var” denilecek oyuncu olmayacak ki takımın seviyesini kendi seviyesine çekmeyecek.

Konuşmak için belki erken ama yukarıda yazdığım şeylerin göz önüne alınarak bir kadro kurulduğu gerçekten göze çarpıyor. Sezona başında 37 yaşındaki Gomis ve vasat sayılabilecek bir santrfor olan Seferoviç’le yola çıkılması, Boey’i kadro dışı bırakırken Omar’ın sağ bek rotasyonuna alınması açıkçası beni korkutmuştu. Omar’ın gönderilmesi, santrfora İcardi gibi bir birinci sınıf oyuncu alınması ve alınan diğer oyuncuların alternatiften öte on bir oyuncusu olma potansiyelleri beni çok mutlu etti.

Deplasman Ağırlıklı Fikstür

Sezona deplasman ağırlıklı ve zor rakiplerle oynayarak ilerleyen bir fikstürle yeni ve henüz planlaması bitmemiş bir takımla başlamak kolay değil. Buna rağmen bugün alınan 13 puan çok değerli. Bu süreçte takımın kötü gözüken yönlerinden sıyırılarak gelmesi, takımın uyumu arttıktan sonra yapılabilecekler açısından umudumuzu arttırıyor.

Maça Gelirsek

Galatasaray Gaziantep maçındaki Gomis ve Mertens değişikliği ile hücumdaki tutukluğu delmişti. Kerem’in tutuk ilk yarı oyununa ve 60 dakika 10 kişi oynamamıza rağmen hücumda güzel işler yapmıştık. Buna rağmen takımda bir uyumsuzluk olması, Yunus’un devamlı final pas arayışı, öldürücü pozisyonlara ulaşmamıza engel oluyordu. Bu hafta bu konu çözülmüş. Yunus takımın yerleşmesine izin veriyor ve takım arkadaşlarının ona alan açmasına fırsat veriyordu. Ancak bu sefer de erken şut tercihleri gollerin gelmesini engelliyordu. Yediğimiz bir yan top golüne Gomis ile çabuk cevap verip rakibin direnç oluşturmasına izin vermedik. Sonrasında Oliveria’nın direkten dönen topu ile öne geçip sazı elimize alabilirdik ama bunun için ikinci yarı Kerem’i beklemek gerekiyormuş. İlk devre bittiğinde Galatasaray taraftarının yeni transferler sonrası yeni “çöp” adayı Kerem’in golleri ile rahatladık. Gomis’in tecrübesi ile yaptıklarına, Kerem’in ikinci golüne şapka çıkarıyorum. İkisini de sevgilerimi gönderiyorum. Maçın sonlarına doğru üst üste yan toplar için takım fazla kısaldı diye not alırken golü yemiş olmak biraz canımı sıksa da sonrasında bile gol isteyen taraf olmak ve iki net pozisyon bulmak mutlu ediciydi. Abdülkerim’in dönüşü ile birlikte bu kısalmanın yansımalarını belki azaltabiliriz. Veyahut rakibin durumuna bağlı olarak Jensen ile üçlü savunmaya dönüp savunma güvenliğini sağlayabiliriz gibi geliyor gelecekte.

****

Daha önce “On bir sağlam adam” diye bir yazı yazmıştım. –> https://www.3numaraliuye.com/on-bir-saglam-adam/ O yazıdan bugüne Arda, Ömer, Gustavo gibi oyuncularla defalarca puan kaybettik. Fizik olarak rakipten geriyseniz haklı ya da haksız sebeplerle geri düştüğünüzde bunu çevirmek kolay olmuyordu. Çırpındıkça kötü anlar yaşıyor. Kırılma anlarında bir penaltımız verilmiyor, bir oyuncumuz atılıyor derken “organize kötülük” ile baş edemiyorduk. Bunu defalarca yaşadık. Son iki haftanın bana verdiği izlenim

  • Artık kaptırılan bir topu hemen kapma süremiz iyice kısaldı.
  • Hatalı bir karara teslim olmayacak kadar alternatifli ve gole yakın bir kadro kuruldu.
  • Bugün Emin Bayram’ın hatasına verilen reaksiyonda olduğu gibi geriden gelmenin artık zor olmadığı gerçeğini gördük. Bir oyuncu hatası ya da bir hakem hatasıyla kolay teslim alınamayacak bir yola çıktığımız ortaya çıktı.
  • Geçen sezon gol atar diye kafamızda kodlayacağımız oyuncu sayısı çok azdı. Savunmamız gol desteği veremiyor. Orta sahamız skor yapamıyor. Net santrfor oyunu bulamamışız ve işimiz Kerem’e kalıyordu. Morutan, Emre Kılınç, Halil gibi oyuncuların iyi anlarını bekliyorduk. Geriye düştüğümüz maçların baskılarından kaynaklı istatistiklerde gol beklenti oranımız yüksek olsa da maçlara yaydığımızda bu sayı azalıyordu. Bu sezon henüz yeterince oyuncu golle buluşmasak da santrfor harici gol beklentisi olan oyuncu sayımız çok yüksek. Bugün Kerem’in dönüşü ilk adım oldu. Mertens, Oliveira, Yunus, Boey zaman zaman Van Aanholt ilk on birde gol beklentisini yükselttiler. Öte yandan oyuna giren Yusuf ve Rashica’nın gol beklentisinin yüksek olması ne seviyeye geldiğimizin göstergesi. Hazır olmayan Mata’yı bu listeye henüz eklemedim. İcardi santrfor olarak başladığında savunma oyuncuları ona daha fazla yoğunlaşacak. İşte o zaman golle buluşan oyuncu sayımız çok fazla artacak. Duran top etkinliğimiz artınca stoperlerimiz de devreye girecek. Bugün kadroda olan her oyuncunun zaman içinde skor üreteceğine inanıyorum. Ek olarak Berkan’ın sezon sonuna kadar goller ve asistler kazandıracağını düşünüyorum.

Kerem Aktürkoğlu

Takımın sorunlarını oyuncular üzerinden bulma ben dahil çoğu taraftarın izlediği bir yol. Takımda sorunlar azsa birisi göze batar, çoksa birisi en çok göze batar. Bu özellikle Galatasaray taraftarının yaygın davranışı. Ölçüsü kaçınca oyuncuya ve dolayısıyla takıma zarar veriyor. O oyuncu düşüşe geçince diğerleri acaba biz de mi duygusuna kapılıyorlar. Veya oyun anında tepkilere göre pas yönleri değişiyor takım yine etkileniyor. Eğer oyuncu Tarık Çamdal değilse ya da gerçekten berbat oyuncu değilse biraz sabırlı olmak gerekmiyor mu? Çift haneli gollere ulaşmış bir çift haneli bonservis bedelleri konuşulmuş, küllerinden doğan bir oyuncuyu hemen silmek ne kadar doğru? Hem Okan Buruk’u hem de Kerem’i tebrik ediyorum. Kerem ile bütünleşen takımı sevgiyle kucaklıyorum. Tabii ki Kerem de bu süreçten ders çıkarmalı. Bir an önce golle buluşmak değil, doğru anda doğru kararları vermek gibi bir şiar edinmeli ki bir daha böyle kriz yaşamasın. Diğer yandan Kerem’e bir mesajım var; sevgili Kerem asist de gol kadar değerli. Ve biz Galatasaray taraftarı olarak yaptığın asistlere de en az gol attığın kadar paye vereceğiz. Bunun mutlaka farkında ol.

Oyuncu Performansları

Uzun bir yazı oldu, daha da uzayacak. O yüzden tek tek uzun uzun oyuncu yazmayacağım.

  • Muslera kendini buluyor.
  • Boey formaya yapıştı.
  • Nelsson güven veriyor.
  • Emin Bayram doğal olarak eksileri oldu. Olgunlaştıkça zamanlama ve temasları gelişir.
  • Torreira ağırlığını koymaya devam ediyor. Gerçek bir “Küçük Dev Adam!” Sahada basmadık yer bırakmadı.
  • Mertens bugün geçen haftaya göre biraz tutuktu ama kalitesi ile katkı sağladı.
  • Kerem harika ikinci golüyle günün adamı oldu.
  • Yunus asistin de kıymetli olduğunu gösterdi. Bir gol de ona lazım.
  • Gomis ağır abi. İlk on birde hâlâ iş yapabileceğini düşünmemiştim. Beni çok mutlu ediyor.
  • Oliveira benim yeni favorilerimden. Asisti harikaydı. Oyun sezgisi ve şutları çok iyi. Direk şansızlığı bitince bizi çok hoplatacak bundan şüphem yok.

Okan Buruk

Takımın eksiklerini görmüş, aldırdığı oyuncular bunun göstergesi. Yukarıda yazdığım Omar, Boey ve Gomis olayı beni korkutsa da hatadan çabuk dönülmesi takdire şayan. Takımının eksi bir oyunla başladığının ama artıya doğru gideceğinin özgüvenini duyduğunu hafta içi röportajında gözlemledim. Kulübe zenginliğini iyi yönetir, kadro tercihlerinde form durumuna ve adalet duygusuna öncelik verirse beklediği 2000 ruhuna ulaşabilir. Bir tavsiyem var Okan Buruk’a; skor olarak rahatladığımızda alt yapı oyuncularına bir değişiklik kontenjanı ayırmalı. Ve oyuncu dağılımlarına dikkat etmeli. Bugün 3 yedek kanat oynayacak oyuncumuz varken orta saha için Berkan dışında alternatifimiz yoktu. Bu anlamda kadroda Barış’ın yerine Hamza Akman’ın olması iyi olurdu diye düşünüyorum.

Erden Timur

Galatasaray’ın yıllardır bir transfer aklına ihtiyacı var. Bu akla geçmişte en çok Cenk Ergün adaydı. Transfer planlaması çok iyiydi ama oyunculara yapılan Sevr antlaşması gibi kontratların acısını bu seneye kadar çektik. Yüksek kontrat bedelleri yüzünden iyi performansa ulaşan oyunculardan para kazanamadık. Aksine son sezonun Feghouli’si gibi yük oldular. Burak Elmas, Işıtan Gün ve Fatih Terim’in beraber yaptığı planlamanın acısıyla da sezon içinde acılar çektik. Burak Elmas, Campos’u getirerek soruna dokunacağını gösterdi ama onun da başkanlık ömrü uzun olmadı. Sezon başlarken Campos’un kalmasını çok istedim. Çünkü farklı bir bakış açısına ihtiyacımız vardı. Kendi başarılı şirketlerinde her kuruşa önem veren yöneticilerin Galatasaray’ın parasıyla bonkörlük yapması da yıllarca yaşadığımız sorunlardandı. Uluslararası transferlere yabancı dili olmayan, ana diline de çok hakim olmayıp takıma zarar veren Abdürrahim Albayrak ile çıkmak belki de rahmetli Mustafa Cengiz’in en büyük hatasıydı. Hem Galatasaray’ın temsil edilişi, hem transfer masalarındaki gerilimleri koklamak konusunda eksiklerimiz vardı. İşte bu noktada Erden Timur müthiş bir performansla devreye girdi. Yaptığı transferlerle hem kulübün ekonomisini düşündü hem de marka değerini arttırdı. Babel, Omar, Diagne ve Feghouli’ye verilen paralarla yeni bir takım kurdu. Demek ki FFP döneminde böyle bir yol izleyebilseydik bugün Türkiye’nin Bayern’i olma fırsatını tepmemiş olurduk. Transfer fotoğraflarında yer almak gibi hedefler yerine işine odaklanmak ve transferin son gününün, son dakikasına kadar akan bir transfer hamlesi yapmak Erden Timur ismine gerçekten yakıştı. En çok eleştirdiğim başkan olan Dursun Özbek’i işi ehline verdiği için tebrik ederim. Bir tebrik de tüm evrak işlerini aksaksız yöneten kulüp profesyonellerine gelsin. Faciası olmayan bir son günde emeğiniz büyük!

Sonsöz

Uzun bir yazı oldu. Yazana değil de yazdırana bakmak lazım. Yaratıcı oyuncu sayısının artması, ilk dokunuşları gelişmiş oyuncuların artması bana keyif verdi. Takımda eksiklere rağmen gelişim içinde olduğumuzu görmenin güveniyle yazdım. Daha yeni transferler gelmeden ilham verici bir takım olduk. Bu güzel kadroya tribünlerden ve sosyal medyadan vereceğimiz destekler çok önemli. Bundan sonra futbolcular görevlerini yapacak. Formayı kaptıran ölümüne savaşa girecek. Yedek kaldığında takımın sinerjisini bozmayacak. Tecrübeliler gençlere yardımcı olacak, gençler parçalı forma için yanıp tutuşacak. Taraftarlar olarak önce tribünlerde sonra sosyal medyada en doğru davranışları bulacağız. Öncelikle hepimiz sabır timsali olacağız. Son dakikaya kadar parçalı formayı giyene sövmek yok! Eleştirilerde hassas ve ölçülü olacağız. Yıldız oyuncuları yüceltip diğerlerini görmezden gelmeyeceğiz. Formayı giyen her oyuncumuz Galatasaray için mücadele eden eşit oyuncular. Bunları başarırsak çekirdek çitler ve diğer rakiplerimizin bizi taklit etmeye çalışmasını izleriz. Galatasaray’la kalın…

Blog’un kuruluş amacı ve hikayesi için https://www.3numaraliuye.com/3-numarali-uye/  yazısını mutlaka okuyun!

Twitter: http://twitter.com/3numaraliuye

Facebook: https://www.facebook.com/3numaraliuye/

İnstagram: https://www.instagram.com/3numaraliuye/

Yorum bırak

Lütfen yorumunuzu yazınız
Lütfen buraya adınızı yazınız