Galatasaray’a Küsemezsiniz…

0
292

Öncelikle 2020-21 futbol sezonun tüm kulüplere hayırlı olmasını dilerim. Ne kadar hayırlı olacak orası meçhul ama adettendir. Biz yine de söyleyelim.

Birçok belanın, Dünya üzerine karabasan gibi çöktüğü 2020 senesi futbola da pandemi damgası vurarak devam ediyor. Geçen sezon nerede bitti? Bu sezon ne ara başladı? Transferler ne oldu diyemeden Cuma gecesi futbola kavuştuk.

Tabi ki bizim önceliğimiz, Pusulamız Galatasaray ama genel durumdan ayrı düşünmek ve yorumlamak mümkün değil.

Düşmenin kaldırıldığı bir sezonda bir şampiyondan da söz edilmemesi gerektiğini daha önce birkaç kez tekrar etmiştik. Ama şampiyonluk, birçok siyasi etkenlerle tescil edildi. Bence (ve bizce) yok hükmündedir. Kimbilir, belki bir gün olmayan şampiyonlukları karar bağlayıp olmuş hale getiren Türk Adaleti, bu şampiyonluğu da ortadan kaldırma hükmünü verebilir.

****

Galatasaray’a geçmeden değinmemin önem arz ettiği bir konu var. Şimdi bir portre çizmek istiyorum. Bir insana neden şeytan lakabı verilir? Velev ki futboldaki lakabı olsun, o halde neden Şeytan lakabını keyifle taşımaya devam eder? Bir başka açıdan bakalım; Bir insan lakabı ile bu kadar özdeşleşebilir mi? Ya da her taşın altından çıkıp bu lakabı hak edebilir mi? Şikeden küme düşürülmeyen bir kulübün, transferleri dâhil tüm algısını yönetmekle kalmayıp tepeden tırnağa Türk Futbolunun tümünü dizayn edebilir mi? Ülkede şeklen bir futbol federasyonu var. Ama verilen saçma kupa törenlerinde bile kendini böyle ifşa edebilir mi?!

Futbolun şeytanı, futboldan elini çekmedikçe bu düzenin düzelmesi benim için olası gözükmüyor. Çünkü garip ilişkileri ortaya çıkaran toplantıları, boy boy fotoğraflarla ve sırtını dayadığı yüksek mevkilerle her gün gövde gösterisi yapan şeytan, kötülüklerini ortadan kaldırmadan gerçek futbolseverler futboldan tat alamayacaklardır.

Gönül istiyor ki futbolu sadece futbolun yeşil zemininden, soyunma odalarından, antrenman sahaları ve stadyum içinden konuşalım. Ama bu ülkede bu maalesef mümkün olmuyor, ayıramıyoruz. Düşme konusu bile daha hazmedilememişken, kulüpleri, Bankalar Birliğine mahkûm ederek, geleceklerini ipotek altına almak suretiyle iplerini eline alan bir siyaset var. Mali yapıya uyulmazsa hepsi bir gün farklı kişilerin ellerine geçebilir mi? Ne yazık ki evet!

Keşke, kulüpler yıllardır doğru yönetilemeyerek bu duruma çanak tutmamış olsalardı. 

Galatasaray yönetimi ve federasyon

Gerek yorum, gerek yazı ve gerekse canlı yayınlarda Galatasaray yönetimini onca hatasına rağmen açıktan eleştirmemeye özen göstermeye gayret ettim. Hatta transfer konusunda bile. Ancak kime ve neye hizmet ettiği açıkça bizler tarafından bilinen güdümlü federasyonu, ibra etmenin affedilebilecek bir yanı yoktur. Sizin kuyunuzu kazan, kötülüğü aleyhinize organize eden bu kurumu neden ve hangi gerekçe ile ibra ettiniz? Kral çıplak demek çok kolaydı ama siz zoru ve Galatasaray taraftarına izah edemeyeceğiniz yolu seçtiniz. Nedenleri hakkında birçok fikrimiz ve ortada dönen dedikodular var. Ama her şeye rağmen, Fatih hocanın da maçtan önce söylediği ve ısrarla uygulamak zorunda olduğumuza inandığımız, birlik ve beraberlik adına bir miktar daha sabredeceğiz. İbra konusunu da kalın harfler ile not ederek tabi ki.

Bu arada limit, menajer ücreti konuları da tarafımızdan unutulmuş değildir. Türkiye’de hafızalar kısa zaman metrajına sahiptir. Ancak bizler unutmuyor ve hafızamızı diri tutuyoruz. Sadece uygun zamanda konuşana kadar uygun rafta bekletiyoruz.

Gaziantep FK maçı

Galatasaray’a küsemezsiniz, Galatasaray’a darılamazsınız, Galatasaray’ı yalnız bırakamazsınız.

Açıkçası birçok sebepten, daha geçen sezon tamamlanmadan bu sezonun fragmanı yayınlanmıştı. Ben dâhil çoğu Galatasaraylı dostum, zarların hileli olduğunu ve bize gülmeyeceğini düşünmekteyiz. Hatta bu kadar aleyhimize düzenlenen bir algı kampanyasına karşın, transfer yapıp FFP’nin son senesini riske etmemek gerek şeklinde bir düşünceye bile sahiptik.  Çünkü şu çok net biliniyor ki, tek özelliği Türkiye’nin en büyük holdinginin veliahtı olarak doğmak olan şahıs, tüm maddi gücünü, yıllardır kazanamadığı şampiyonluğun önündeki yegâne engel olan Galatasaray’ı karalamak ile harcıyor. Transfer şikesinden tutun da satılık kalemlere sağladığı kolaylıklara kadar hatırı sayılır bir kaynak feda etmekte.

Bu ortamda, birçok belirsizlikle lige giren Galatasaray bence en ciddi hazırlık maçını Cumartesi akşamı, ligin ilk maçı ile Gaziantep FK takımına karşı oynadı.

Son söyleyeceğimizi baştan söyleyelim: Bir çiçekle bahar olmaz. İyi başlamış olabiliriz. Hatta iyi başlamak da gerekliydi. Ancak daha çok çalışmamız ve yüreğimizi ortaya koymamız gerekiyor.

Eğer biz tüm “organize kötülüğe” sahada cevap vereceksek, birkaç mevkide transfer ihtiyaç olduğu ortada. Özellikle Taylan’ın iyi performansına rağmen böylesine uzun ve çok kulvarda müsabakanın olduğu bir sezonda yetersiz kalabileceği mutlaka göz önüne alınmalıdır.

Transfer demişken, benim için bu sene, gelmesi muhtemel olan orta saha transferi (gelecek isim mevkiisi itibariyle kesinlikle oyun için çok belirleyici olacaktır)dışında gerçekleştirilmiş olan iki önemli transfer var. Biri, şüphesiz yıllardır beklediğimiz Scott Piri ve sezona damgasını vuracağına inandığımız Emre Kılınç transferleri.

Scott kesinlikle aranan kandır ve neler yapabileceğini bildiğimizden ona güvenimiz tamdır.

Sondan başlarsak, Babel bu takımın hiçbir zaman oyuncusu olamayacak. Umarım vakit varken yollar ayrılır. Yerine daha genç ve hızlı birini bulma imkânı olsa Feghouli için de aynı düşüncedeyim. Yine aynı şekilde, Jimmy için de benzer düşüncelere sahibim. Bunun dışında Fatih hocayı tek eleştirebileceğim nokta, gençleri oynatma konusunda eski cesaretini yitirmiş olmasıdır. Umarım önümüzdeki periyotta yine özüne döner ve geçmişteki gibi cesaretle bu kararları uygulayabilir.

Cumartesi gecesinin en iyileri kesinlikle, Falcao, Omar, Taylan, Saracchi idi. Diğer oyuncular, sonradan girenler hariç görevini yaptı diyebiliriz. 66 numara hakkında fikrimi bilenler bilir. Kincilik yapmak istemiyorum ama onu hazmetmem için daha zamana ve iyi oyununa ihtiyacım var.

Bu arada beş oyuncu değiştirme kuralı umarım eski haline döner. Zira oyunun temposunu menfi yönde inanılmaz etkiliyor.

Dikkatimi çeken en önemli konulardan biri de şut sayısı. Sanırım hoca bu sezon “kaleyi gördüğünüzde vurun” diyecek. Bence de olması gereken budur. Gelecek transferler de bu özellikler düşünülerek alınacaktır diye umuyorum. Çok pastan ziyade dikine oyun ve bol şut sezonun felsefesi olacak gibi. Sezon başı olması nedeniyle yüklemelerden etkilenen futbolcular, Scott’un da etkisiyle standart kondüsyona geçtiğinde daha keyifli maçlar izleyeceğimizi tahmin ediyoruz. Bu sene iki bekten çokça katkı alacağımızı umuyoruz. Dün akşam, bu görüntü çağrışım yaptı çünkü.

Toparlarsak, sezona iyi başlangıç yaptığımız bir maç oldu. Geçen sezonu ve yine iç sahadaki Gaziantep FK maçını tekrar hatırlayınca değeri daha çok anlaşılır. Ancak başta zikrettiğimiz üzere daha alınacak çok yol, savaşılacak çok cephe var.

Bir ve bütün olabilmek

Her ne kadar yönetim kanadından ve biat etmiş taraftar oluşumundan şüpheli olsam da Fatih hocanın dediği gibi bir ve bütün olmak zorundayız. Karşımızdaki cephe Serengeti’nin sırtlanları gibi açık bulup saldırmak üzere programlanmış vaziyette. Bazı durumlarda federasyon eliyle bile açık tertip edilmekte. Eğer yönetim değilse o halde şüphesiz ki ardında duracağımız Fatih hocamız var. Onun bugüne kadar bizi ne kadar mutlu ettiğini hatırlayıp şartsız, koşulsuz destek vermek durumundayız. Unutulmasın ki biz bir ve bütün olursak onlar her zaman olduğu gibi yine başka baharlara yelken açıp kahrolacaklardır.

Tekrardan,  yeni sezonun tüm Galatasaray camiasına başarı ve mutluluk getirmesini temenni ederim. Pusulamız Galatasaray olsun.

Yazımın sonunda Metin Oktay için de bir paragraf açmak isterim.

Türk futbolunun belki de en efendi kişiliği, Galatasaray kulübü ile bütünleşmiş Metin Oktay’ı ölüm yıldönümünde rahmet ve minnet ile anıyor aziz hatırası önünde saygıyla eğiliyorum. Onu hiç unutmayacağız.

Goool Metin Oktay!!!…

Twitter: https://twitter.com/byymiralay

Blog’un kuruluş amacı ve isim hikayesi için https://www.3numaraliuye.com/3-numarali-uye/yazısını mutlaka okuyun!

Yorum bırak

Lütfen yorumunuzu yazınız
Lütfen buraya adınızı yazınız