Bir Galatasaray klasiği olan sol bek deneme şenlikleri hız kesmeden devam ediyor… Bu haftanın sol beki Abdülkerim oldu. Maçın beklenen zorluk derecesine göre bu deneme sıkıntı yaratmayabilirdi.
Peki kazanımları ne olacaktı?
Diyelim ki sol bekte Abdülkerim iyi bir maç çıkardı. Bayern maçının sol beki Abdülkerim mi olacak? Okan Buruk’un Kazımcan’ı hazırlama sürecini yanlış buluyorum. Eğer Angelino’dan verim alamıyorsanız yerli kontenjanını da rahatlatmak adına sol beke Kazımcan’ı alabileceğimiz bir sürü maç vardı. Siz haftalarca bunu az tercih edip, en zor maçta sahaya atarsanız riski arttırırsınız. Buna rağmen o maçta güvenip sahaya çıkarmanızı destekledim. Çünkü genç oyuncular için her türlü fırsatı isterim. Ancak o maçtan sonra bu maçta forma vermemek ben sana artık güvenmiyorum demek. Bayern maçına risk alınarak ilk on bir çıkan oyuncunun, Kasımpaşa maçında oynayamayacak olması bence bir mantık hatası. Bu açıdan bugün sol bekte ekstra bir Abdülkerim performansı çıkmamış olması beni gelecek adına sevindirdi. Çünkü bu tercih gelecekte telafisi olmayan bir yöne evirilebilirdi.
Harika bir stoper tandemi yakalamışız. Bu değil ligde Avrupa’da bile fark yaratıyor. Uyum sağlamış stoper hattını bozmak takımı da bozabilir. Ki bu hamleyle birlikte orijinal pozisyonunda oynamayan oyuncu sayısı çok fazla artıyor.
Herkes Muadil Rollerde… Oyun da Galibiyet Muadili
Abdülkerim, Kaan Ayhan, Kerem Aktürkoğlu hatta Torreira… Dört oyuncu da pozisyon değiştiriyor. Bir tek Torreira farklı aldığı rolü tam olarak başarıyor. Diğerleri kendini zorluyor.
- Abdülkerim’in maçın son yarım saati sol bek oynamasıyla, 90 dakika sol bek oynamaması arasında ciddi fark var. Bu öncelikle oyuncunun sakatlık riskini arttırır. Diğer yandan da oyun alışkanlıklarını bozar. Umarım bunu bir daha denemeyiz.
- Kaan Ayhan ligde sonradan girdiği maçlarda verimli oluyor. Barış Alper ile birlikte basketbolun altıncı oyuncuları gibi. Ancak sahaya on birde çıktığı maçlarda o kadar etkili değil. Bir tek Manchester maçı vardı. Orada da farkı araya girdiği toplarla yapmıştı. Galatasaray’ın bu maçta böyle ikinci bir kahramana ihtiyacı var mı?
- Kerem Aktürkoğlu’nu 10 numara yaptığımızdan beri şok ve eforlu hücumlar konusunda fark yaratıyoruz. Ancak daha fazla efora neden olan bu tercih hem daha çok gol kaçırmamıza hem de set oyununa dönemememize neden oluyor.
- Sadece Torreira… Torreira Manchester United maçında çok pas hatası yaptı. O maç dışında sekiz ya da altı oynaması fark etmiyor. Aynı pas arası, aynı ikili mücadele kazanımı, aynı oyun kuruculuk hız kesmeden devam ediyor. Takımı ileride tutma, hızlı atak ve atak sürekliliği konusunda da vazgeçilmez.
Dokuz da Dokuz Yapmış Takım Eleştirilir Mi?
Galatasaray takımı bireysel yetenekleri üst düzey oyunculardan oluşuyor. Savunması da genel olarak oturmuş. Bu takımın galip gelmesi için bir tane gününde oyuncuya ihtiyacı var. İlk dönemde İcardi ve Kerem… Daha sonraki süreçte Zaha, Ziyech yine Zaha… Bu böyle gittikçe sıkıntı yok gibi duruyor. Ancak ligin başından beri kopup gittiğimiz maç sayısı çok az. Bu da ligi daha fazla eforla geçmeye neden oluyor. Bayern’ e bile kora kor oynuyorsanız ligi biraz daha ekonomik geçmeyi başarmalısınız.
Dokuzda dokuz yaparsınız ama rakibi umutsuz bırakmanız lazım. İşte bunun için bazı taşlar yerine oturmalı…
- Davinson Sanchez’in takıma girişinden sonra geri dörtlünün üçü banko oğlu banko. Öyle ki sol bekte kaleci oynasa idare edebilirsiniz. Bu üçlüyü Kazımcan ile destekleyip yerli açısından elimizi rahatlatırız. Kazımcan’ı kazanırsak da geleceği kazanmış oluruz.
- Torreira altı numarada oynar. Yanına eski partneri Oliveira gelir… Oliveira’yı Davinson Sanchez varken ilk on birde görmemiz lazım. Çünkü Davinson savunma çizgisini ileri taşıdı, hava üstünlüğünü zaten iyi olan Nelsson’dan da üst seviyede. Savunmada top çevirme ve atağa çıkma hızımız inanılmaz arttı. Bu durum Oliveira’nın birçok eksisini siliyor. Sıra artılarına geliyor. Oyun sete dönerse pas kalitesi, savunma arkası toplar, uzun şutlar ve bekleri oynatma becerisi… Özellikle ligde bu kadar iyi savunmaya sahipken daha fazla savunma önlemi ile takımı kilitlememek lazım. Takımda skora yakın oyuncu sayısı fazla oldukça rakiplerin dikkati o oranda dağılır. Bir gün gol atacağına inandığım Torreira’yı mucize gol için ayırıyorum. Kaan Ayhan da stoper oynadığında gole yakın ama orta sahadayken değil. O zaman bu orta saha Taylan-Cicaldau ile yaşadığı sıkıntıyı yaşamaz mı? Bütün gol yükünü İcardi, Kerem ya da Zaha mı çekecek? Ki bu değişiklik onların da gol sayılarını olumlu etkiler.
- Solda Zaha’yı kazanmaya çalışmanın anlamı büyük. Bunu herkes biliyor. Ama Kerem’i kaybetme ihtimali de var. Sadece Kerem ile ilgili değişiklik yapsanız tamam ama diğer muadil oynayanlar oldukça Kerem de istediğiniz noktaya ulaşamayabilir. Kerem takımın yıldızlarından… Ona yer bulmaya çalışmak önemli. İkinci forvet gibi oynaması, önde yaptığı baskı takıma katkı da veriyor. Ama Kerem’i n en büyük özelliği çok rahat gol noktasında bitebilmesi ve skor katkısı yapması. Fatih Terim döneminde bunu o kadar kısa sürelerde gösterdi ki kısa sürede forma konusunda bizlerden destek aldı. (Okan Buruk döneminde portföyüne asist de ekledi.) Tete’den tam olarak verim alamıyorken, Ziyech 10 numara Kerem sağ kanat oynayabilir. Oyunun gidişatı ve önde baskı beklentisi gereği dönem dönem Ziyech ile pozisyon değişebilirler. Ziyech zaten 60 dakika oynayacak durumda… Maçın durumuna göre Mertens, Barış ya da Tete girer. Ve sonrasında Kerem 10 mu olacak, kanada mı geçecek bakacağız? Diğer yandan Kerem’i maç başında ortada kullandıktan sonra enerjisini tüketiyor. Bayern maçında Zaha yerine sola geçti ama varlık gösteremedi. Çünkü haklı olarak enerjisi kalmamıştı.
Hem Geleceğe Hem Geçmişe Bakmaktan Maça Gelemedik
Yazının başında değindiğim gibi fazla muadil oyuncu ile oynamaktan hücum etkinliğimiz düşüktü. Savunmada değişikliklere rağmen beklediğimden daha az bocaladık. Golleri belki Zaha attı ama Davinson ve Torerira’nın takımı ileride tutması ile hücum deneme sayımız arttı. Belki de goller bu sayede geldi. Ama istediğimiz oyunu ve pozisyon sayısını yakalayamadık.
Zaha’nın attığı ikinci golden hemen sonra gol yiyince de bir panik havası oluştu. Bu paniğin getirdiği baskı Muslera’nın sakatlığına neden oldu. Muslera sonrası ise tam bir kaostu. Değişiklikler yeterince katkı yapmadı. Atak sonlandırmayı başaramadığımız için tehlikeli ataklar yedik. Boey değil de daha ortalama bir sağ bekimiz olsa bu maçı sonunda beraberlik çıkması sürpriz olmazdı.
Boey Bir Nimet
Yaptığı işi o kadar gösterişsiz yapıyor ki Boey’in kattıkları taraftarlara normal geliyor. Oysa inanılmaz bir performans var ortada. İcardi’nin bu takımda olması nasıl mucizeyse Boey ile bir yıl daha oynamak mucize.
Okan Buruk
Çok Şanslı Elinizde Boey, Davinson Sanchez, Abdülkerim (stoper oynarken), Torreira gibi savunma görevlerini üst düzey yapan oyuncular var. Üstüne İcardi gibi bir yıldıza sahipsiniz. Yanına da Kerem gibi Zaha gibi Ziyech gibi fark yaratacak oyuncularınız var. Bu gerçekten çok büyük bir güç… Bu orkestranın güçlü yönlerine ve uyum yönüne çalışacaksınız. Bunu çözerseniz Bayern bile elinizden kurtulamaz. Okan hocam elinizde malzeme var…
Çok büyük bir cesaretiniz var..
Arkanızda da devasa bir camia desteği var…
Biliyorum ve bekliyorum…
Altın dokunuşunuz yakındır!
Hakem Performansları
Birileri iki yıldır hakemlerle oynuyor. Erden Timur yaptığı hamle ile bir sürü kirli olayın suyun üstüne çıkmasına neden oldu. Hakemler diken üstünde. MHK bu gibi durumlarda genelde kurban veriyor. Bugünün hakemleri kurban olmamak için büyük toplara girmediler. Kendi açılarından risk almadılar. Ancak Kasımpaşa oyuncularının sertlikleri, zaman geçirmeleri, sert itirazları çok doğal ötelendi. Bu Muslera’nın sakatlanmasına, Abdülkerim’in kart görmesine mal oldu.
“Kasımpaşa’dan Takdir Edilesi Mücadele”
Rakiplerimizin bir iki maçı dışında maçlarını kaçırmadım. Genelde yumuşak maçlar oluyor. Ligin lideri maçları erkenden çözüyor. Bazen hiç oynamamış bir oyuncu oynuyor, bazen bir sistem ilk kez deneniyor, bazen pozisyonu dışında oynayan çok kritik oyuncu oluyor. Kalecileri İsmail Çipe’den nağmeler estiriyor. Bize geldiklerinde kaleciler Buffon kesiliyor. Oyuncular inanılmaz agresif rollerdeler. Derbi oynuyormuşçasına her topa itiraz, hakemi baskı altına alma çalışmaları. Oyunu germek için fırsat kolluyorlar. Oyuncularımıza açık sakatlamaya yönelik hamleler yapıyorlar. Topla karışık inanılmaz sertler…
Bunun arkasında “teşvik” de varsa kabulüm. Öyle ya da mücadele sayılır. Çıkıp buna karşı mücadele edeceğiz. Ancak bir rakibe böyle oynayıp diğerlerine atlet çıkarmak şikenin bir şeklidir. Gün gibi ortada duruyor. Bir gün ortaya deliller çıkarsa rezil olursunuz. Rezil olmayın, delikanlı olun!
Sonsöz
Sabaha kadar yazsam yazacaklarım var. Galatasaray yazdırır… Galatasaray düşmanlarıyla ilgili de yazacak çok şey var. Gergin de olsak 3 puanı aldık. Evimizde elimizden kaçırdığımız Bayern ile deplasmanda oynayacağız. Bu maçın iklimi ile o maçın iklimi bambaşka olacak. Ve biz ilk maçtaki cesaretle yola çıkacağız. Avrupa’da başarılı olmak için maçlar kazanmalısınız. Bunu yapmak o kadar kolay değil. Uzun vadeli başarılar önce saygı kazanmaktan geçiyor. Bu hakemlerin tavrını, rakiplerin tavrınızı en çok da kendinize olan bakışınızı etkiliyor.
Sonrası mı? İşte Galatasaray kodları o zaman daha büyük harflerle ortaya çıkacak…
Çünkü biz bir kez daha Avrupa Kupası kazanacağız. Bu hikâye nereden başlar, nerede biter bunu zaman gösterecek… Korkuyla değil sabırsızlıkla Bayern maçını bekliyorum. Buna alışkın olmayanların beklentileri bir kez daha boşa çıkacak!
Blog’un kuruluş amacı ve hikayesi için https://www.3numaraliuye.com/3-numarali-uye/ yazısını mutlaka okuyun!
Twitter: http://twitter.com/3numaraliuye
Facebook: https://www.facebook.com/3numaraliuye/
İnstagram: https://www.instagram.com/3numaraliuye/