Uzun bir aradan sonra, yapılan iyi transferlerle birlikte stadı dolduran taraftarımızın önünde herkesin ezici üstünlükle galip geleceğini düşündüğü Galatasaray’ımız, geçtiğimiz sezonda olduğu gibi dersine iyi çalışan Hakan Keleş’e mağlup oldu. Galatasaray, hızlı başlayıp rakip kalede tehlikeler yaratsa da, Oliveira’nın serbest vuruşunda direğe takılmasına rağmen havayı yakalasa da golü bulamadıkça rakibe karşı pozisyon bulmakta daha da zorlandı. İkinci yarı çift forvete dönüp rakibi daha da boğmak isterken pozisyonlar verdik. Oyunu elimize alıp gole hazırlanırken de Abdülkerim’in bireysel hatasıyla geriye düştük ve maçın skoru tayin edildi. Galatasaray adına yine bireysel hatanın öne çıktığı tatsız bir başlangıç oldu.
TEKNİK ANALİZ
Galatasaray, bek oyuncularını kenar çizgiye bastırıp Kerem ve Yunus’u içeriye sokarak Akbaba ile birlikte 3 tane 10 numara ile oynadı aynı zamanda 5’li defansa geçen rakibinin savunma hattını genişletmeye çalıştı. Bek oyuncularımız kenar çizgilere geçince onların yapmış olduğu ortalar ilk yarıda dikkat çekti. İlk yarının dikkat çeken diğer hücum taktiği de; bazı bölümlerde Seferovic’i de kullanarak 4-5 kişi ile tek toplar yaptık ama Kerem’in dönerek attığı şut haricinde bu konuda pek başarılı olamadık. Bunu da oyuncuların birlikte oynama alışkanlığının henüz oluşmamasına bağlıyorum. Dikkat çeken bir diğer konu ise, Yunus’un ikinci forvet gibi oynamasıydı. Top sol tarafta akarken Yunus, Seferovic’in sağına geçiyor ve yapılacak ortalarda fırsat kolluyor. Bu anlayış çok güzel ama bu anlayışı tamamlayacak bir kişi vardı ki olması gereken yerde değildi; Emre Akbaba. Galatasaray, soldan Van Aanholt’u son çizgiye kaçırdı, Van Aanholt yerden geriye doğru çıkardı ancak Seferovic ve Yunus rakip savunma oyuncularıyla birlikte kale sahasına girmişti.
****
O an da penaltı noktası ve çevresinde olması gereken Emre Akbaba ceza sahasının içinde bile değildi. Oynadığı dakikalar itibariyle de pek etkili olduğunu söyleyemeyiz. Ensesinde sürekli rakibi olduğu için çok fazla top da alamadı ama eğer kadroda yer bulmak istiyorsa markajdayken de oynaması gerek. Galatasaray’ın savunma anlamında 2. yarının başları hariç pek alarm vermedi. Rakibin hücum taktiği Nelsson ve Boey üzerinden kurulmuştu. Forvet oyuncuları Nelsson’u orta sahaya veya sol tarafa çekerek Boey ile arasını açmaya çalıştı. Bu sayede 7 numaralı kanat oyuncusunu savunma arkasına kaçırmaya çalıştılar. Neyse ki pozisyon bilgisi iyi olan Midtsjö sahadaydı ve Nelsson’un açtığı alanı kapatarak rakibe bu şansı vermedi.
Bu konuda pek başarılı olmadılar ama Abdülkerim’in bireysel hatası sebebiyle golü atan yine 7 numaralı kanat oyuncusu oldu. İkinci yarıda çift forvete döndük ama hücum etkinliklerimiz daha da azaldı. İlk yarıda gördüğümüz ceza sahası çevresindeki tek toplar ikinci yarıda hiç görülmedi. Okan Hoca’nın golü bulmak adına verdiği bu karar tutmadı. Seferovic’in kafa vuruşunda rakip kalecinin iyi kurtarışı ve savunma arkasına koşup kaleciyle karşı karşıya kalması dışında akılda kalan pek pozisyon olmadı. İkinci yarıda dikkatimi çeken bir konu da, Van Aanholt’un aldığı pozisyon oldu. Kerem’i çizgiye attık ve Van Aanholt 6 numara gibi orta sahaya yaklaştı böylece Akbaba’nın çıkışıyla eksik kaldığımız ve rakibe pozisyon şansı verdiğimiz orta sahada eksik kalma sorununu gidermeye çalıştık.
BENZER İŞLER
Yıllar önce Rodrigues ve Onyekuru ile kanatları oluşturduğumuzda yaşadığımız sorunları şimdi Kerem ve Yunus ile yaşıyoruz. Tek fark; Şu an da çift forvete döndüğümüz zaman bu sorunun ortaya çıkmış olması. Fatih Terim kısa süre içinde bu kanatların ikisinin birlikte olmayacağını görmüştü ve Feghouli tekrar forma şansı bulmuştu. Bugün o tarz bir oyuncumuz yok ama belki yeni orta saha oyuncularımız oluşan sorunları giderebilir. Aksi durumda çift forvete döndüğümüzde çok sevdiğimiz Kerem veya Yunus’tan birini kenara almamız gerekecek. Bu konuyu ilerleyen haftalarda takip etmeye devam edeceğim. Saygılarımla.
Twitter: https://twitter.com/ejderdilber
Blog’un kuruluş amacı ve isim hikâyesi için https://www.3numaraliuye.com/3-numarali-uye/yazısını mutlaka okuyun!