Avrupa hedefine kaldığı yerden devam eden Galatasaray, Barcelona deplasmanından da gol yemeden dönmesini bildi. Ligdeki istikrarsız görüntüsüne son verip Barcelona maçı öncesi Beşiktaş ile prova niteliğinde bir maç oynayan Cimbom, ligin ilk yarısındaki derbinin rövanşını aldı. İlk yarıdaki oyunuyla sahanın hakimi olan Galatasaray, ikinci yarıda yakaladığı skoru savunan bir takım hüviyetinde oynadı. Kerem’in ve Mohamed’in yıldızlaştığı, savunma oyuncularının neredeyse hatasız oynadığı, Pena’nın son dakikalarda yediği golün dışında performansıyla alkış aldığı, Taylan’ın eski günlerinden esintiler sunduğu bir futbol izledik. Feghouli, “neden sürekli oynamalı?” soruma cevap verdi. Sadece hücumu yönlendirmesiyle değil, rakip savunma oyuncularına yaptığı baskıyla da önemli işler yaptı. Şimdi taraftar, teknik ekip ve oyuncular güzel bir provanın ardından asıl hedefe odaklanmalı.
TEKNİK ANALİZ
Birçok maçta olduğu gibi önde baskı ile maça başlamış olsak da ilk dakikalarda rakibin paslaşmasını kıramadık. İlk 4-5 dakika geçtikten sonra topa yavaş yavaş sahip olmaya, kaybettiğimiz topları çabuk kapmaya ve rakip kalede baskı kurmaya başladık. İlk tehlikeli atağımızı Kerem ile bulmuş olsak da sağ taraftan getirdiğimiz toplar ve sağ kanattan hızlıca sol kanada dönüşlerimiz daha farklı tehlikeler yaratmamızı sağladı. Bu noktada Feghouli yine kilit isimdi. Sadece sol tarafı değil sahanın her yerini hücum için kullandı. İlk golde Taylan ve Omar’ın paslaşması, o dar alanda top kaybetmemiş olmaları ve Mostafa’yı koşturmaları çok önemliydi. Atağın devamında da Kerem ile golü bulduk. İkinci gol de yine önceki maçlarda örneğini gördüğümüz bir hücum planıydı ancak bu kez uygulama doğru oldu.
Rakibin baskısını Nelsson’un gönderdiği uzun paslar ile kırdık. Mostafa bu uzun pasa yükselip devamında rakibinden de topu kurtardı ve adeta kendisine atılmasını istediği türden bir ortayla Kerem’i buluşturarak ve skoru 2-0’a getirdi. Mohamed-Kerem birlikteliği bir kez daha işe yaradı. Bir başka hücum organizasyonunda da Berkan’ı gördük. Geçtiğimiz maçlarda “Berkan sol taraftan savunma arkasına koşular atıyor ve bunun planlı bir şey olduğu çok açık” demiştim. Beşiktaş maçında sadece 1 kez örneğini görmüş olsak da önemli bir koşu vardı. Marcao önündeki boş alanı kullanırken Van Aanholt çizgiye, Kerem içeriye doğru hareketlendi. Kerem, rakip savunmanın arasına dalarak birkaç oyuncuyu üzerine çekti ve Kerem’in bıraktığı boşluğa ise Berkan geçti. Normalde Galatasaray’dan beklenen şey, Kerem’e top atılmasıdır ancak bu kez Van Aanholt’a pas attık ve sonrasında Van Aanholt kenar çizgiye paralel olarak ileriye topu gönderdi. Bu tür hücum denemelerini gerçekleştirerek Galatasaray iç koridor kullanımını arttırmaya başladı.
****
Savunma anlamında Galatasaray’ın özellikle ikinci yarıda Barcelona maçının provasını yaptığını söyleyebiliriz. Rakip takım ilk yarıda köşe vuruşları haricinde pek tehlikeli olamadı. Omar’ın çizgiden çıkardığı pozisyon ligin ilk yarısında Beşiktaş’tan yediğimiz ikinci golün birebir aynısıydı. Ama bu kez sahada rakibini kaçıran Yedlin değil, %100 konsantrasyon ile oynayan Omar vardı. Yaşadığı kaza sonrasında forma giydiği her maçta olduğu gibi bu maçta da gösterdiği performansla alkışı hak etti. Galatasaray, ilk yarıdaki oyunla rakibi o kadar kolay bozdu ki Beşiktaş 37. dakikada iki değişiklik birden yapmak zorunda kaldı.
Galatasaray, bu değişikliklerin negatif etkilerini ise ikinci yarıda yapılan Cicaldau değişikliğiyle daha da pekiştirmiş oldu. Cicaldau değişikliğiyle top tutamayan bir Galatasaray ortaya çıktı ve Beşiktaş’a daha fazla oynama fırsatı verildi. Rakip son dakikalarda Rıdvan’ın da oyuna girmesiyle çift forvete döndü. Taylan’ı ve savunmacılarımızı daha çok meşgul eden Beşiktaş, sağ kanattan ortaya döndüğünde büyük bir boşluk buldu. Her ne kadar gole engel olamasak da genel anlamda oyunu tutmayı başarmamız önemliydi. İkinci yarıda eğer Gomis de Mostafa gibi top tutabilseydi savunma oyuncularımız biraz daha rahat edebilirdi.
ÖZGÜVEN
İyi oyunculardan kurulu ancak iyi organize olamayan bir takımız. Avrupa’da daha çok savunma yaparak oynuyoruz ama ligde büyük takım olarak topa sahip olmak istiyoruz. Orta saha oyuncularımızın istenen performansı bir türlü gösterememesi ve rakip takımların orta saha oyuncularımıza yaptığı doğru baskılarla yediğimiz goller neticesinde art arda kötü sonuçlar alındı ve ligde hiç istemediğimiz bir noktaya geldik. Bu da ister istemez oyuncularımızda bir özgüven eksikliği yarattı ama Barcelona gibi bir dünya devine karşı iyi bir oyun ve plan ortaya koyunca takımın özgüveni tekrar yerine geldi. Bu da oyunumuza etki etmeye başladı. Ligde çok ama çok kritik bir galibiyet aldık. Perşembe akşamı sonuç ne olur bilmiyorum ama bu özgüvenle en azından ligin geri kalanında işler biraz daha düzelecek gibi görünüyor. Ama önce yapmamız gereken bir iş var; Barcelona’yı 52 bin taraftarımızın önünde yenmek. Haydi Galatasaray, yeni bir tarih yaz!
Twitter: https://twitter.com/ejderdilber
Blog’un kuruluş amacı ve isim hikâyesi için https://www.3numaraliuye.com/3-numarali-uye/yazısını mutlaka okuyun!