Yoğun maç trafiğinden sonra kısa bir zaman içinde hem seyahat yapan hem de erken saatte maça çıkan Galatasaray özellikle ilk yarıda topa bile sahip olmakta zorlanırken, ikinci yarı rakibini geriye yaslamayı başardı. Tabela bize tam tersini söylese de ilk yarının iyisi Gaziantep, ikinci yarının iyisi Galatasaray olmuştu. Yani sahada 2 farklı Galatasaray gördük, ikisi de 2 farkla yenildi. İstatistiklerin değil gollerin maçı kazandırdığı gerçeği bir kez daha tokat gibi suratımıza çarptı. Biz taraftarlar ise Muslera’nın gelişine sevinemedik.
TEKNİK ANALİZ
Sanki bir Avrupa maçı oynarmışçasına geriye doğru yaslanarak oynadığımız ilk yarı, rakibimizin daha ilk dakikada başlayan ataklarıyla geçti. Bunun sebeplerinden biri Gomis’in ayakta duramayacak kadar yorgun olması, diğeri Moruțan’ın çok fazla pas hatası yapması bir diğeri de Emre Kılınç’ın etkisiz oyunu diyebiliriz. O kadar etkisiz futbol oynadık ve rakibe o kadar müsaade ettik ki rakibimiz şut girişiminde bir rekor kırdı. Sürekli ceza sahamızda topla buluştular, sağlı sollu ortalarla kale sahasında tehlike yarattılar. Buna rağmen golü bulan taraf biz olduk ama Gomis’in gereksiz faulünün ardından gelen orta skoru eşitledi. İkinci yarı aynı 11 ile sahaya çıkmış olsak da iki takım sanki rolleri değişmiş gibiydi. Galatasaray daha çok topa sahip olan, neredeyse her 10 dakikada 1 kere Kerem’i savunma arkasına koşularla kaçıran takım görüntüsündeydi. Kerem’in servislerini cömertçe harcayan Gomis, maçın da elimizden gitmesine sebep oldu. Bitiricilik sorununu çözmesini için transfer ettiğimiz Gomis ile bunu yaşamış olmak çok can sıkıcı… Rakibimiz kaptığı toplarla çıkmaya çalışırken taç atışından bir penaltı kazandılar, Maxim’in ekstra oyunuyla da 3. golü attılar.
KÖTÜ ALIŞKANLIK
Bu sezonki maç yazılarımızda bir çok kez Galatasaray’ın çok fazla geriye oynadığını, oyuncularımızın topu ayağından çıkarmakta geç kaldığını söyledik. Pená geldikten sonra işler biraz daha değişmiş, ileride yaptığımız pas sayıları biraz artmıştı ama Muslera’nın kaleyi devralmasıyla birlikte yine eski düzene döndük diyebiliriz. Bu bize şunu anlatıyor; Torrent, Galatasaray orta sahasının ve Muslera’nın pas kalitesine diğer kalecimiz Pená’nın pas kalitesine güvendiği kadar güvenmiyor. Haksız da sayılmaz Pená’nın ayakları gerçekten çok iyi ama yine söylüyorum, orta saha oyuncularımızın topu ayağından daha hızlı çıkarması gerek. Eğer bunu yaparlarsa Pená’ya güvendiği kadar onlara da güvenebilir.
ÖNÜMÜZDEKİ SEZON
Öyle tahmin ediyorum ki seneye Kerem ve Marcao’yu görmeyeceğiz çünkü Avrupa’ya transfer olacaklar. Kerem’in gidişiyle birlikte nasıl bir kadro olur diye bir kaç gündür düşünüyorum. Büyük umutlarla transfer ettiğimiz ama performansından şu anda verim alamadığımız Moruțan ve Yunus Akgün sağ tarafta, Emre Kılınç ve Barış Alper Yılmaz sol tarafta, Emre Akbaba – Cicaldau – Berkan – Taylan da orta saha olacak. Gedson benzeri bir oyuncu bulursak bu orta saha ile ligi tamamlayabiliriz. Şampiyonluk için yeterli olmaz ama sadece lig maratonu olacağı için bu kadar kötü bir tablo izlemeyiz diye tahmin ediyorum.
ACI GERÇEKLER
Yukarıda yazılanlar size garip gelmiş olabilir. Bir Galatasaray taraftarı nasıl şampiyonluktan bahsetmez diye düşünebilirsiniz ama bu mali şartlarda daha düşük kaliteli oyuncularla, şampiyonluk sözünü kolay kolay söyleyemediğimiz sezonlara hazır olmak gerek. Tek umudumuz oyuncu satışlarından kâr elde edip sonrasında kaliteli oyuncular ile oynamak. Ama bu ne kadar sürer, mevcut teknik ekip ve yönetimle bu ne kadar mümkün olur? Bu sorunun cevabını önümüzdeki yıllar gösterecek. Saygılarımla.
Twitter: https://twitter.com/ejderdilber
Blog’un kuruluş amacı ve isim hikâyesi için https://www.3numaraliuye.com/3-numarali-uye/yazısını mutlaka okuyun!