Mayıslar Bizimdir!

0
1825

Elim bir trafik kazasında kaybettiğimiz A. Alanyasporlu Josef Soral’ın ailesine ve Alanyaspor camiasına baş sağlığı diliyorum…

Şampiyonluk yolundaki son beş maçımızdan ilkini tamamlamış bulunuyoruz. Henüz maç başlamadan aslında hepimizin aklında olan bir puan kaybı yaşadık. Maçtan önce ilginç paylaşımlar yapan A. Konyaspor takımının bu yaklaşımının sebeplerini kestirmek çok da zor değil. Bu ülkenin en büyüğüne karşı zafer istemek elbet pek doğaldır, fakat son on lig maçında bir galibiyeti bile bulunmayan Konyaspor’un bu hırs dolu paylaşımları diğer takımlar için yapmadığını görüyoruz. Başka bir takım ile aynı canlıyı maskot olarak kullandıklarından ötürü onlara yakınlık hissetmiş olabilirler.

Maça kontrollü ve istediği gibi başlayan Galatasaray’dı. Ömrü boyunca “ölümüne savunma” zihniyetini benimsemiş rakip takım teknik direktörü bu maç özelinde “kale önüne otobüs” çekti… Maçın sonuna doğru yaptıkları küfürlü “… Cimbombom olamazsın şampiyon” tezahüratı ve maç sonu sevinçleri, gündüz öğrendiğimiz, bu takıma ilk kez prim verilecek olması gibi durumlar ister istemez aklımızda bir çok soru işareti belirmesine sebep oluyor. Bu arada; bu gibi takımlar futbolun ruhuna, seyir zevkine ve marka değerine gölge düşürmekteler. Bu zihniyetteki hoca ve takımların bir an önce tarih olmasını diliyorum…

***

İlk yarıda yine güzel üçgenler izledik, bu sefer geriden başlayan ve ileride olgun atağa dönmeyi vaat eden üçgenlerdi. Kapalı takımlara karşı oyunu açmakta zorlanıyoruz bu sene, bir çok örneğini yaşadık. Ekstra işlere ve takım olarak hücum zenginliğine ihtiyaç duyduğumuz anlar oluyor. Beklerimizin kötü performansı bugün bu katkıyı alamamamıza sebep oldu. Kupa maçında sakatlık yaşayan Marcao’nun eksikliği ise bize olumsuz şekilde yansıdı. Oyunun tıkandığı anlarda geriden oyunu kurabilen, pas aklı ve cesareti yüksek olan bir stoper Marcao, bu maç özelinde “keşke”miz oldu… Marcao’nun eksikliğinde Donk-Luyindama ikilisi ile çıktık. Görevlerini başarılı şekilde yerine getirdiler. Luyindama’nın hava toplarındaki zaafı çözüldüğü zaman bir boyut daha atlayacak. Ayrıca gereksiz paslar yapmaması olumluydu, bir uyarı yapılmış.

İkinci yarı ise hakim oyuna gol gerekiyordu. İsabetli şutumuzun olmadığı bir maç. Belhanda ve Soso ile girişimlerimiz olsa da, netice alamadık. Oyundan çok sonucun önemli olduğu maçlardayız, bugün Diagne, Soso ve Donk ile yaklaştığımız anlar oldu ama atamadık…

***

Gelelim maçın hakemine; kendisini ve yaptıklarını hiç unutmadığımız, her zaman kötü hatırlayacağımız bir isim. Verdikleri ve vermedikleri ile görevini hep layıkıyla yerine getirir. Bugün de farksız değildi. İnsan aklıyla dalga geçer gibi çekilen asimetrik bir ofsayt çizgisi, çıkamayan kartlar, yapılmayan VAR kontrolleri oldu. Beklediğimizden daha az sinir olduk ama çok net bir penaltıyı izlemek zahmetine bile girmedi. Ayrıca VAR’ın bu kadar kötü kullanılmasını hakemlerin bu teknolojiyi ortadan kaldırmak adına yaptıklarına inanmaya başladım. VAR şeffaf olmadıkça, kayıtlar kamuoyu ile paylaşılmadıkça, hele de böyle bir çok pozisyona rağmen bunlar yapılmadıkça şaibeli, karanlık bir taraf hep var olacaktır.

Diagne’ye ceza sahası içinde yapılan net müdahale VAR tarafından uyarılmadı. Maçın hakemi ise VAR’dan yardım istemedi.

Oyunu açmakta zorlandığımız bir maçta bulduğumuz az sayıda fırsatı gole çevirememek üzücü. Özellikle Belhanda’nın mükemmel ara pasında Diagne’nin Konya kalecisiyle karşı karşıya kaldığı pozisyonda golü yapamaması hepimizi yerinden kaldırdı. Diagne mental açıdan daha sağlıklı olmalı. Oyunda ayakta kalmaya çalışmıyor ve maalesef hemen her pozisyonda kendini çok kolay yere bırakıyor… Mental olarak tek suçlu Diagne değil, adamın çocuğunun ten renginden ötürü “babası sen değilsin” diyenlerden eşine, taktığı kulaklığa, yaptığı saça uzun lafın kısası adamın en mahreminden hareketlerine kadar küfür eden bir güruhun da suçu vardır. Arkadaşlar, Diagne “bana şu kadar para verin, beni almak zorundasınız” gibi bir şeyler demedi, bu yolda bu kadronun her parçasına ihtiyacımız var. Adamın çocuğundan eşine kadar mahremine sövme hakkı kimsede yok. Kendinizi birazcık O’nun yerine koyun ve bu kötülüğü yapmayın. Beğeniriz ya da beğenmeyiz ama bu hakaretleri yapmaya kimsenin hakkı yok.

***

Maç sonu bir çok eleştiri gördük hemen her konuyla alakalı. Katıldıklarım var elbet. Mantıklı, makul ve ‘iyi olsun’ adına yapılan her eleştiri olumlu katkı verir. Ama sayanlar, sövenler, ülkenin gelmiş geçmiş en büyük hocasına ağıza alınmayacak ifadeler kullananlarınkini eleştiri olarak kabul edemiyorum.

***

Belhanda ile Mitroglou’yu birlikte kullanmak belki daha fazla katkı verebilirdi, fakat önümüzdeki Beşiktaş Jimnastik Kulübü maçını göz önüne alınca, sinirlerin çok kolay yükseldiği anlarda, bu sebeplerden ötürü bu yönde bir değişiklik ihtiyacı olmuş olabilir. Emre ise maalesef en ufak katkı veremedi, aldığı tüm topları geriye ve yana verdi. Formunu bir an önce tutmasını diliyorum…

***

Gelelim beni en üzen kısma; sanki şampiyonluk gitti, sanki her şeyi kaybettik gibi olumsuz bir havaya bürünenleri gördükçe çok üzülüyorum. Bu takım tarihindeki en ağır , en aleni kıyımları yaşadı ve yaşıyor. Biz nerelerden döndük, nerelerden geldik ve nerelere gittik. Her şey bizim elimizde, kaybettiğimiz bir şey yok ortada. Bir maç kaybı veya bir beraberlik lüksümüzü tükettik. Alamadığımız şampiyonluk değil, bu haftalık liderlik… Başımızda böyle süreçleri en iyi bilen bir Hoca var. Böyle mücadeleleri en çok gören ve bunlardan en çok galip çıkan bir kurt… İmkansız Galatasarayca değildir. Bu hafta evimizden başlayarak şampiyonluk yürüyüşümüze devam edeceğiz.

Nisan’ı böyle kapatmışız ne yazar, Mayıslar bizimdir!

http://twitter.com/ilkeryaziyor

Yorum bırak

Lütfen yorumunuzu yazınız
Lütfen buraya adınızı yazınız