Derbiler, oyunu heyecanla beklenen, yıllarca konuşulan futbol şölenleri ve de Galatasaray için Beşiktaş ile oynananlar, sonucu hiç değişmeyen maçlardır. Dün gecede buna benzer bir derbi oynandı. Galatasaray, attığından çok fazlasını kaçırarak, belki de 5 Kasım tarihini, 5 gollü bir geceye dönüştürme fırsatını ıskaladı.
Galatasaray- Alanyaspor maçının ilk yarım saati hariç, haftalardır akıcı ve coşkulu bir futbol oynayamıyor. Sebeplerine, bu yazı özelinde zaman zaman değineceğiz. Ancak konu dışı olduğu için tümünü bu duruma ayırmayacağız. Derbide ise ilk yarı tutuk, saman alevi gibi parlayan ancak ikinci devrenin başından itibaren ışıldayan bir futbol oynadık. Her ne kadar Okan hoca, eskiden kalan ve İtalya’da oynadığı futboldan esinlenerek son dakikalarda galibiyeti korumak için defansı sağlama almak istese de futbolcuların gayreti ile ikinci devrenin sonuna kadar güzel bir futbol izledik. Hep söylediğimiz şey şudur ki, bu kadar yetenekli ve tecrübeli bir kadronun bu denli zorlanarak sonuçlar alması şaşırtıcı ve detaylı olarak incelenmesi gereken bir konudur.
Düşünün, dün akşam direklere ve rakip kaleci Mert’e takılan toplar olmasa bu sabah hepimiz çok daha mutlu bir sabaha uyanacaktık. Ancak ne olursa olsun bir Beşiktaş galibiyeti hem önümüze umutla bakabilmek ve hem de sezonun ilk derbisini galibiyetle kapatmak bakımından güzel oldu. Her ne kadar kadro sızdırılması konusunda, rakibin işine yaradığına pek katılmasam da, zaten bu maça çıkacak kadro üç aşağı beş yukarı belliydi.
Biz Galatasarayız; Özellikle iç saha maçlarında rakibe göre önlem alan değil rakibe önlem aldıran bir kadro tercih edilmeliydi ve başlangıç da aynen öyle oldu.
S. Oliveira’nın olmadığı maçlarda net olarak orta sahada yaratıcı oyuncunun eksikliğini yaşıyoruz. Okan hoca orta sahayı garantiye alayım düşüncesi ile kadro çıkarmaması ilk etapta olumlu göründü. Maçın hemen başında sağlı sollu yapılan hücumlar, bu tezi destekledi.
Bu baskı ve iyi oyun 18. Dakikada Icardi’nin golüyle sonuçlandı. Uzun zamandır böyle kaliteli bir forvetimiz olmadığı aşikâr. Fırsatını yakaladığı zaman estetik goller ile topu ağlarla buluşturan bir golcü Icardi. Yeter ki topu onunla buluşturalım. Açıkçası çerçeveyi nasıl bulacağını çok iyi biliyor. Zira ikinci golündeki vuruş, inanılmaz akıl dolu. Bizim oyun kurgumuz onu ne kadar besliyor. Sorun burada.
Golden sonraki dakikalarda ön alan baskımızın zayıflayıp, yetersiz hale gelmesiyle birlikte, orta sahayı güçlü kurgulayan rakip, 2. bölgenin üstünlüğünü ele geçirmeye başladı. Bu noktada genel olarak golü koruma içgüdüsü ile takımı biraz da geriye yaslayan hocamızın katkısı var gibi görünüyor. Oysa daha baskılı ve ön tarafta oynamamız gerekirdi diye düşünüyoruz.
*****
Gedson, Souza ve Salih’in, Torreira, Mertens ve Oliveira üçlüsüne fiziksel olarak ağırlığını koymasıyla beraber pozisyon zenginliğimizi kaybettik. Bu noktada Gedson’a bir parantez açmak lazım. Sezon başından beri yokları oynayan Gedson, bizim maçta rakibin ayakta kalan tek oyuncusu oldu. Bizim maçlara özel, bu ekstra motivasyonu çok ilginç geliyor. Bu zaman periyodunda, Cenk’in golü geldi. Golün gelmesi, orta sahada Galatasaray’ı bir nebze kendine getirdi. Tekrardan dengeyi sağladık. Maçın 34. Dakikasında, Mertens’in kornerden gelen topa, topukla vuruşu gol olsa sanırız efsane goller içine girecekti. 37. Dakikada ise Barış Alper Yılmaz biraz daha kafasını kaldırıp oynayabilse, devre olmadan sonuç 2-1’e gelebilirdi.
Barış Alper Yılmaz bu maç için doğru tercih olduğunu gösterdi. İki senedir, Barış’ın fizik gücü ve hızıyla, bu kadrodaki en yetenekli oyunculardan biri olduğunu söylüyoruz ancak forma bulmakta, süre almakta zorlanıyor. Üst üste 5-6 maç oynasa faydasını arttıracak. Çünkü maç ritim ve maç devamlılığına ihtiyacı var. Şu anki form durumlarına göre Rashica ve Barış Galatasaray’ın ideal kanat oyuncuları olarak öne çıkıyorlar.
İkinci devre ile beraber özellikle son beş dakikaya kadar harika bir futbol oynadı Galatasaray.
Mertens, Boey ve Rashica ayrıca ekstra işler yaptı. N’Koudou’nun çıkması ile o kanattan Boey ve Rashica adeta tsunami gibi Beşiktaş ceza alanına çöktü. Kurt hoca olduğu savunulan ancak bir filozof edasıyla açıklamalar yapan Şenol Güneş maç içindeki en hayati hatasını bu noktada yapmıştı.
Galatasaray, orta alanda her aldığı topla, özellikle sağ kanattan pozisyon buldu. Burada Beşiktaş’ı Mert ve direkler ayakta tuttu. Bu sene 12 maçta 11 şutu direğe takılan Galatasaray’ın sanırız, kırklanmasında fayda var. Keza geçen maç çekilen 35 şut ve dün de atılan ve bir derbi için iyi sayılabilecek 19 şuttan yani toplamda 54 şuttan, sadece 4 gol çıkarabilmek üzerinde düşünülmesi gereken bir durumdur.
Rashica, Kerem ve Mertens’in gollük şutlarını çıkaran Mert ise kariyerinin en iyi performansı sayesinde tarihi farkı önledi. Rashica’nın bu futbolu sürdürmesi halinde mutlaka bonservisi alınmalıdır.
*****
Maçın son dakikalarında Okan hoca Mertens’i çıkararak rakibi rahatlattı. Eğer Mertens çıkmasa ya da çıktığında Mata’yı oyuna alsa, Beşiktaş’ın son dakikalarda sahada ayakta kalacak hali olmazdı. Bu da Okan hocanın, rakip meslektaşına nazire yaparcasına gerçekleştirdiği bir hata idi.
Beşiktaş’ın, adeta bir Anadolu takımı gibi, baştan sona yatarak ve vakit geçirerek, ara sıra da savunma yaparak puan almaya geldiği maçtan, son dakikalarda yaptığı cılız birkaç hücum sonucu mağlubiyetten kurtulması mümkün değildi. Öyle de oldu.
Sonuçta, Galatasaray maçın genelinde oynadığı iyi oyunla güzel bir derbi galibiyeti ve üç puanın sahibi oldu. Maçta kötü oynadı diyeceğimiz futbolcumuz yok. Hepsi vasatın üstüne çıktı ancak Mertens ve Icardi büyük maçlar büyük oyuncular ile kazanılır savını bir kez daha ispatladılar.
Dünya Kupası arasından önce oynayacağımız iki derbiden ilki galibiyetle sonuçlandı. Fakat bu futbol Başakşehir maçı için yeterli mi? Göreceğiz…
Keza önümüzdeki haftaya oynayacağımız rakip, dünkünden çok daha iyi bir futbol oynuyor. Okan hocanın büyük takım refleksini ortaya koyup daha cesaretli bir oyun oynatması gerekiyor.
İyi kadronun daha başarılı olması mümkün fakat zincirleri kırmak gerekiyor.
Galatasaray, haftaya oynayacağı müsabakada, Alanyaspor maçının ilk yarısı ve dünkü maçın ikinci yarısındaki oyununu, maçın geneline yayabilecek kapasiteye gelirse alacağı rahat galibiyet sürpriz olmayacaktır. O durumda şampiyonluk için biraz daha emin konuşmaya başlayabileceğiz.
Hakem konusuna değinmesek olmaz tabi. Çünkü değinmemizi onlar istiyor. Maçın hakeminin, Weghorts’un kırmızısını atlamak dışında bariz bir hatası olmamakla birlikte, yatmaya gelen rakibi ayakta tutup sarı kart göstermek için tam 73 dakika bekledi. Faullerde ise ince ince, hafiften bizi kıydı. Hakemlerin etkisi azaldıkça oyunumuz daha gelişecek ve daha az stresli olacaktır.
Türkiye’de hakemlik müessesi içi boş koca bir yalandır!
Bu derbi galibiyeti tüm Galatasaraylılara hayırlı olsun.
Pusulanız Galatasaray olsun.
Twitter: https://twitter.com/MiralayMMAkdag
Blog’un kuruluş amacı ve isim hikâyesi için https://www.3numaraliuye.com/3-numarali-uye/yazısını mutlaka okuyun!
Harika ❤️🧡❤️🧡
Teşekkür ederim. 🙂