SIRADANLAŞTIRILIYORUZ

0
1043

“Misafir Tribün Köşesinde bugün konuğumuz Av. Şenol Özçakıcı”

Ünal Aysal ve Fatih Terim arasına ekilen nifak tohumlarıyla başladı her şey. Aysal mı haklıydı, Terim mi haklıydı kısmına girmeyeceğim, ama o sürecin sonunda kaybeden GALATASARAY ve biz taraftar olduk.

Drogba’ları, Sneijder’leri izlememizi, Real Madrid’e karşı 5-5 diye bağırmamızı sağlayan sinerji bozuldu. Önce Terim, sonra da, Türk spor camiasının tüm defolarını, muhataplarının yüzüne adeta tokat gibi çarpan Ünal Aysal ayrıldı Galatasaray’dan. Ardından her akşam Beyaz TV’ye çıkan ve şikecileri aklamaya çalışan Duygun Yarsuvat dönemi. Sonrasında bana göre Galatasaray başkanlık makamını, tarihin en dip seviyesine çeken Dursun Özbek dönemi. Galatasaray’a futbol aklı olarak, Levent Nazifoğlu’nu layık gördü desek, Dursun Özbek dönemini özetlemiş oluruz sanırım. Dursun Özbek camia da öyle bir antipati yarattı ki, Ocak 2018’de yaptığı baskın seçimde, karşısına kim çıksa seçimi kazanması kaçınılmazdı. O dönemde buna cesaret eden Mustafa Cengiz ve ekibi, Mayıs 2018’de seçim yapacaklarını da deklare ederek seçimi kazandı. O gün ben dahil çoğu Galatasaray taraftarı, sadece Galatasaray’ı Dursun Özbek’ten kurtardığı için, Mustafa Cengiz’e minnettardık.

Fatih Terim’in geri dönüşüyle kazanılan şampiyonluk ve Ocak 2018’deki baskın seçimde, kimsenin cesaret edemediğini yapıp, Dursun Özbek’in karşısına çıkmış olması camiayı yanılttı, romantizm devreye girdi ve Mayıs 2018’de Mustafa Cengiz Galatasaray’ı yönetebilecek yeterliliğe sahip çok az üyenin olduğu bir Yönetim Kurulu ile yeniden başkanlığa seçildi maalesef. Kendi özeleştirimi yapacak olursam, o dönem bende aynı romantizme kapılıp, Galatasaray’ı ‘Dursun Özbek’ten kurtaran’ Mustafa Cengiz’e bir dönem daha, şans verilmesi gerektiğini düşünmüştüm. ‘Futbolda romantizme yer yok’ kuralını asla unutmamak gerektiği bir kez daha tescillenmiş oldu. Ekonomik krize çözüm bulunamaması, gol kralı santraforu satıp, yerine 2 tane santrafor alacağız denmesine rağmen sezona santraforsuz başlamamız ve Fenerbahçe maçından sonra gelişen sürecin yönetilememesi, mevcut yönetim kurulunun, Galatasaray’ı yönetebilecek donanımda olmadığını gösterdi. Kişiliklerine, iyiniyetlerine, Galatasaray’lılıklarına en ufak lafım olmaz ama GALATASARAY YÖNETİLEMİYOR.

Galatasaray Başkanı az konuşur ama konuştuğu zaman sonuç alır. Düdük asacak dediğin hakem hakemler maç almaya devam ediyorsa, 17 kulüp sana karşı ‘korsan’ bildiri yayınlama cesareti gösteriyor ve buna karşı Moskova’da, maç öncesi ayak üstü verilen cevap dışında, kararlı bir tavır sergilenemiyorsa, her maç hakemler takımı doğrarken buna bir çözüm bulunamıyorsa, o koltukta oturmanın çok da anlamı olmamalı bence. Yönetimin yapamadıklarını, Fatih Terim yapmaya çalışınca, hoca da error verdi ve pusuda bekleyen TFF’nin ağır ve haksız cezalarına maruz kaldı. Enerjisini saha içinden çok, saha dışına vermek zorunda kalan hocanın da hata yapması kaçınılmaz ve o hatalarda son haftalardaki puan kayıplarına yol açıyor. Her şeye rağmen hoca bu süreçte, doğru pazarlamayı bilen bir yönetimin elinde, 40-50 milyon eurolara satabileceğimiz, Ozan Kabak gibi bir değer yarattı. Ozan üç  Şampiyonlar Ligi, 11 lig maçı istatistiğini Porto formasıyla yakalamış olsa, sezon sonu 70-80 milyona satılırdı. Umarım devre arası yok pahasına satılıp gitmez Ozan bu yönetim tarafından. Dün akşam statta maçı izlerken bir kez daha gördüm ki, Ahmet Çalık, Muğdat Çelik ve Ömer Bayram’ın Galatasaray’la yolu ancak taraftar olarak tribünde kesişmeli. Galatasaray forması bu kadar ucuz olmamalı, Galatasaray’da oynamak bu kadar sıradanlaşmamalı.

Gomis satılıp, yerine Muğdat alınıyorsa kimse kusura bakmasın, bunu yapanlar da Galatasaray’da yönetici olamamalı, ancak tribüne gelip, taraftar olarak izleyebilmeli Galatasaray’ı. Şu ortamda, en günahsız kişi Fatih Terim olmakla birlikte, hoca da kendi özeleştirisini yapıyordur umarım. Galatasaray’ı tribünde izlemekten öteye geçemeyecek Hasan Şaş ve Ümit Davala’yı, teknik ekibine almak yerine, kendisine hayır diyebilecek, farklı bir bakış açısı sunabilecek ve günü geldiğinde Galatasaray Teknik Direktörlüğünü gönül rahatlığıyla teslim edebileceği bir yardımcı kadrosunu en kısa sürede oluşturur umarım. Çözüm önerisi içermeyen yazıları hiç beğenmem aslında. Ama taraftar olarak bizlerin Galatasaray’da bir söz hakkımız olmadığı için boşa konuşmak da istemiyorum. Çözüm, Real Madrid’le oynayıp 5-5 diye bağırdığımız dönemde, ‘Aysal altın hisseleri satacakmış’ diye bas bas bağırıp, bugün susan camiamızın ‘ağır toplarında’. Umarım GALATASARAY’ın daha fazla SIRADANLAŞMASINA engel olacak bir çözümleri vardır.

twitter: https://twitter.com/senolozcakici

Ana hesabımızı takip etmeyi unutmayın: https://twitter.com/3numaraliuyecom

Yorum bırak

Lütfen yorumunuzu yazınız
Lütfen buraya adınızı yazınız