Tedbir Aldıran Galatasaray
Öncelikle merhaba Büyük Galatasaray Taraftarı. Bundan böyle maç önü ve maç sonu analiz yazılarımla bu güzel ailenin bir ferdi olmak için burada sizlerle birlikte olacağım.
Galatasaray’ın Yeniden Doğuşu
Galatasaray, Fatih Terim ile adeta yeniden doğdu. Hocanın göreve gelişi ile camia üzerindeki olumsuz tablo, kaos ve ümitsizlik yerini psikolojik üstünlüğe bıraktı.
Galatasaray hem pozisyon oyununu hem de direkt oyunu bir arada oynayabilen bir yapıya büründü. Hoca kendi transferlerini kadronun içerisinden yaparak çoğumuzun yedek kulübesinde dahi düşünmediği Donk, Selçuk gibi isimlerden verim alarak kendi elini rahatlattığı gibi taraftarı da şampiyonluk havasına soktu.
Fatih Terim’in Galatasaray’ı, maçın hemen her anında gol atabilen, reaksiyon gösterebilen proaktif bir takıma dönüştü.

Şekil 1’de de görüldüğü üzere artık maçın her anında gol atabilecek, tehdit eden, zorlayan ve hiç vazgeçmeyen bir Galatasaray var.
Derbiye Bakış
Fenerbahçe, sık sık dillendirilen “Kadıköy Efsanesi” ile taraftarını ve takımını motive ederken, Fatih Terim, takımını her zamanki mantığıyla sahaya sürdü.
Fenerbahçe, sezon boyunca saha içinde derli toplu, reaktif, yakaladığı fırsatları yüksek yüzdelerle değerlendiren, duran toplarda etkili yapısıyla öne çıkan, sahaya dizilişi ve alan parsellemesi ile rakibi asimetrik dizilmeye zorlayan yapıda bir ekip. Nitekim ligin ilk yarısında oynanan maçta, sevgili arkadaşımız @mindcimbom ’un maç önü yazısında belirttiği gibi Fenerbahçe daha kompakt ve derli toplu görüntü sergilerken, Galatasaray bir o kadar dağınık, etkisiz ve dengesiz alan paylaşımı ile oyununu sürdürmüştü.
Bu maçta ise Fatih Terim’in rakibini iyi analiz etmesi ve maça başarılı bir taktik anlayışla çıkması bu durumu tersine çevirdi.


Bireysel Oyuncu Performansları
Fernando’nun sahalara dönmesi ile takımın adeta oyun aklı yükseldi. Bazı oyuncular işlerini o kadar muazzam yaparlar ki izleyene aslında çok basit bir iş yapıyormuş izlenimi yaratırlar. Fernando da bu tip bir oyuncu. İlk yarıda sert Fenerbahçe orta sahasına karşı ayakta duran ve kritik müdahalelerde bulunan Fernando, ikinci yarıda 3 aydır oynamamanın ve maç temposunu henüz yakalayamama sebebiyle düşüş yaşadı. Yerine giren Donk, stoper oynama alışkanlığının da getirisiyle iki kritik savunma müdahalesi ile takımına oldukça önemli katkı verdi.
Bireysel performanslar açısından Galatasaray taraftarını ikiye bölen çok ilginç bir isim var. Belhanda! Ligin istatistikleri bakımından birçok konuda en üstte yer alan, takım savunması açısından oldukça önemli bir isim olan Belhanda aslında hücumda da gösterdiği efektif performans ile takımı içinde oldukça önemli bir yere sahip.

Belhanda, sırt numarası 10 olmasına rağmen orta saha merkezi ve sağ açık oyuncusuna yaklaşarak oynaması sebebiyle hemen herkesin sıkça söylediği 8.5 numara bir takım oyuncusu. Girdiği 28 ikili mücadelenin 16’sından başarılı ayrılan oyuncu, yüzde 80 pas isabeti, 1 isabetli şut, ¾ dripling denemesi ile maçı tamamladı. En büyük korkumuz olan kart görme konusunda da oldukça dikkatli davranarak tüm Galatasaray taraftarının temennilerini gerçeğe dönüştürdü.
Galatasaray yine pozisyonlar buldu, denedi, zorladı fakat bu maç özelinde neticeye ulaşamadı.

Ligde en fazla ceza sahasına top atan takımı Galatasaray’da ligin en çok şut atan ismi Gomis, bu maçı boş geçti. Fakat mücadele anlamında gerçekten saygı duyulması gereken bir isim Gomis.
Serdar, yine kritik müdahalelerde bulundu fakat bugün bir süre konsantrasyon sorunu yaşadı. Biraz savruk görünmesine rağmen Galatasaray savunmasını ayakta tutan isimdi.
Maicon, bu maç özelinde kendi istatistiklerini yarısına ancak ulaşabildi. İkili mücadele 6/14, isabetli pas yüzdesi %61, 3/12 uzun top başarısı, 5 ayakla uzaklaştırma ve malesef yine son dakikalarda direkten dönen frikiği ile herkese “Baros”u anımsattı.
Nagatomo, maçın ilk bölümünde fiziksel olarak Dirar karşısında etkisiz olmasına rağmen toparlandı. Savunmada önemli atakları kesip hızla rakip sahaya doğru fırlayarak takımına katkı sağladı.
Linnes, sinir bozucu (!) devamlılığı ve gidip gelme ile Feghouli’nin yardımı olmadan kanadını boydan boya kullandı. Etkili de oldu.
Garry’den çok daha fazlasını beklerdik. Fakat o da 2 top çalma ile atak devamlılığı konusunda, prese katılarak, takım boyunu kısaltarak ve her daim ileride bir tehdit unsuru olarak takımına katkı verdi.
Feghouli’yi ise henüz halen göremedik. Kendisi çizgiye basan, hızı ve tekniğiyle rakiplerinin başını döndüren müthiş etkili bir kanat oyuncusu idi. Sanıyorum bir sezon öncesi kampı yemesi gerekecek.
Ve uzun zaman sonra yeniden Muslera. Uzun süredir aldığı eleştirilere bu maç adeta toptan yanıt verdi. Nedense Muslera’nın iyi performans sergilemesi bende şampiyonluk hissi uyandırdı. Belki 2012 etkisindendir.
Son Söz Yerine
Galatasaray’ın en çok eleştirildiği konu olan şut istatistiklerinde ciddi bir yükseliş var. Yakın zamanda ceza sahası dışından atılacak bir gol sanırım bu konuda var olan ön yargıyı kıracaktır.
Hakem konusunda herkesin kendine göre bir görüşü var muhakkak. Gördüğümüz kadarıyla mümkün olduğunca az kart göstermek için sahaya çıkmış bir Bülent Yıldırım vardı. İki takım için de verdiği ve vermediği kartlar ve kararlar oldu. Maçı aldı, rakibe verdi denilebilecek kadar büyük bir hatası olmadığını düşünüyorum Aykut Kocaman’ın aksine.

Ve Can-ı Gönülden Tebrik
İki takımın hocalarını ve futbolcularını tebrik ediyorum. O meşhur meydan muharebesi havasında geçen bir maç yaşatmadıkları için gerçekten herkes bir tebriği hak ediyor.
Yine Galatasaraysız bir hafta geldi çattı. Milli arada özleyeceğiz.
Herkese mutlu ve huzurlu bir hafta diliyorum.
Takip İçin: https://twitter.com/hykmet
Blog’un kuruluş amacı ve hikayesi için https://www.3numaraliuye.com/3-numarali-uye/ yazısını mutlaka okuyun!