Tek farklı galibiyetlerle liderliğini sürdüren Galatasaray ilk yarısını üstün, ikinci yarısını mahkum oynadığı Ankaragücü maçında Berkan’ın üstün çabası, Rashica’nın görünmez kahramanlığı ve Gomis’in eski günlerine benzer golcülüğüyle 3 puanı almayı bildi. Bu kadar eksikle, yedek kulübesinin katkılarıyla 3 puanın alınması, sezonun geneli için umut vericiydi. Fenerbahçe maçı öncesi sarı kart sınırındaki oyuncuların kazasız belasız maç çıkarmaları da kritik önemdeydi ve bunu da başardık. Yedek oyuncular olunca hücum ezberlerini çok göremedik. Bu durumda Galatasaray’ın hâlâ oyun geliştirme ve tüm oyunculara taktik ezberi oluşturma anlamında hâlâ zamana ihtiyacı olduğunu söyleyebiliriz.
TEKNİK ANALİZ
Sarı kart cezalıları, Torreira’nın ailevi durumu ve 3 yerli kuralından ötürü, standart kadrosuna göre yaratıcılıktan daha uzak, mücadeleye dayalı orta saha ile maça başladık. Galatasaray’ın ilerde çoğalarak rakip savunmayı genişletme anlayışı, yaşından ötürü geriye gelip pek servis yapamayan Gomis faktörü de devreye girince orta alan çok boş kaldı. Oliveira’nın ters kanada attığı pasların yükünü de Abdülkerim çekti ama Oliveira kadar etkili değildi. Maçın başında Mertens ve Berkan ile kaleyi yokladı, devamında Taylan’ın vuruşuyla geriye düştük. Golü yediğimiz pozisyonda Van Aanholt’un ofsaytı bozması ve Taylan’ın arkasına gitmek yerine soluna gitmesi de dikkat çeken bir hataydı. Aslında bu pozisyon Van Aanholt’un neden formayı kaptırdığını gösteren bir andı. Bir diğer sebebi de elbette adresi bulmayan ortalar. Bu sebeple ilk yarıda sağ kanadı daha çok kullandık. Nitekim ilk golümüz de Rashica’nın oradan yaptığı ortayla geldi.
Bu tür yaratıcılık sorunu yaşadığınız maçlarda ekstra bir iş yapacak bir oyuncuya ihtiyacınız olur. Mertens’in Gomis’e yolladığı pas da tam bu tarife uygun bir işti. Gol her ne kadar Gomis’e yazılsa da attığı şahane pastan ötürü yarısını Mertens’e yazmak lazım. Gomis’e o boş alanı yaratan Rashica’yı da unutmamak gerek. Çizgiye doğru hareketlenip rakip sağ beki üzerine çekti ve savunma derinliği oluşturdu. Bu yüzden Rashica’yı ilk yarının görünmez kahramanı olarak ilan edilmeli.
****
İkinci yarıda Ömer Erdoğan’ın önde baskı taktiğiyle Galatasaray, savunmadan top yaparak çıkmakta epey zorlandığı gibi orta sahada sayısal olarak üstünlük kuramadı ve rakibin pas yapmasına olanak sağladı. Emre Kılınç’ın boş kaleye kafayla topu bırakamaması maçın kesinlikle kırılma anıydı. Bu pozisyon da yine rakibin orta sahada pas yapması sonucu gerçekleşti ki Van Aanholt’un kanadından gelmiş olması da kesinlikle tesadüf değildi. Maçın sonlarında Ankaragücü’nün beraberliği yakalamak için geride hücum öncelikli hareket etmesi geride boş alan bırakmasını sağladı. Galatasaray’ın hızlı oyuncuları da pozisyonlara girdi. Ancak final hareketleri gelmeyince yine tek farklı bir galibiyet aldık. Ek olarak ikinci yarıda bu kadar az top hakimiyetine rağmen maçın sonunu getiriyor olmak da Galatasaray’ın artılarından. Golü atamamayı eleştirdiğimiz kadar maçın sonunu getirebilmeyi de alkışlamak gerek.
BERKAN VE MİDTSJO
İlk 11’in açıklanmasının ardından Midtsjo’nün hem top keseceğini hem de pas yapacağını düşünmüştüm. Gerçekler çok farklı oldu. Berkan top kesen oyuncu, Midtsjo ise kilit pasları atamayan oyuncu oldu. Ancak Midtsjo’nün düşük performansını sadece kendisine değil etrafındaki oyunculara da bağlamak gerek. Torreira gibi ilk aksiyonda topu kapacak düşüncesiyle pozisyon alıp, rakibin pasları sonucu geriye koşmak zorunda kalması, doğru yerlerde pas almayan çevre oyuncuları ve rakibin etkili pas araları sonucu çok fazla top kaybı yaptı. Neyse ki ciğeri yokmuş gibi koşan Berkan, Galatasaray’daki kariyer maçını oynadı ve takımın öne çıkan oyuncularından oldu. Belki de yerli kuralından ötürü Fenerbahçe maçı için ilk 11’e göz kırptı.
EL BİRLİĞİYLE
Biliyorsunuz, ben yeşil saha dışında bir konudan bahsetmek istemiyorum ancak son 1 haftadır yaşananlara değinmeden olmayacak. Üzülerek söylüyorum ki; kulüpler, TFF, MHK, Basın, Sosyal medya, Yöneticiler vs. el birliğiyle derbi haftası gerginliği yarattılar. Sivas maçında lehimize yapılan hata için gerçekten çok üzgünüm. Erden Timur’un çıkıp açıklama istemesi alkışı hak etti. Galatasaray’ın aleyhine hata yapılınca, Fenerbahçe’nin lehine de hata yapılması çok net şekilde niyeti gösteriyordu. Derbi haftası bunların yapılması da niyetin el birliğiyle gerginlik çıkarmak olduğunu hissettiriyor. Saha dışını konuşmayı sevmeyen biri olarak da bu durumlar beni gerçekten çok üzüyor. Bu yaşananlar bana şunu da hissettiriyor; Ne yazık ki Pazar günü sürekli düdükle duran bir maç, atanın kazanacağı bir maç olacak gibi duruyor. Dünya derbisi dediğimiz maçın seyir zevkinin düşük olması da futbol adına kimseye bir şey kazandırmayacak. Umarım yanılırım.
Saygılarımla.
Twitter: https://twitter.com/ejderdilber
Blog’un kuruluş amacı ve isim hikâyesi için https://www.3numaraliuye.com/3-numarali-uye/yazısını mutlaka okuyun!