Türk Futbolunun “Lokomotiv”i

0
380
Badou Ndiaye

Türk Futbolunun “Lokomotiv”i

Kısa bir aranın ardından yeniden birlikteyiz.

Galatasaray, yıldızlarından biri olduğu asıl ligine, kuruluş amacı doğrultusunda tekrar geri döndü.

İlginç bir istatistik var. Lokomotiv Moskova karşısında aldığımız galibiyet, Fatih Terim’in, şampiyonlar liginde 14. Galibiyeti. Beşiktaş’ın toplam 13 Fenerbahçe’nin ise toplam 11 galibiyeti bulunuyor.

Lokomotiv Moskova’nın Deplasman Planı

Öncelikle Lokomotiv Moskova takımını ele alalım.

Genelde 4-2-3-1 formasyonu ile sahaya yayılan Rus ekibi bu maç özelinde 5-4-1 gibi sahaya yayıldı. Burada sanıyorum ki temel amaç, Galatasaray’ın merkezde yapacağı agresif baskıyı kalabalık bir savunma ile kırma, bek-stoper arasına yapılan koşularda yaşadıkları yerleşim hatalarını ekstra süpürücü bir stoper ile en aza indirme ve merkez orta sahada bir oyuncu fazla bulundurma üzerine düşünülerek rakibin etkin özelliklerini pasifize etmekti.

Fakat üçlü stoper sistemiyle oynamak ciddi alışkanlık ve tekrar gerektirir. Kaymaları doğru yapma, alan ve adam paylaşımı, rakibin bekini karşılama, ters toplarda kademeye girme gibi birçok önemli savunma aksiyonu başarısı, bahsi geçen sistemin oturması ve oyuncuların sisteme uyumu ile doğru orantılıdır.

Moskova ekibinin geçmişteki maçlarına baktığımızda genel anlamda bu sistemde oynama alışkanlığı olmayan bir ekip olduğunu görüyoruz. Yani aslında psikolojik anlamda, tedbir alan taraf pozisyonunda maça çıktılar. Enteresandır ki, Fatih Terim’in takımın başına yeniden geçtiğinde yazdığım yazının başlığı da tam olarak bu durumun ispatı gibiydi. “Tedbir aldıran Galatasaray”. Sitedeki ilk yazım 👉Bkz. https://www.3numaraliuye.com/2018/03/19/tedbir-aldiran-galatasaray/

Deplasman takımının hücum planlarına gelirsek, öncelikli hedeflerinin ters toplar ile Fernandes’i topla buluşturmak ve onun atacağı kimi zaman ara paslar kimi zaman ise terse diyagonal uzun paslar ile oyunun yönünü değiştirip hızla tehlike bölgesine girmek olduğunu görebiliriz. (Bu noktada Ignatjev’i birçok sefer kaçırmayı denediler)

Galatasaray’ın Galibiyet Planı

Ev sahibi Galatasaray’ın oyun mantığını ve kadro tercihlerini inceleyelim.

Stoper ikilisinde Hoca bu kez Donk ile Serdar’ı tercih etti. Donk’un hamleli ve güçlü yapısından faydalanmak isteyen İmparator, saha içinde ekstra bir pas opsiyonu ve top kullanma becerisi ortalamanın üzerinde bir isim olan Hollandalı ile maça başladı.

Genelde konsantrasyon ve koordinasyon hataları ile tanınan Donk, belki de kariyerinin en konsantre ve en verimli dönemini yaşıyor. Fatih Hoca ile neden daha erken yaşlarda tanışmadığını sorguluyordur.

Serdar yine bildiğimiz gibiydi. Önde basmayı seven, kırılgan sakatlık kariyerine rağmen gözünü budaktan sakınmayan yapısı ile yine elinden gelen mücadeleyi ortaya koydu.

Özellikle bir paragraf Nagatomo ve Linnes için açmak gerekiyor.

Karşılıklı ilişkimizi bir menfaat ve şans eksenine oturtmak istesek, bu ikili bizim için şans olduğu kadar Kulübümüz de Linnes ve Nagatomo için büyük şans. İkisi de mücadeleci ve pes etmeyen yapılarıyla tanınan ve dayanıklılıkları ile öne çıkan isimler. Linnes, bir doksan dakika daha oynarım dercesine gidip geliyor. Nagatomo ise rakipler için oldukça sinir bozucu bir etkiye sahip. Galatasaray kariyerinde kötü diyebileceğimiz tek maçı geldiği hafta Sivas’ta Bifouma’ya karşı oynadı. Ardından performansı yükselişe geçti ve aynı şekilde bunu muhafaza ediyor. Çalım yiyor anında geri dönüyor. Rakibim boyu kaç olursa olsun hepsiyle hava topu mücadelesine giriyor. Takım kilitlendiğinde sorumluluk alıp öne çıkarak kanattan bindirmeler yapıyor. Hareketli yapısıyla Fernando’nun en fazla pas istasyonu olarak kullandığı isim haline geliyor. İzlerken mest ediyor, kendisi de oynadığı oyundan ve mücadeleden keyif alıyor.

Orta sahada ise takımın en komplike, en enerjik, en korkutucu ismi Ndiaye…

Top rakipte iken, en uzak noktada olsa dahi bir tedirginlik yaratıyor. Girdiği ikili mücadelelerden mağlup çıkması çok zor. Hamle yapıp alamadığı toplarda daha da hırslanıp ikinci hamleyi kovalayan bir inanç abidesi. Benim en sevdiğim tarz oyunculardan birisidir kendisi.

Fernando konusunda taraftarın geneliyle ayrılıyoruz. Takımın en iyi ismi olarak gören de var, ekibe sınıf atlattığını düşünen de… Ben fayda maliyet açısından baktığımda, konfor alanında oldukça etkin, pozisyon bilgisi üst düzey fakat bunu hızıyla destekleyemeyen, bu sebeple oyunun belli dönemlerini stoperler ile paralel oynayan bir defansif orta saha olarak görüyorum kendisini. Elbette çizgiden çıkardığı top çok önemli. Takımın sıkıştığı noktalarda top isteyerek boşa çıkarak arkadaşlarına nefes aldıran bir isim. Fakat hatırlarsanız, sol açık bölgesinde topla buluştuğunda bir an önce toptan kurtulmak için oldukça bariz çaba sarf etti. Kendi işini 10 üzerinden 7’lik yapan ama bunun dışında çok fazla ekstra şey yapmak için çaba sarf etmeyen bir karakteri var. Ndiaye ile taban tabana zıt iki kişiler.

Galatasaray’ın ana hücum planı, rakibin kanat bekleri üzerine ikişer kişiyle gidip, kanatlardan etkili olmak, Eren’in geriye çekilerek üçlü stoper blokunun odak noktasını dağıtıp aralara yapılacak koşular ile tehlike yaratmak ve çizgilere inilerek yapılan ortalarda ağır olan stoperleri ters ayakta yakalamaktı diyebilirim.

Maç konumlanması görsellerine baktığımızda Garry ile Nagatomo neredeyse benzer seviyede hücum etmişler. Linnes ise bekten ziyade kanat bek gibi pozisyon almış ve bu da Emre Akbaba’nın daha rahat içeri girmesine yardımcı olup bu şekilde hücuma genişlik kazandırdı.

Galatasaray’ın genel ısı haritası

Belhanda’da ise herhangi bir değişiklik göremiyorum. En büyük faydası oyundan çıkarken Galatasaray’ın formasyon değişikliği ile rakibini bir müddet ciddi şaşırtmasına sebep olmaktı.

Gelelim diğer detaylara…

– Şampiyonlar Ligi müziğini inanılmaz özlemişiz.

– Fatih Terim’in doğal liderlik özelliğinin ne kadar etkili olduğunu devre arası klasik dokunuşları ile tekrar gördük.

– Taraftarın da takımla birlikte forma girdiğini ve yeri geldiğinde maç alabileceğini bir kez daha gördük.

– Eren’in bu denli eleştirilirken, o frikiğin başına gelip gole çevirmesin şapka çıkardık.

– Maçın ardından tüm 3 numaralı üyeler ile maçın en keyifli kritiğini yaptık.

– Ercan Taner & Galatasaray ikilisinin geri dönüşünü büyük zevkle izledik.

Hedefini kendisi belirleyen, başarıda kendisiyle yarışan, rakipleri ile değil kendi takımıyla ilgilenen Büyük Galatasaray Taraftarına buradan selam olsun…

Ne diyordu hocam? 👇

@EksiGalatasaray adlı kişinin Tweetine göz at: https://twitter.com/EksiGalatasaray/status/1042096198671368193?s=09

Twitter: http://twitter.com/hykmet

Blog’un kuruluş amacı ve isim hikayesi için https://www.3numaraliuye.com/3-numarali-uye/yazısını mutlaka okuyun!

Yorum bırak

Lütfen yorumunuzu yazınız
Lütfen buraya adınızı yazınız