Omar’ın başına gelen talihsiz olay, kart cezası ve sakatlıklardan doğan eksiklikler ile birlikte hem psikolojik anlamda hem de taktiksel olarak merak ettiğim bir maçtı ve maç öncesi tahminlerimin genel anlamda gerçekleşti.
Her şeyden önce Omar’a geçmiş olsun ve acil şifa dileklerimi iletiyorum. Umarım bir an önce eskisinden daha da sağlıklı olur. Bu maçta bir gol bulup Omar’ın formasının gösterilmesini çok isterdim ama olmadı.
Pas Oyunu
Galatasaray pas oyununu iyi yapan bir takım. Daha da önemlisi topu iyi ve hızlı çevirebilen bir takım. Bugün kadar Galatasaray’ı öne çıkaran da buydu ama bunu yaparken kilit oyuncu Feghouli’ydi. Çünkü onun hareketliliği, tek topları, rakip savunmanın dengesini bozuyordu. Bu maçta yapamadığımız şey de tam olarak buydu. Antalya zaten geçen hafta 6 gol yemişken ligin en iyi top çeviren takımına karşı çok dikkatli bir savunma yaptı. Galatasaray da sabırlı oynamasına rağmen rakip savunmanın dengesini bir türlü bozamadı. Karşınızda bu tür savunmalar varken ya savunma arkasına atacağınız toplarla etkili olmaya çalışırsınız ya da önde baskı yaparak rakibi hataya zorlarsınız. İlk yarıda zaman zaman ikisini de yaptık. Ancak girdiğimiz pozisyonları değerlendiremedik. O anlarda da gözlerimiz formda bir Falcao’yu aradı. Linnes’in kelimenin tam anlamıyla “Al da at.” dediği bir top vardı. Kaleye paralel giden topa kimse dokunamazken Oğulcan 2 metre geride kaldı. Formda bir Falcao o golü kesin yapmış olurdu. İleride Oğulcan’ın da yapacağından şüphem yok ama zamana ihtiyacı var.
Oğulcan’ın Zamana İhtiyacı Var
Hazır konusu açılmışken Oğulcan için bir kaç cümle kurmak isterim. İki haftadır şans buluyor, geçen hafta da bu şansı çok iyi değerlendirdi. Bu hafta saha içinde pek fazla göremedik çünkü markajdan hiç çıkamadı. Geriye gelip top almaları, servisleri, koşuları neredeyse yok gibiydi. İkinci yarıda Arda’nın pasını topukla gole çevirmek istediği pozisyonun dışında etkili değildi ama maç yaparak, deneyim kazanarak bu tür maçlarda neler yapması gerektiğini de öğrenecektir. Bence Galatasaray’ın önümüzdeki yıllarında en önemli isimlerden biri olacak.
Bir de Taylan-Donk farkına değinmek isterim. Taylan, geçmiş dönemlerinde oynadığı mevkilerden dolayı pas oyununu iyi yapan bir oyuncu. Selçuk İnan’ın da dokunuşlarıyla seviyesini yükseltiyor. Donk, Taylan gibi topu hızlı çevirmediğinden Galatasaray’ın hücumdaki etkinliğinin azalmasına sebep oldu. Donk’u eleştirmiyorum. Aldığı topu ayağından çabuk çıkarmak gibi bir özelliği yok. Kendi üslubunca hatasız oynadı. Hatta savunma arkasına attığımız toplar da onun ayağından çıkmıştı ama Taylan etkisi yaratmadı.
Sonuç Yerine
Sonuç olarak 10 kişi kalmasına rağmen tamamen oyunun hakimi olan ancak Belhanda’nın ilk yarıdaki şutu ve Oğulcan’ın kale sahasındaki topuğu dışında tehlikeli olmayı pek beceremeyen, sakat ve cezalı futbolcularının eksikliğini fazlasıyla hisseden bir Galatasaray izledik. Lig uzun maraton. Alınacak her puan değerli ama kaçırdığımız 2 puana yazık oldu.
Ejder Dilber
Twitter: https://twitter.com/ejderdilber

Blog’un kuruluş amacı ve hikayesi için https://www.3numaraliuye.com/3-numarali-uye/ yazısını mutlaka okuyun!