YETER!

0
813

Şampiyonluk yolunda küme düşmeme mücadelesi veren takım ile bir maç yaptık. Maç öncesi konuştuğumuz ne kadar olumsuzluk varsa hepsini maç içinde yaşadık. Kirli düzenden, bu düzenin ortaklarından, emeklerin çalınmasından bıktık usandık, yeter!

Bakın her şeyden önce bir konuda anlaşalım; bizim oyunumuzun iyiliği veya kötülüğü, eksikliği veya fazlalılığı sadece bizi ilgilendirir. Bu durumlar hakemin görevlerini yerine getirmesine, kuralları uygulamasına engel değildir. Hele ki kıyım yapmasına bir gerekçe hiç değildir!

****

Bizim açımızdan gayet iyi başlayan maçın ilk yarısında rakip tek bir pozisyona dahi giremedi. Oyun tamamen kontrolümüzde idi. Hocanın belli bir planı vardı ve işler bizim açımızdan gayet iyi gidiyordu. Sakin kalan takım ve kenar yönetimine bir müdahalede bulunamayan atanmış, Belhanda’nın ilk pozisyonunda çekinmeden sarıyı vermesi ile niyetini net şekilde ortaya koydu.

“Ama biz ne oynadık? Bu oyunla mı şampiyon olacağız? Gol bile atamıyoruz” ve benzeri onlarca cümle gördüm maç sonunda. Bu haftalar o haftalar değil! Çok az bir süre kalmışken kafan sadece sonuçta olur. Alacağın 3 puanı hangi oyunla ve hangi skorla aldığının bir önemi olmadığı haftalardayız. Hele ki her sene türlü rezalet uygulama ve yönetime maruz kaldığın papazın çayırında isen skor falan görmez gözün! Biz gayette iyi başladık, istediğimizi alıyorduk. Hasan Ali’nin ilk yarının ortasında Soso’ya yaptığı net kırmızı kart iken sarı bile görmemesi ile bizi neyin beklediğini anladık. Hakemin aldığı talimat o kadar belliydi ki, Hasan Ali’nin kırmızı yediği pozisyonda eli önce arka cebe, oyuncunun yanına geldiğinde ise göğüs cebine gitti ve sarı verdi. İşi açıklayamayacaklarını bildikleri için kırmızıyı bir kaç dakika sonra çıkardı…

Ya sonrası? Geçen günlerde Luyindama’nın kırmızı gördüğü pozisyonun daha tehlikelisi Linnes’e yapıldı, efendi ne yaptı? Sarısı olan Topal’ı atamadı… Gelelim gol pozisyonuna; önce Skrtel’in Onyekuru’nun bileğine arkadan sert basışını görmesine rağmen poziyonu oynattı, ardına Skrtel adındaki futbolcunun tahrik dolu hareketine Henry’nin verdiği tepkiye sarı çıkardı. Top oyuna döndüğünde ise daha geçen hafta Ankaragücü maçında rakibinin kaval kemiğini kırmaya teşebbüs eden ve bu pozisyondan yırtan Dirar’ın aynı sertlikle Soso’nun bileğine basmasını göre göre devam ettirdi, Semih’in bariz hatası ile de golü kalemizde gördük… VAR uyarmasına rağmen mi, VAR’a sormasına rağmen mi bilemem ama, 1 dakika içinde iki oyuncumuzun direkt bileklerine yapılan ve ceza gerektiren iki pozisyonu es geçerek küme düşmeme mücadelesi veren takımın golünü verdi…

Böyle anlarda, böyle kritik zamanlarda “ama biz ne oynadık” diye bir şeyi Papua Yeni Gine liginde bile kabul etmezler! Her şey plan dahilinde gayet iyi işlerken, skor, fizik ve mental avantaj bizdeyken, bu yapılanları es geçip oyun eleştirmek, hele de böyle bir sezonda, niyetler çok açıkça ortaya konmuşken, takım sezon başından beri türlü sıkıntılara ve kıyımlara maruz kalmışken, TFF’si, MHK’si, PFDK’sı bu kadar aleni kıyarken, gözlerimizin önünde yaşanan adaletsizlik birinci sıradadır! Bu takımın hocası hakkını aradığı için sezonun hemen hemen 3’te 1’ini takımından ayrı geçirdi! Ne çabuk unutuyoruz? Ne çabuk “onların” ekmeklerine yağ sürüyoruz? Maçın hakemin ve malum takıma dair bir istatistiği de buraya bırakmak istiyorum: 16 maç yönetiyor, hiç mağlubiyet yok…

Oyuncu değişiklikleri, hamleler, oyun içi tercihler ve bireysel/takım performansı eleştirilebilir elbet, ama bu maç o maç değil! Niyetiniz üzüm yemek değil; çünkü “bağcıyı öldüresiniz var” ama açıktan diyemiyorsunuz… Tekrar etme ihtiyacı hissediyorum; çok kötü bir oyun ve skor olsa kabul edeceğim, fakat böyle bir durum söz konusu değildi. Maçın her açıdan hakimi idik. Biz istiyoruz ki 10 kişi kalmış takıma deplasmanda gol şov yapalım. Yok öyle bir dünya… Sinan ise gitmesi durumunda adak adadığım bir isimdir…

****

Gelelim küme düşmeme mücadelesi veren takımın başkan yardımcısı olacak kimseye; biz kendisini ilk basketbol “ricacısı” olarak tanıdık… Bugün koca Galatasaray’ı hain terör örgütü ile ilişkilendirdi. Merak ettiğim şu; her cümlesine başlarken ya da bitirirken “Sadece Galatasaray’ın menfaatleri ve iyiliği” ni düşündüklerini söyleyenler, aynı tepkiyi bu kimseye verebilecekler mi? Bu konuda ortak somut bir adım atabilecekler mi?

Bu kimseye şunu sormak istiyorum; bahsi geçen yöneticileriniz malum terör örgütüne mensup savcılarla, hakimlerle el ele kol kola iken, tesislerinizde maçlar organize edilirken, bu kimseler kulübünüze üye yapılırken ve bahsettiğiniz yöneticileriniz o zamanlar gayet mutlu iken nerelerdeydiniz? Aynı ifadeleri o zamanlar camia içinde eleştiri olarak sunuyor muyudunuz? Yoksa siz de keyiften dört köşe mi oluyordunuz? Şunu unutmayın; tarih bir gün gerçekleri gün yüzüne çıkarır!

****

Şampiyonluk inancımı yitirmiş değilim asla. Bu takım bu sene şampiyon olacak, işte o zaman keyifle kara düzen sahiplerinin suratlarını düşünüp, uzunca “Erol Taş” kahkahası atacağım…

Cimbom gülerek yürür!

twitter: https://twitter.com/ilkeryaziyor

Yorum bırak

Lütfen yorumunuzu yazınız
Lütfen buraya adınızı yazınız