Zorba Mısınız?

0
166

Süper Lig’deki galibiyet hasretimiz maalesef altı maça çıktı. Rakibimiz ise son sekiz maçın yedisini kazanmıştı. Kalede İsmail’le, orta alanda ise Berkan, Cicaldau ve Feghouli üçlüsüyle başladık. Kanatlarda Kerem ve Morutan yer alırken Diagne, forvet hattında oynadı. Savunma dörtlümüz kolay kolay değişmiyor ancak orta alanda ve forvette her maç farklı isimler görüyoruz.

İlk Yarı

Maça iştahlı ve baskılı başladık. Özellikle ön bölgedeki presimizle rakibin kolay çıkmasına engel olmaya çalıştık. Başakşehir takımı bizim baskımıza karşı oyunu genişletti ve pas bağlantılarını uzattı. Topu kazandığımızda etkili olamadık. İlerdeki oyuncularımız birbirinden kopuktu ve pozisyona girmekte zorlandık. Orta alanda rol karmaşası vardı. Berkan, Cicaldau ve Feghouli saha içi işlevleri açısından karmaşık ve uyumsuz bir izlenim verdiler. Kerem ve Morutan topları iyi kullanamadı. Feghouli’nin temposu yetersizdi. Evet, kaliteli bir ayak ama oynadığı mevki hız ve dinamizm istiyor. Başakşehir takımı ataklarının çoğunu Yedlin’in olduğu yöne kaydırdı. Hücum aksiyonlarını çoğunlukla kanatlara yığan rakip takım, yer yer tehdit etti kalemizi. Yediğimiz gol tartışmaya açık. Marcao’nun hamlesi daha oturaklı olmalıydı. O bölgede rakibi topla buluşturmamak lazım. Top, kalecinin üzerine gitse de maalesef ağları sarstı.

İsmail, öyle bir vuruş beklemiyordu ama daha dikkatli olmalı ve reflekslerine güvenmeli. Golden sonra rakip kaleye daha sık gitsek de istediğimiz aksiyonları bulamadık. Kalecinin hatasından ötürü bulduğumuz pozisyonda Diagne’nin şutu zayıftı. Topla daha çok oynayan taraf bizdik ancak rakip alandaki paslaşmalarımız ya top kaybıyla ya da kaleyi tehdit etmeyecek şekilde sonlandı. Buradaki zaafımızın sebebi oyuncularımızın topu doğru ve etkin kullanamamasıydı. Bununla beraber kreatif olarak nitelendirdiğimiz futbolcularımız maalesef bu yönlerini sahaya yansıtamadı. Beklerimiz yeterli katkıyı sağlayamadı. İlk yarının sonlarına doğru Kerem’in direkt pasında topla buluşan Diagne, çok iyi döndü ama bir o kadar da kötü bir şut çıkardı ve topu auta attı. Maç başından beri ilk kez derli toplu geldik ve net bir pozisyon bulduk ama gol gelmedi.

İkinci Yarı

İkinci yarıya oyuncu değişikleriyle başlarız diye düşünmüştüm ama aynı kadroyla çıktık. Oyun olarak ilk yarının devamını izledik. Başakşehir ara ara kalemizi yokladı. Topun kontrolü bizdeydi fakat hücum bölgesinde son derece etkisizdik. 65. dakikada dört oyuncu değişikliği birden yaptık. Diagne’nin sakatlığı umarım çok ciddi değildir. Bacağı çok fena esnedi ve adım atmakta zorlandı. Oğulcan, Ömer, Halil ve Mostafa oyuna girerken Diagne, Feghouli, Yedlin ve Aanholt kenara geldi. Bu dakikadan sonra oyun şablonumuzun tamamen gol atmak üzerine olduğunu gördük. Aynı zamanda çok ciddi bir risk almıştık. Savunmamızda inanılmaz boşluklar vardı. Başakşehir birkaç defa çok tehlikeli geldi ama değerlendiremedi. Biz ise ilerde daha kalabalık göründük.

Berkan ortadaydı, Marcao ve Nelsson ise beke yakındı. Oğulcan ve Ömer açıkta oynadılar. Oyuncu değişikleri pozisyon anlamında kafa karıştırsa da hamle bazında doğruydu. Son 35 dakika rakibi tehdit edebilecek pozisyonlar bulduk. Hücum zenginliğimiz arttı. Halil’in top taşımadaki becerisi hayli iyi ancak pas tercihleri daha doğru olabilir. Rakip kalede daha çok görünmeye başladığımız anlarda hiç beklemediğimiz şekilde golü bulduk. Cicaldau’nun köşe vuruşuna gayet iyi yükselen Mostafa doğru bir kafa vuruşuyla topu ağlara gönderdi. Galibiyete dair az da olsa ümitlendik. Kalan dakikalarda bir fırsat daha yakaladık ama faydalanamadık. Hızlı geliştirdiğimiz atakta Halil pas vermek yerine ceza sahasını zorlayınca faul aldı ancak buradan gol çıkaramadık.

Oturmayan Oyun

Bugün ortaya koyduğumuz oyunu iki kısma ayırıyorum. İlk 65 dakika bal yapmayan arı modundaydık. Bireysel bazdaki noksanlarımız takımın geneline sirayet edince topun bizde kalması hiçbir anlam ifade etmiyor. Bu noktada futbolcu tercihlerini sorgulayıp hatta bazı değişikler yapıp farklı yöntemler denemekte fayda var diye düşünüyorum. Daha önce yazmıştım ve sormuştum ‘’Hocam neden Ömer veya Oğulcan oynamıyor?’’ diye. Yedlin’e bu kadar tahammül etmeye gerek yoktu ya da Aanholt’un yerine birçok Anadolu maçında Ömer’e şans verilebilirdi. Hücum hattımızla birlikte Cicaldau’nun saha içi işlevi netleşirse gol yollarında daha etkili oluruz. 65’ten sonraki oyun epey risk barındırsa da göze hoş geldi. Gol atma isteğini net şekilde gördük. Topu kaleye ulaştırma sorununu çözdük ama içeri sokmada problem devam etti. Halil’in ve Kerem’in şutları auta gitti.

Kimden Cesaret Alıyorsunuz?

Maç sonu yapılan açıklamalarda hakemin futbolcularımıza karşı provoke edici sözler sarf ettiğini öğrendik. Nitekim maç içinde de ortaya koyduğu tavırlarla kendini belli etti. Es geçtiği kartlar vardı. Bize çok kolay kartlar çıkardı. Jest ve mimikleri hiç normal değildi. Sert bakışların arkasında hangi odaklar var merak ediyoruz doğrusu. Kimden ne şekilde cesaret alarak böylesine bir yönetim sergiledi acaba? Burada esas olan tavır ve davranış şeklidir. Hiçbir hakem Türkiye’nin en büyük kulübünün oyuncularına hadsiz ve yersiz ifadeler kullanamaz. Şayet kullanabiliyorsa en ağır cezayı almalıdır. Burada bizim yönetimimize iş düşüyor. Gerekli adımları atacaklardır.

Bir Olalım

Hafta içi yaşanan muhtelif vakalar yönetimin otoritesini sarstı. Kendi içimizde bütünlük sağlayıp dışardaki eyyamcılara karşı güçlü bir duruş sergilemeliyiz. 4-5 hafta boyunca her maçta aleyhimize yapılan hataların hesabını sorabilecek duruşu camia olarak gösterebilmeliyiz. Bundan sonraki süreç biraz zor geçecek. Camia olarak hem idari hem de teknik açıdan önce kendi hatalarımıza bakalım ve bunu en aza indirelim. Daha sonra bize karşı hasmane tavra bürünenlere en net cevabı en güçlü şekilde verelim. Gücümüzün farkına varalım. Aslolan Galatasaray’dır.

Twitter: https://twitter.com/BurhanAlsan

Blog’un kuruluş amacı ve isim hikâyesi için https://www.3numaraliuye.com/3-numarali-uye/yazısını mutlaka okuyun!

İletişim: 3numaraliuye@gmail.com

Yorum bırak

Lütfen yorumunuzu yazınız
Lütfen buraya adınızı yazınız