2020-2021: İblisin Yolu

0
1701

Herkese merhaba. Bu sezonun başlangıç hazırlıklarından bu tarafa bir roman yazacak olsaydık, adı ancak böyle olurdu… Zaten alışık olduğumuz süreçleri uzun uzadıya yazarak bir kere daha ne kendimi, ne de sizleri germek niyetinde değilim. Ama unutmamamız lazım. Her fırsatta bir kere daha hatırlamak ve hatırlatmak lazım.

Kukla federasyon ve onu oynatanların, biricikleri için her türlü kolaylığı oluk oluk akıttığı bir sezona daha başladık. Normal şartlarda şu an lige başlamaması gereken Fb’leri, 3. hafta maçında Ali Sami Yen’de bizle oynayacak.

2 yıldır haykırmaya çalıştığımız, tesis edilmesi ve sağlanması gereken adalet arayışımız düzgünce işlemediği gibi, üstüne tüy dikme misali daha da yerle bir edildi! Tam 2 sezondur kural, kurul tanımayanların illegal hesaplarıyla bir kere daha lige cezasız başlamasına hep beraber tanık olduk. Lisans verilmemesi, maaş ve bütçe sınırlandırılması ve puanı silinmesi gerekenlerin utanmadan ve yüzsüzce sırtarışlarını izliyoruz…

Mahallenin zengin ve şımarık çocuklarında bile görmediğimiz bir pişkinlik, utanmama ve arsızlıktan da öte…

***

Sezona birçok cezayla başlaması gereken, transfer yapamaması gerekenlerin imdadına yine kuklayı yöneten eller değiyordu. Spor medyasına rağmen(!) bazı haberler geliyor, bir takımın taze emekli futbolcusu, yanına “şeytan” lakabıyla ünlenmiş, lakabının da hakkını verenle türlü görüşmeler yapıyordu.

Peşi sıra yeni MHK göreve geliyor, bu görevlendirme açıklanmadan önce ise bazıları tarafından isim isim söyleniyordu. İsimlere şaşırmıyorduk. Alışkın olduğumuz üzere Türk futbolunun “dinozor” tabirine tam uyanlardı. Lakabının hakkını verenin ismi ön plana çıkıyordu.

Yeni MHK’nın göreve gelmesi, taze emekli ırkçılık hükümlüsüyle yaptığı ziyaretler… İşte böyle başladı sezon.

Alışmışlardı “yaptık, oldu” düzenine, öyle de devam ediyorlardı “biz limit tanımayız” diye. Dibe gidişin limitini de bu kimseler yazacak elbet…

Tüm bunlar konuşulurken ve artık ayyuka çıkmışken, lakabının hakkını veren tam da derbi öncesi her şeyi açıklayacağını, her şeyi anlatacağını ilan ediyordu. Tüm bunları derken her zaman ki gibi yine yüzünde en ufak bir kızarma olmadan hem de…

****

Sevdiğim bir karikatür var, pislik pisliğe dokunuyor ve “bu bokçu” diyor… Tam da bunu izledik. Normal şartlarda Basın binalarının önünden geçmesi bile yasaklanması gereken, futbolun f’sini ağzına almaması gerekenlerin -ki bunların tarafı da hep aynıdır- ithamlarını izledik. O gece başka şeyler de izledik. Bizler için herhangi bir önem arz etmeyenlerin bu kirliliklerine de alışıktık oysa. Bu bize net şekilde ve bir kere daha gösterdi ki; Türk spor medyası kocaman boş bir çukur… Donanım yok, iş etiği yok, kullandıkları sıfatın hakkını herhangi bir şekilde vermek yok… Fos, şişmiş, hatta çürümüş bir çukur… Birbirine göbekten bağlı menfaat çetesi… Bir tanım yapacak olsak bu olurdu: “menfaat çetesi”.

Sezon henüz başlamadan ve pandemi sonrasının izleniminden olacak, Galatasaray’ı “bitik” sanıyorlardı. Hoş, hep sandıklarının tam tersi olmuştu… Fatih Terim liderliğindeki Galatasaray kapalı bir kutu gibiydi. Ama çoklarının beklediği, tıpkı pandemide tekrar başlandığındaki gibi bir durumdu. Bunu hesaba katmadılar. Tüm kirli ve kara planlarını yaparken hesap edemedikleri tek şey yine Fatih Terimli Galatasaray’dı!

Hatta öyle kötü beklemişlerdi ki, hiç alışık olmadığımız doğru ve adil yönetimler izledik maçlarımızda…

Dün Selçuk Dereli’nin bir sorusu gündeme düştü. Muhatabı olacak kimse cevabını verir mi, verebilir mi? Bilmem… Bu soru tıpkı geçen sezonu, yani “ZORLU CENTER SEZONU” nu hatırlattı bize. Adres bu sefer Beylerbeyi’ydi.

Sorunun güncel durumu çok önemli. Çünkü daha bir gün öncesinde azılı Galatasaray düşmanı, hak çalar tetikçilerin şahı A. Palabıyık adlı canlı, Galatasaray-Fb maçına atanıyordu. Bu zamana kadar bize yaptıklarını bir an olsun unutmadık. Tam da böyle bir zamanda, iç işlerimize girmeyi çok doğru bulmayarak, Hocamızın bu konudaki yorumuna eksiksiz katıldığımı söyleyerek <şimdilik> kapatıyorum…

****

Aynı kirli ve karanlık cenahın kirli elleriyle ortaya atılan alçak ve adi iftiralar yine başladı. Hep beraber olmak üzere, kulübümüzün yetkilileri tarafından gereken aksiyonun alınacağına inancımız tam.

Yine o kara cenahın satılmışları bir başka derdin peşinde. Hepimizin en uyanık olması gereken zamandayız. Hocamız kurt, O şimdiden gereken her şeyi söylemiştir ve herkes hazırdır. Bizler taraftar olarak rehavete kapılmamalıyız…

Yıllardır her türlü kayırmanın yapıldığı enteresan bir yapının itile itile sonunda(!) şampiyon yapıldığı pandemi sezonunu da yaşadık. O sürece gelene kadar neler yapıldığını, türlü sıfat sahiplerinin söylemlerini ve eylemlerini, kör göze parmak gibi gözlerimize sokulan skandal yönetimleri, bilanço bile açıklamamaları… Aslında öngördüğümüz üzere destek bir şekilde bir noktada ya mecburiyet ya da farklı bir planlamayla çekilecekti. Onlar, tarihin karanlık tarafına çoktan yazıldılar. Bu sezon çok net görüyoruz ki; o tarafa verilen desteğin tamamı artık “ikiye” paylaştırılmayacak! Tüm yatırımlar, tüm kayırmalar, tüm anormalliklerin normale dönmesini, her türlü menfaati suyun öbür tarafına… Ama biz bu oyunu da bozarız!

Biz hep olduğu gibi; yine her türlü oyunu bozacak, cevabını gereken yerlerde vermek için çabalayacağız! Herkese esenlikler dilerim.

TAM #KONSANTRASYON !

Cimbom başı dik yürür!

twitter: http://twitter.com/ilkeryaziyor

Blog’un kuruluş amacı ve hikayesi için https://www.3numaraliuye.com/3-numarali-uye/ yazısını mutlaka okuyun!

Yorum bırak

Lütfen yorumunuzu yazınız
Lütfen buraya adınızı yazınız