Gündeme dair

Galatasaray ve Terim: Tek Çıkış Avrupa

5 Ocak 2018 Cuma

279

galatasarayveterimtekcikisavrupa — Galatasaray ve Terim: Tek Çıkış Avrupa

Galatasaray ve Terim: Tek Çıkış Avrupa

Hem devre arasının denk gelmesi hem de kişisel nedenlerden dolayı yazılarıma bir süre ara vermek zorunda kaldım. Neyse ki bu süreçte 3 Numaralı Misafirler köşesindeki yazarlarımız siteyi boş bırakmadı ve benim yokluğumu aratmadılar. Bu süreçte uzaktan biraz gözlem yapma şansım da oldu. Öncelikle seçim gündemi yerine oturdu, beklenen kişiler aday olmadı. Dursun Özbek kulübü “gençleştirmeye” yönetimden başladı ve yönetim kurulu aday listesine 84 yaşında Özkan Olcay’ı ekledi. Ayrıca seçimin 3 yıllık bir seçim olduğunu bildirerek her türlü etik ve hukuki değerleri yerle bir etti. Yani olası bir Özbek galibiyeti Galatasaray’ı mahkeme kapılarına götürmek demek olacak. Mustafa Cengiz’in, Dursun Özbek’in karşısına aday olarak çıkması ise en azından taraftarlar için bir umut oldu. Mustafa Cengiz’i çok tanımam; ancak mayıs ayında seçim garantisi vermesini çok değerli buluyorum. Böylece kulüp değerlerine ne kadar bağlı olduğunu gösteriyor ayrıca kendine güvenini de fazlasıyla ortaya koyuyor. Bu koşullar altında tüm genel kurul üyelerine seçime katılmalarını ve Galatasaray’ın geleceğini korumaya almak adına, oylarını Mustafa Cengiz’e vermelerini öneriyorum. Şartlarım uygun olsaydı ve oy kullanabilseydim ben de mutlaka oyumu Mustafa Cengiz’e verirdim.

İkinci gündem Fatih Terim ve Galatasaray evresi

Yaz dönemi yazmıştım tekrara düşmemek adına yazımın konusunu değiştirdim. Ayrıca twitter’dan takip ettiğim Erdem Yıldırım, Fatih Terim ile ilgili yazmak istediklerimi çok güzel yazmış sağolsun.

Benim yazım → https://www.3numaraliuye.com/2017/07/29/terim-bir-daha-gelirse/

Erdem Yıldırım’ın yazısı → https://twitter.com/erdemselevren/status/945793172332048384

Eski yazılarımı okuyanlar bilirler. Bir taraftan Fatih Terim ismini çok istesem de diğer taraftan Fatih Terim’e ilişkin son dönem gelişmeleri nedeniyle Galatasaray’ın zarar görmesinden ve zaten birçok konuda üvey evlat muamelesi gören Galatasaray’a vurmak için sebep arayanlara yeni bir fırsat doğmasından çekiniyordum. Beklediğim gibi de oldu. Bunun ilk emaresini; Göztepe maçında yedek kulübesinde gerginlik sonrasında hakemin kulübeye doğru odaklandığı vücut dilinde çok rahatlıkla görebilirsiniz. (Sonrasında Alanyaspor başkanı Vagner Love üzerinden yaptığı açıklamalara yazarımız Michu yazısında gerekli tepkileri koymuştu. → https://www.3numaraliuye.com/2018/01/02/dersimiz-etik-derdimiz-galatasaray/ )

Bazı gazeteler ise Terim’in aldığı ücret üzerinden Galatasaray’a zarar verme odaklı haberler yapmaya başladı. Bir de üzerine Türkiye Futbol Federasyonu, davalık olduğu Fatih Terim’i Antalya’da düzenlenecek teknik direktör seminerine çağırmadı. Tüm bunlar önümüzdeki sürecin Terim ve Galatasaray açısından ne kadar sert geçeceğinin habercisi.

Peki Fatih Terim ne yapmalı?

Fatih Terim çok ilginç bir zamanda geldi. Bu gelişi Dursun Özbek’in elini mi güçlendirdi, yoksa Mustafa Cengiz’in elini mi rahatlattı ilerleyen günlerde göreceğiz. Ancak Dursun Özbek’in baskın seçim fiyaskosunun en azından şampiyonluğa mal olmasının önünde bir tampon olduğu bir gerçek. Öncelikle daha önce dediğim gibi “benim kişisel meselelerim beni ilgilendirir, Galatasaray’la bu meselelerin ilgisi yok.” açıklaması yapıp Galatasaray’ı diğer konulardan uzak tutmalı. Sonrasında kendisini Galatasaray tarihinin son tuğlalarına ismini kazımalı. Bu durumu eski yazıdan şöyle özetleyebiliriz:

“1- Öncelikle federasyonla yaşadığı ayrılığın zararlarını Galatasaray’a taşımamanın yollarını bulmalı (Bu ne dediği anlaşılır bir basın bildirisi olabilir).Çünkü soru-cevapta kendini kaybedebiliyor.

2- Kebapçı meselesi benim kişisel meselemdir, bu Galatasaray’ı ilgilendirmez demeli.

3- O meşhur “Terim ego”sunu azaltmalı, “ben” cümleleri yerine “biz” ve “Galatasaray”‘la başlayan cümlelere geçmeli.

4- Basın toplantılarında çok titiz olmalı, ona karşı oluşmuş anti-patiyi azaltmalı.

5- Erdem Yıldırım’ın dediği gibi gidince yıkılan değil, süreklilik sağlanacak bir sistem kurmayı amaçlamalı.

6- Özellikle ikinci gelişi gibi birden her şeyi yapmayı değil sakin bir yükselişi hedeflemeli (Canaydın dönemi). Takımın içindeki değerleri parlatmayı amaçlamalı. Altyapıdaki yıldız adaylarına gerçek zaman ayırmalı ve bunları takımın geleceğine katmalı.

7- Yıllardır yapmadığı şeyi yapmalı: O gidince takımın başına geçebilecek bir yardımcı alıp onu tıpkı Denizli-Derwall, Fatih Terim-Sepp Piontek ilişkisi gibi Galatasaray’a hediye etmeli.”

Galatasaray’a zarar vermek, marka değerine zarar vermekten geçer

Son 3 senede rakiplerin ve Galatasaray düşmanlarının elini oldukça güçlendiren bir yönetim var. Maddi-manevi kulübü yönetemedikleri gibi kulübe yapılan en basit saldırıları bile karşılamaktan acizler. Futbol ve futbol dışında birçok branş yerle yeksan olmuş, Riva ve Florya çarçur edilmiş. Kulüp adeta 80’lerin mantığıyla başkanın getirdiği ve kulübü ipotek altına aldığı sıcak paralarla döndürülüyor. Öncelikle seçim sonucu, sonrasında futboldaki şampiyonluk bir çok branş ve kişinin geleceğini tayin edecek. Evet bu iklimde Galatasaray’a saldırmak, O’nu güçsüzleştirmek çok kolayken benzeri bir durumda saldırılara açık bir Fatih Terim de Galatasaray’a geldi. İkisi de geleceğinin ve itibarının peşinde. Ulusal başarılar kazanılsa da bu medya, TFF ve politik süreç saldırıların önünü kesmez. Yabancı sınırı, teknik direktöre, oyunculara, tribünlere cezalar gibi olaylar Galatasaray’ın peşinden gelir. Galatasaray ve Fatih Terim’in kurtuluşu tekrardan Avrupa’da başarıdır. Avrupa’da başarı birçok saldırıya kalkan olacaktır. Fatih Terim’i Türkiye’de antrenör seminerine çağırmayanlar, Avrupa’da yapılacak seminerlerdeki katılımı karşısında kafalarını kuma sokacaktır.

Haydi Galatasaray, haydi Fatih Terim Galatasaray’ın futbol takımının geleceğini kurun, Galatasaray’ın itibarını tekrar en yükseğe ama bu sefer sürdürülebilir biçimde çıkarın. Taraftar arkanızda, plan görmeyi bekliyor!