Karanlık Zirve

0
1613

Geçtiğimiz günlerde gündeme gelen bir haberle -zaten marka değeri/etik/futbol ahlakı/adaleti gibi konuların iyice yok olduğu- Türk futbolu bir kere daha değer kaybetti, güç kaybetti, adaleti kaybetti.

Federasyon başkanı, bir kulübün başkanı ve MHK başkanı arasında yapılan bu kapkaranlık görüşme ile olmadığından zaten emin olduğumuz “adalet, etik, eşitlik” kavramları bu sefer yerle bir oldu…

İşin daha rezil boyutu; Türk futbolunu yönettiğini iddia eden yapı, bu karanlık görüşmeyi “normal, olağan” bir görüşme olarak nitelendirerek bir bakıma kendini aklamaya çalışması, bundan da beteri her şeye muktedir Türk Milletini “geri zekâlı” yerine koymasıydı. Tüm bunlardan daha aşağılıkça olanı ise bir takım “medyacı” görünümlü, kalemini ve ruhunu satmış kimselerin bu durumu savunmaya geçmesiydi.

Bakın çok açık söylüyorum; çocuklarınızın, torunlarınızın yüzlerine bile bakamayacak şekilde yazıldınız tarihe. Azıcık insanlığınız, onurunuz, haysiyetiniz, şerefiniz, ahlakınız, namusunuz varsa bu yanlışlardan döner, bu milletten özür dilersiniz sözde medyacı, sözde basın mensupları…

****

Bu durum aslında aşina olduğumuz, geçmişte de örneklerini yaşadığımız, yine aynı kulübün üyesi bir kişinin federasyon başkanlığı döneminde kendi beyanatı ile “ben kurtardım” dediği sezon gibi bir sezondayız. Türk futbol tarihinde bu sezondan daha kirli, daha gri bir sezon yok ve muhtemelen olmayacak. Sezon başından bu yana yapılan türlü sistematik çalışma, algı, propaganda meyvelerini bu sezon erkenden toplamaya başladılar.

Sezon başı Galatasaray transferlerini bir bir açıklarken federasyon başkanı olacak muhterem çıkıp efelenerek “Ağır yaptırımlar kapıda. Puan silme hatta küme düşürme bile yapabiliriz. Herkes ayağını denk alsın” ifadelerini kullanırken, sanki şimdi bunları söyleyen kendisi değilmişçesine, bu söylemlerin tam aksini birkaç ay içinde yine kendisi sarf etti. “Ağır durda molla sansınlar” denir ya hani; bunlar göbek bağını sarıp hiç kıpırdamadan bile otursalar elleri, o değilse başları, o değilse gözleri, o değilse kaba etleri durmaz…

Başta Galatasaray olmak üzere ligdeki çoğu takım açıklama yaparak böyle bir taleplerinin olmadığını kamuoyuna beyan ettiler. Çok açık ve net; bunların derdi Türk futbolu falan değil, yedi göbekten bağlı oldukları biriciklerinin en ufak zararı görmeden, en ufak sıkıntı çekmeden normalleşmesini sağlamak. Neden? Batık durumdalar! Bittiler, esameleri okunmayacak, selâ çoktan verildi, ceset teneşiri de dondurdu!

İşte bu karanlık zirve tıpkı yukarıda ifade ettiğim karar gibi, yine biricikleri için yapıldı. Taraftara satacak ürün, fikir, proje kısacası YALAN kalmayınca böyle işlere girişmek en kolayı ve kendilerince en uygunu…

Efendiler her puan kaybı veya olumsuz durum neticesinde <artık klasikleşen> Fatih Terim’e laf atma propagandasından bile “ekmek” yiyemeyecek durumdalar… Durumun vehameti bu iken, insani bir his olan “acıma” mefhumunu bile kaybetmiş milyonlar mevcut…

İşin en sıkıntılı tarafı ise şu: bu görüşme bir şekilde ortaya çıktı. Ya olası ortaya çıkmayanlar?! İşte en büyük endişeyi bu yüzden duyuyorum Türk futbolu adına.

Bakın kardeşim; bu ülkenin futbolunun tek paydaşı, tek tarafı, tek sahibi falan yok. Zor biliyorum ama bunu idrak etmek zorundasınız! Her defasında böbürlene böbürlene anlattığınız biriciğiniz 6 senedir kupa, 12 senedir Şampiyonlar Ligi görmüyor. Bu süreçte resmen “şike” suçundan Avrupa’dan men de cabası…

“Tarafsızlık/Adalet/Eşitlik” gibi kavramları sindirmek ve uygulamak zorunda olan federasyon yönetimi en başta karşı çıkmalı ve dik durmalı bu ve benzeri durumlar söz konusu olunca. Hatırlarsınız Emre Akbaba transferinin onlarca görüşmesinden birisinde, -o da samimi bir dostunun daveti üzerine öğle yemeği maksadıyla- orada bulunan Ali Dürüst için günler, haftalar boyu kısmen haklı, çoğunlukla haksız tepkiler verilmişti. Oyuncunun eski kulübünün başkanı bile: “Ali bey çıkmak istedi, biz sakıncası olmadığını söyledik” şeklinde beyanat vermiş olmasına rağmen bunlar yapılmıştı…

İskenderun Limak’ı görenleriniz olmuştur. Görmeyenler de lütfen internetten girip baksınlar; limanın her yeri, kule vinçler, taşıma bantları bile “sarı-lacivert”. Efendi; herkesin gönül verdiği bir kıymetlisi vardır. Fakat artık siz bir kulübün mensubu, gönül vereni olarak oturamazsınız o koltukta. Sırf N. Özdemir’in bir işletmesindeki bu tablo bile istifası için bir sebeptir!

****

Federasyon seçimleri esnasında mevcut başkana kulübüm tarafından destek verilmesi bir taraftar olarak beni cidden üzmüştü. Ortaya çıkan bu duruma kulüp yönetimimizden gereken duruşu net şekilde görmek istiyoruz… Standart sapma oranının değişmesi üzerine tahkim kuruluna giderek karara itiraz eden ve herkesin haklı takdirini kazanan Trabzonspor yönetimi, bu karanlık görüşmeyle ilgili bir fikir beyan edecek mi, onu da merak etmiyor değilim…

Bu görüşme daha çok sular götürür, daha neleri ortaya çıkarır bunun zamanla yaşayarak öğreneceğiz. Ben en başta bir futbolsever olarak birkaç soru sormak istiyorum;

  • Bu görüşmeyi “normal” olarak nitelendirmekle Türk Milletini geri zekâlı yerine koymaya devam mı edeceksiniz?
  • Bir kulüp başkanı ve federasyon başkanının özel bir ofiste görüşmesinde MHK başkanının işi nedir?
  • En tarafsız olması gereken MHK başkanı muhterem bundan sonra ne yapmayı planlıyor?
  • TFF-MHK-Bir kulüp başkanının görüşmesini “normal” olarak nitelendirerek Türk futbolunun adalet-eşitlik-şeffaflık ilkelerine düşürdüğünüz gölgenin farkında mısınız?
  • Federasyonun bina/ları yok mudur? Böyle bir görüşme için seçilen yer neden özel bir ofistir?
  • Madem böyle bir görüşme yapılacak, etik olarak bunun basın yoluyla kamuoyuna bildirilmesi gerekmiyor mu?
  • Ortada, vicdanlarda dahi bir şüphe yokken, Galatasaray’ın şampiyonluğu üzerine “bu lig kurgulanmış” açıklamasını daha önceden yapan o kulüp başkanı, bu görüşme ile kime, neyi, nasıl izah edeceğini sanmaktadır?
  • Vicdanlarda ve kamuoyunda büyük teessürle karşılanan bu görüşmenin maddi/manevi bir neticesi olacak mıdır?

-BU ORTAYA ÇIKANI. ORTAYA ÇIKMAYAN BUNUN GİBİ KAÇ TANE DAHA GÖRÜŞME YAPTINIZ VE YAPACAKSINIZ???

Bunların hiçbirisinin cevabını veremezsiniz! Ama biz de cevabını bilmediğimiz hiçbir soruyu sormayız… Bir an bile unutturmadan, her defasında sorularımızı da soracağız, fikrimizi de beyan edeceğiz. Ve sizlerin Türk futbolunun yakasından düştüğü günlerde çocuklar gibi şen olacağız…

Çok sevdiğim, hayat boyu düstur edindiğim bir ifade vardır: “Zirveye yılanlar da çıkar, kartallar da… Ama yılan sürünerek, Kartal yükselerek.”

Tüm bu profesyonel organize kötülüğü aşıp, o şampiyonluk kupasına yine ulaşacağız… Sizler yine acz içinde başarılarımızı seyredecek, başınızı taşlara vuracaksınız…

Dibi göreceğiniz günleri görmek dileğiyle…

twitter: https://twitter.com/ilkeryaziyor

Yorum bırak

Lütfen yorumunuzu yazınız
Lütfen buraya adınızı yazınız