Özlediğimiz Liderlik Geri Geldi, Darısı Şampiyonluğa!

0
617

Son iki sezonun başarılı takımı, bu sezonun henüz gol yemeyen takımı Konyaspor’a karşı maça golle başlamak tadından yenmez bir durumdu biz Galatasaraylılar için. Son haftalarda gelişen bir oyunumuz vardı. Bu gelişim sürerken as oyuncu düzeyinde takviyeler yapıp ligdeki iddiamızı iyice arttırdık.

Maça Gelirsek

Okan Buruk geçen hafta kazanan on biri bozmadı. Hepimiz Abdülkerim’in sol stoperdeki yerini alacağını bekliyorduk. Oysa Okan Buruk Emin Bayram’ı kadroda tuttu. As, yedek oyuncu gözüyle bakarsak riskli bir tercih sayılabilecek bu tercihin, Okan Buruk’un bazı mesajlarını içerdiğini düşünüyorum.

  • Okan Hoca genç, yaşlı, yerli ve yabancı ayrımı yapmadığı mesajını verdi.
  • Gençlere zor maçlarda bile güvenebildiğini gösterdi.
  • Üst üste maçların gençlerin gelişiminde önemli olduğunu farkında olduğunu gösterdi.
  • Galatasaray gibi bir takımın baskısı altındayken de irade koyabildiğini gösterdi.
  • Bu aynı zamanda diğer gençlere de bir davettir.

Emin Bayram’ın da geçen haftaya göre daha güvenli olduğu gördük. Bazı hataları olsa da (gençleri mazur görüyorum) gelişen müdahaleleri vardı.

****

Galatarasay’ın mükemmel bir oyun oynadığını söyleyemeyiz. Kötü bir oyun oynadığını da söyleyemeyiz. Bu maçı farklı da kazanabilirdi ama kaybedebilirdi de. Çok pozisyon da bulduk çok pozisyon da verdik. Şu bir gerçek ki Galatasaray’ın yenilmesi artık o kadar kolay değil. Rakipleri önünde sonunda baskıya alıp çarptıra çarptıra da olsa gol kazanmasını biliyor.

Galatasaray bireysel olarak çok kaliteli ama henüz takım olamamış isimlerden oluşuyor. Takımda en azından 6-7 tane isim skoru değiştirme potansiyeli ile bizi heyecanlandırıyor. Sanırım Okan Buruk’un oyundaki eksiklere rağmen güven içinde olmasının en büyük nedeni bu. Hemen herkes orta sahada verdiğimiz boşluklardan bahsediyor. Diğer yandan da elimizdeki orta saha ile çok rahat pozisyon buluyoruz. Hoca belki de takımın savunma şeklini kendisinin bulmasını istiyor gibi. Yine de stoper pozisyonuna Abdülkerim’in dönmesi ile orta sahanın rahatlayacağını düşünüyorum.

Pas futbolunda direkt oyuna

Çok uzun süre seyretmek zorunda kaldığımız yavaş pas futbolundan direkt oyuna geçiş pozisyon bulma ve pozisyon verme sayısını arttırdı. Her ne kadar yana geriye pas sayımız bu maçta daha fazlaysa da golü isteme ve pozisyona ulaşmak konusunda gelişim gösterdiğimiz kesin. Bu izleyen herkese daha fazla keyif veriyordur diye düşünüyorum. Uzun yıllardır süre gelen santrfor ile takım bağlantısını kurmayı başarırsak farklı ve rahat galibiyetlere ulaşır, rakiplerin bizi yenme ümidini baştan kırabiliriz. Bunun için Okan Buruk’un takımı ekstra çalıştırması, takımın da uyumunu arttırması gerekir. Nasıl ki Oliveira topu aldığında kanat oyuncularına servisler yapıyorsa, Boey ve Van Aanholt’a takım arkadaşları belli servisleri yapıyorsa, santrfora da çalışılmış ezberler verip, ekstra bir hücum alternatifi ortaya koyulması lazım. Yoksa değil İcardi, Ronaldo Nazario gelse kilidi başkasının açmasını bekler.

****

Maça golle başlamak hem de ev sahibiyken hemen fark gelir çağrışımı yapıyor. Ancak ikinci golü bulamayınca, hakem sertliklerde rakibi cesaretlendirince, temiz hücumlarımızı faulle kesip bir de sarı kart verince rakip dengeyi kurdu. Hatta ilk yarıda oyun üstünlüğünü ele geçirdi. İkinci yarı Mertens’in öncülüğünde hücumda başlattığımız savunma oyunu tekrar bize döndürdü. İkinci gol bir türlü gelmeyince hoca Mertens yerine Yusuf Demir’i, Gomis yerine İcardi’yi taze kan olarak aldı. Yusuf bir an önce kendini gösterme telaşıyla çok fazla top kaybı yaptı. Topla buluşmasına rağmen İcardi’nin Konyaspor savunmasında yarattığı tedirginlik bir baskı kurmamıza yaradı. Bu baskı da bulduğumuz iki pozisyonu Aanholt’la bitiremeyince sol bekte Aanholt yerine, bu sene as sağ bek olarak transfer edilen Dubois şans buldu. Dubois’in ortasınca İcardi’nin ön direkte vurmasını engellemeye çalışan Calvo kendi kalesine atınca derin bir nefes aldık. Golden sonra Konyaspor kalecisi Sehiç’in gereksiz agresifliği rakibimizi bir kişi eksik oynattı. Oyuncu değişiklik haklarından dördünü üç seferde kullanmış olan Konyaspor’da kaleye Adil geçmek zorunda kaldı. Kaleye Adil geçtikten sonra bize de ilginç şekilde oyunu tutmaya çalıştık. İcardi’nin zayıf vuruşu dışında da stoper kaleci Adil’i çok zora sokamadık. Rakip kalecisiz ve eksikken tesadüfi bir gol yiyerek berabere kalsaydık bu takımda travma yaratırdı. O yüzden böyle ortamlarda mutlaka atak sonlandırarak da olsa gol aramayı sürdürmeliyiz. Bir golün şampiyonluktan ettiği ortamda bunlar bence önemli.

****

Muslera’nın yavaş oyun başlattığı için tepki aldığını, Boey’in zirvedeki oyun istikrarını sürdürdüğünü, Torreira’nın ikinci devrede maça ağırlığını koyduğunu, Annholt’un savunmada çok güvenli hücumda yine final yapamadığını, Oliveria’nın nihayet direğe takılmadan golle buluştuğunu, Dubois’i gol öncesi hareketlendiren oyuncu olduğunu, Mertens’in takım savunmasına enerjisini daha çok harcadığı için kaleye uzak kaldığını, Gomis’in ve sonradan giren İcardi’nin yalnızları oynadığını söyleyebiliriz. Kerem maç içinde inişli çıkışlıydı. Ancak haksız gördüğü sarı kart da onu tedirgin etti. Yunus geçen haftanın aksine daha pas odaklıydı. Ne sürekli şut ne de sürekli pas denemesi doğru olur. Rakip sahada tehlikeli anlarda yapılması gereken en doğruyu bulma konusunda gelişmeli. Şutsa şut, passa pas… Eski günlerine göre müthiş güçlenmiş. Sağ ayağını da güçlendirir ve oyununa daha çok dahil ederse öngörülemez olur.

Sonsöz

Takımımız iyi oynayarak, kötü oynayarak, gönderdiği oyuncuları kullanarak, yenileri dahil ederek çoğu deplasmanda kazanılan 16 puanla lider oldu. Geçici bir liderlik de olsa takımımıza olumlu katkısı olacaktır diye düşünüyorum. Geçtiğimiz yıllarda tembel öğrencilerin son dakikada ödevini yapması gibi ikinci yarıda topladığımız puanlarla yarışa dahil olmaya çalışıyorduk. Bu sene şimdiden ise 2,66 gibi bir puan ortalaması yakaladık. Bu ortalamayı derbiler oynadıkça da elde tutarsak şampiyonluğun en büyük adayı biziz. Bugün UltrAslan’ın bildirisini okudum maçtan önce. Tribünleri sükûnet içinde olmaya, başarıda cesaretlendirmeye, hatalarda da morallendirmeye teşvik eden bir bildiriydi. Biz ise yine taraftarımızın futbolculara verdiği tepkiler içinde maç seyrettik. Bu sene tribünler sabır konusunda mutlaka hassas olmalı. Yoksa kendi sinerjimizi, hakemler ve federasyonun “ince işlerine” bırakmadan bozarız. Yolumuzun şampiyonluk yolu olduğu çok açık. Yeter ki oyuncu, taraftar, yöneticinin ortak bir dili, ortak bir şarkısı olsun. Lider Galatasaray’la kalın efendim 🙂

Blog’un kuruluş amacı ve hikayesi için https://www.3numaraliuye.com/3-numarali-uye/  yazısını mutlaka okuyun!

Twitter: http://twitter.com/3numaraliuye

Facebook: https://www.facebook.com/3numaraliuye/

İnstagram: https://www.instagram.com/3numaraliuye/

Yorum bırak

Lütfen yorumunuzu yazınız
Lütfen buraya adınızı yazınız