Maç Yazıları

Şampiyonluk Yolu Laubalilikten Uzakta Bir Yerde

23 Nisan 2023 Pazar

342

Çoktan şampiyonluğumuzu ilan etmemiz gerekirken yaşadığımız adrenalinin sebebi tüm gerçekliğiyle her hafta yeni bir skandalla karşımıza çıkıyor. Üstelik bir de zeytinyağı misali üste çıkmanın yollarını türlü yüzsüzlükle deniyorlar. Galatasaray’a gelince sahadaki oyununa ve oyuncalara sonsuz güvenen, kenardaki hocası doğru müdahalelerde bulunabilen bir takım. Bu takımın saha dışı desteğe ihtiyacı yok. Hakemler köstek olduğu halde bu seviyedeyiz. Kalan sürede de bunu başaracağız!

Maça Gelirsek

İcardi’nin geçen hafta yaşadığı sakatlık sonrası korumaya alınması, Gomis’in de sakat olması neticesinde santrforda Zaniolo ile başladık. Bu planın işe yarayıp yaramayacağını anlamak için ilk golün geleceği dakikayı bekleriz diye düşünürken erken bir golle maça başladık. Bu gol haliyle hepimizi rahatlattı ama maçların 90 dakika olduğunu da unutmamak lazım. Golden sonra Karagümrük’ü tamamen sahadan sildik, ikiyi atıp rahatlamayı bekliyorken goller kaçırdık. Yine de kurduğumuz baskı lehimize, gollerin eli kulağındaydı. Bu baskı sürecinde hakem Volkan Bayarslan devreye girdi. Lehimize çalınacak art arda 3 faulü çalmayarak rakibin gardının düşmesine izin vermedi. Çalmadıklarından çok daha hafif bir pozisyonda verdiği faulün devamında yediğimiz golle maçın seyri birden değişti. Golden sonra gol iştahımız sürüyorken savunmada yaptığımız hatalar neticesinde maç birden 1-3’e geldi. Sonrasında kurduğumuz baskı ile devreye tek farkla girmeyi başardık.

Evimizde Kuracağımız Baskıya Güvendik

İkinci yarı hızlı başlayıp maçı çevirmek istedik ama gol gelmedi. Bugün rahat bir galibiyet alsaydık oyuna girmeyecek İcardi gol gelmeyince oyuna girdi. Baskı sürüyor ama gol bir türlü gelmiyordu. . Rashica’nın bireysel çabası ile bir penaltı kazandık. İlk penaltının aksine İcardi topun başına geçti. Laubali bir şekilde kötü bir Panenka atan İcardi, topu Batuhan Şen’e teslim etti. Tribünler çöktü, takımın morali iyice bozuldu. Mertens’i de oyundan alan Okan Buruk tüm şartları zorluyordu. Bu bölümü de gol yemeden atlatan Karagümrük ise savunmacı sayısını arttırdı. Haftalardır gol beklediğim Boey’in golü ile beraberliği sağladık. Öne geçmek için yeterince zamanımız vardı fakat golü bulamadık.

Galatasaray’ın Savunması

Galatasaray sezona başladığından itibaren bir kaç maç dışında ligin en iyi savunmasını kurmuştu. Bunun için ligin ilk bölümündeki gol kısırlığına ve hakemlere rağmen bugünlere gelebildi. Bugün ise bunun tam aksi bir senaryo vardı. Diagne’nin boş kalışı, topla ilerlerken açısının Nelsson tarafından daraltılamaması, Muslera’nın da kalede adeta küçülmesi neticesinde beraberlik golü geldi. Yine savunmada çıkmaya çalışırken Muslera’nın hatalı pası neticesinde ikinci gol geldi. Üçüncü gol de “bazen ne yapsan gol olmaz, bazen de olur” misali geldi. Bugün ilk yarıda Adekugbe’nin kademesinin boş kalması, Nelsson’un klasikleşen tek hamlelerde geç kalması, Muslera’nın da gününde olmaması neticesinde rahat kazanabileceğimiz bir maçta puan kaybettik. Geriden gelip iki farkı kapatmak ve bir puana ulaşmak tabii ki önemliydi ama rakipleri strese sokmak için de olsa 3 puan almak önemliydi.

İyi Şeyler De Var

Öncelikle haftalardır gol beklediğim Boey’in maçı bir gol, bir asistle tamamlaması çok güzeldi. Şampiyonluğa giderken gol çeşitliliğimizin artacağını sezon başında yazmıştım hatırlarsanız. Aklımdaki oyunculardan bir tek Torreira kaldı. Onun da golü kritik bir anda gelecek ve şampiyonluğu taçlandıracak!
Maçın ikinci yarısında ilk yarıda savunmada yaptığımız hataları yapmayıp, hataları zihinlerde taşımıyor olmak beni sevindirdi.
Kerem, Rashica, Mertens ve Torreira’nın istekleri de gelecek adına umut vericiydi.
Adekugbe’nin son iki maçta daha fazla sıfıra inmesi ve oyun çeşitliliğine yaptığı ofansif katkı da geleceğe yönelik önemli.
Geri düştüğümüz bazı maçlarda oyuna bir ton hücumcu sürüp de bir puana mal olacak şekilde çılgın bir oyuna dönmemek de beni sevindiren şeylerdendi.

Can Sıkanlar

Skora ve gole rahat ulaşma potansiyeli yüksek bir maçta Zaniolo’nun santrfor pozisyonunda maça başlamasını Gomis’in ve Barış’ın yokluğu ortadayken yadırgamadım. Ancak stoper bir oyuncu bile santrfora geçtiğinde stoperleri taşıması, diğer oyunculara kanal açması, üçgenlere dahil olup oyunu rakip ceza sahasına taşıması gerekir. Özellikle İcardi ile bunlara üst seviyede tanık olmuş ve takım ezberlerine sahip olmuşken sorumluluğu olmayan bir oyuncu gibi davranmak Zaniolo kalitesine yakışmadı. Okan Buruk’un da taktik antrenmanlarda onu hazırlamamış olması da can sıkıcı. İcardi’nin penaltıyı atış şekli de can sıkıcı. Daha önce attığı Panenka penaltısı satrancın bir parçasıydı ve geliş şekli ile kendini ele vermedi. Ancak uzun boylu bir kaleci karşındayken, bir önceki penaltıda seçtiği köşeye bile doğru düzgün atlayamamışken böyle penaltı atılmaz. Şampiyonluğa giderken bu işin ciddiyetini kavrayamayacaksa penaltıları Oliveira atsın…

Geçen maçta Kerem’in frikiğini izle izle doyamamıştım. Duran toplardaki isteği ve özgüvenini de takdir ediyorum. Ancak her korneri, her frikiği kullanmak da toplam enerjinin düzgün kullanılmasını etkiler. Duran toplardaki suskunluğumuzu Mertens sazı eline aldıktan sonra bozmuştuk. Bence onun da devreye girmesi gerekir. Hakemlere rağmen bu kadar faul almayı başaran bir takımın duran topları es geçmemesi gerekir.

Düşündürenler

Galatasaray’ın rakiplerinin aşırı motive oluşu sadece liderden 3 puan alma amacımı taşıyor yoksa başka bir motivasyonu mu var? Aynı oyuncuların bize farklı rakibe farklı oynuyor olmalarına, kasıtlı sertliklerine, zaman geçirme uğraşlarına bir ben takılmıyorumdur sanırım…

Sonsöz

Mutlaka hepimizin canı sıkıldı bugün. Fenerbahçe “oynamadan seri şekilde 3 puan aldığı” için henüz “oynamadığı maça şimdiden 3 puan” yazıldı. Bu açıdan bakarsak fark 4 puan. Haftaya Vodafone Arena’da Beşiktaş ile oynayacağız. Beşiktaş’ı son haftalarda taşıyan Redmond’u, Boey karşısında izleyeceğiz. Ben takımımızın derbi kazanma alışkanlığına güveniyorum. 30 Nisan’da en zorlu virajı şampiyonluk için döneceğiz. Şampiyon olacağız, başka yolu yok!