Türkiye, genç nüfusu sayesinde birçok spor dalının ilgi gördüğü bir ülke. Ancak bu ilginin birkaç alanda çok daha ön planda olduğunu görmekteyiz. Sporun yaygınlaştırılması noktasında çeşitli adımlar atılsa da yeterli seviyede olduğumuz söylenemez. Kuşkusuz; ülkemizde en çok rağbet gören, en fazla izlenen, üzerinde defalarca konuşulan, yazılar yazılan ve sosyal medyada günlerce tartışılan spor kolu futboldur. Futbol, kimileri için tam bir tutkudur kimileri içinse yaşama biçimidir. Alınan galibiyetlerle sokaklara dökülmeler, yenilgilerde birkaç gün boyunca başı eğik gezmeler, saatlerce gidilen deplasmanlar, hiçbir menfaat gözetmeden katlanılan sıkıntılar futbol tutkusunun en bariz göstergesidir. Hâl böyleyken taraftar ve futbolsever olarak futbol camiasında olan bitenlere kayıtsız kalamıyoruz. Hele bir de Galatasaraylıysak bazı gelişmelere değinmemek mümkün olmuyor. Millî arada da olsak camiamızda yaşananları taraftar refleksiyle yakından takip ediyoruz. Söz konusu Galatasaray olunca bu durumu gereklilik olarak addediyoruz. Buradan yola çıkarak Galatasaray’la ilgili genel bir değerlenme yapmak istiyorum.
****
Galatasaray, bir spor kulübü olarak enlerin ve ilklerin takımı olması hasebiyle sürekli başarıya endekslidir. Türkiye’de en fazla taraftara sahip, sayısız kupaların maliki, mazisindeki başarılarla gönüllerde taht kurmuş bir kulüptür. Galatasaray, yüz yılı aşkın geçmişiyle bu ülkenin en büyük sivil toplum kuruluşlarındandır. Altyapısındaki oyunculara karakter kazandırmayı şiar edinmiş, onların ahlaki açıdan da nitelikli olmalarını önemseyen kendine has kültürüyle diğer kulüplerden ayrılan muazzam bir camiadır. Dolayısıyla Galatasaray’ı temsil edenler bunun farkında olmalıdır. Gerek yöneticiler gerek kulüp üyeleri gerekse Galatasaray aidiyeti taşıyan herkes armanın kıymetinin bilincinde olmalıdır.
Transfer Mevzusu
Kulüpler, teknik ekiplerin talebi doğrultusunda takım içindeki ihtiyaca göre transfer yapar. Transfer dönemleri geldiğinde dört bir yandan havada uçuşan isimler duyarız. Kimisi hayali, kimisi fantastik, kimisi de gerçekten ilgilenilen isimlerdir bunlar. Malumunuz odur ki transfer dönemi 5 Ekim’de sona erdi. Birkaç gün önce paylaşılan bir infografikte gördüğüm kadarıyla Avrupa’da en fazla transfer yapılan ülke Türkiye. Yani, diğer liglere nazaran epey hareketli bir transfer dönemi geçirmişiz.
Peki, Galatasaray yönetimi ne yaptı?
Fatih Terim, transferlerin yeni sezona yetiştirilmesini defaatle dile getirmişti. Bazı isimler kampa yetişse de çoğu şey hocanın istediği şekilde olmadı. Bunun sebepleri ortada ve esasen herkesin malumu. Mali açıdan elimiz kolumuz bağlı olduğu için oyuncu satışı yapmadan transfer yapamıyoruz. Evet, durum tam da böyle. Galatasaray taraftarı kulübün içinde bulunduğu mali tablonun farkında olmakla birlikle bir yandan da bazı bölgelere transfer ihtiyacı olduğunu dillendirdi. Ancak hâlihazırdaki yönetimin oyuncu satışı konusundaki beceri noksanlığı buna engel oldu. Galatasaray sadece Maicon’dan –o da çok cüzi bir miktar- bonservis geliri elde etti. Hâl böyleyken takıma gerekli eklemeler yapılamadı. İşin acı tarafı ise yöneticilerin, çeşitli açıklamalarla taraftarları ümitlendirmesi oldu.
Bunu, hem doğrudan kendileri hem de medyadaki kalemşorları vasıtasıyla bilgilendirmek ve ileti paylaşmak suretiyle gerçekleştirdiler. Transfer dönemi boyunca ümitleri diri tutulan taraftarlar nihayetinde hüsrana uğradı. Bence buradaki en önemli ayrıntı ve problem ise yöneticilerin iletişim bakımından sınıfta kalmalarıdır. ‘’Galatasaray’da transfer bitmez.’’ demek yerine gerçekleri tüm çıplaklığıyla açıklasalardı bu kadar tepki görmezlerdi. Galatasaray yönetimi kendi taraftarıyla doğru ve yapıcı bir iletişim kuramadı. İletişim çağında yaşıyoruz ama hâlâ büyük sıkıntılarımız var. Şayet yönetim samimi bir şekilde durumu izah etseydi Galatasaray’ın yufka yürekli atkılıları bunu anlayışla karşılardı. Transfer dönemi bittikten sonra, ‘’Oyuncu satamadık çünkü dünyanın hiçbir yerinden talep gelmedi.’’ diye açıklama yapmak Galatasaraylı bir yöneticiye yakışmaz. Koskoca camianın kurumsal kültürüne taban tabana ters olan bu minvaldeki demeçler, bize zarar vermekten öteye geçemez. Hele ki son günlerde öyle bir yazılı açıklama yapıldı ki evlere şenlik!
Futbol takımı ücretlerine ilişkin açıklama
Kulübümüz, futbolcularımızın alacaklarını COVID-19 pandemisinin getirdiği mücbir sebeplerden ötürü, karşılıklı mutabakat sonucunda yüzde 15 indirimli şekilde ödemiştir. Maaşında yüzde 15 oranında indirim yapılmasını kabul etmeyen futbolcuların ödemeleri de bu indirim uygulanarak yapılmıştır. Kamuoyuna saygıyla duyurulur.
Görüldüğü üzere çok talihsiz ve yersiz bir bilgilendirme yapılmış. İletişim zaaflarının tavan yaptığı bir açıklama olduğunu söyleyebilirim. Her yana çekilebilecek mahiyete sahip, yanlış anlaşılmalara mahal verecek bu duyuru, Galatasaray yönetiminin iletişim noktasındaki hatalarının zirvesidir. Temenni ederim ki bundan sonraki süreçte doğru, yerinde ve içi dolu beyanatlar vererek eksiklerini giderirler.
Umudumuz Fatih Terim!
Evet, Galatasaray son iki maçta oldukça olumsuz bir görüntü çizdi. Sezona umutla başlayan sarı kırmızılı taraftarlar, son lig maçında alınan mağlubiyetle ve mücadeleden yoksun oyunla adeta hüsrana uğradı. Evet, yönetim gerekli takviyeleri muhtelif sebeplerden ötürü -ki buna kendi basiretsizliklerini de eklemek lazım- yapamadı. Ne satma konusunda ne de alma hususunda maalesef istenen olmadı. Ancak şunu unutmayalım: İmparator hâlâ görevin başında. Galatasaray’ın yaşayan efsanesi Fatih Terim teknik direktör olduğu müddetçe biz taraftara yeis olmak yakışmaz. Onun tecrübesine, bilgisine, teknik adamlığına, kalitesine her daim güvenmeliyiz. Florya’nın imdadına daha önce nasıl yetiştiyse şimdi de gerekeni yapacaktır. Her ne kadar kimi zaman başka şeylerle uğraşmak zorunda kalsa da takımın oyununu geliştireceğinden şüphem yok. Biçare gibi göründüğümüz anlarda bile şapkadan tavşan çıkaran İmparator, bu ligin çok çok üstünde olduğunu yine gösterecektir. ‘’Galatasaray bitti demeden bitmez.’’
Burhan ALSAN
Twitter: https://twitter.com/alsan_burhan
Blog’un kuruluş amacı ve isim hikayesi için https://www.3numaraliuye.com/3-numarali-uye/yazısını mutlaka okuyun!