Yabancı Sınırına Hayır!

0
1569

Yabancı Sınırına Hayır!

Öncelikle bu yazıyı bir Galatasaraylı olarak değil de bir futbol sever olarak yazıyorum ve tüm diğer futbol severleri de ön yargıları bir kenara bırakarak bu yazıyı okumaya davet ediyorum.

Fatih Terim -her ne kadar Galatasaraylılar kırılsa da- tekrar A Milli Takım’ın başına geçtiğinde aldığı geniş yetkilere dayanarak bir plan yapmıştı. Bu planı uygulamaya koymak üzere önce Süper Lig hocalarıyla bire bir görüştü ve ardından yaptığı planı TFF’ye sundu. İlgi gören plân çerçevesinde uzun vadede Türk futbolunun kurtuluşunun alt yapılarda gelişim ve Süper Ligde futbolcu rekabetini arttırmak üzerinden çözüleceği düşünüldü. Bunun üzerine 14 yabancıya kadar serbestlik veren yeni “yabancı kuralı” devreye sokuldu. Bu kurala çok hevesli olan ve çoğu hala görevde olan federasyon görevlileri yeni kuralın adının aslında yabancı kuralı değil “yerli kuralı” olduğunu her fırsatta dile getiriyorlardı. Gerçekten vizyon kokan bu yeniliğin uzun vadede şu faydaları olacaktı:

  1. Yabancı sayısındaki artış tarafından bakarsak; Avrupa arenasındaki kulüplerimiz için haksız rekabetin önüne geçilmiş olacaktı. Ki bunun meyvelerini Beşiktaş’ın artan Avrupa başarılarında gördük.
  2. Her sene nadiren parlayan yerli oyuncuların hem bonservis hem de yıllık ücretlerinde aşırı şişmeler meydana geliyordu. Bunun sonucunda oyuncular aşırı ücret artışını duygusal olarak kaldıramadıkları gibi ödenen bonservisle ilgili beklentileri karşılayamadıkları zaman aşırı tepkilere maruz kalıp yok oluyorlardı. (Tarık Çamdal, Mehmet Topuz ve Alper Potuk bu tarz transferlerin en önemli örneğidir.) Kulüpler bu transferler için sıkışan havuzda mecburen sert mücadelelere girip ciddi ekonomik külfetler altına giriyorlardı. Yeni kuralla birlikte piyasa gerçek ortalama değerlerine erişecek ve futbolcular gerçek kalitelerine ve gelişimlerine uygun kulüplerle yollarına devam edecekti.
  3. Yabancı sınırının azlığı sayesinde kadro rekabetindeki azalmadan faydalanan ve paraya doyan oyuncular, alternatif yokluğunda yeni kontratlar kazanmaya devam ederek olası başarıların önünde set gibi büyüyorlardı. Öyle ki bu futbolcular rekabetteki pozitif avantajdan faydalanıp işi sadece yeteneklerine güvenmeye bırakmışlardı. O kadar ki bazı futbolcuların göbekli halleri fotoğraflara yansımış ve dönem dönem ciddi tepkiler almıştır (Sabri Sarıoğlu, Ozan Tufan, Olcan Adın yine akla ilk gelen örnekler…) Yabancı kuralının değişmesiyle birlikte bu şekilde çalışmayan ya da futbola doymuş futbolcular yavaş yavaş piyasadan silinmeye başlamıştır. (Batuhan Karadeniz, Aydın Yılmaz yine en önemli örneklerden iki tanesi.)
    Olcan Adın yabancı sınırının azlığından kaynaklı yüksek bir bonservis ücreti ile Galatasaray’a transfer oldu. Sahada elinden geleni yapsa da antrenmanlarda eksiği olduğu bu fotoğraftan belli değil mi?
    Aydın Yılmaz uzun yıllar “-bir umutla- yerli kontenjanını-” işgal etti. Yabancı kontenjanı 14 olduktan sonra kendine bir daha kulüp bulamadı.
  4. Özellikle büyük kulüplere satılmak için hazırlanan oyunculara yurt dışı kapısı açılacak ve bir anda futbolcular için çok yeni ufuklar açılacaktı. Yabancı kontenjanı az olsaydı Cengiz Ünder, Çağlar Söyüncü, Enes Ünal gibi oyuncular fahiş bedellerle büyük takımlara satılacak, bu takımların hemen yıldızı olmaları beklenecek, olmazlarsa yavaş yavaş kariyer basamaklarını ineceklerdi. Oysa tam tersi oldu ve Avrupa’ya giderek ülkesine döviz kazandıran oyuncular olarak başarıyla da ülkemizi temsil ediyorlar.
    Enes Ünal 14 yabancı kuralı sayesinde yurt dışı transfer yapan ilk oyunculardan. Enes daha 16 yaşındayken yabancı sınırı için ne demiş merak ediyorsanız yazının sonundaki videoya bakabilirsiniz. Bir sporcu “çevik, zeki, ahlaklı” ve cesur olmalı. Cesaretinden dolayı tebrikler Enes Ünal; umarım çalıştığının karşılığını alır ve yeni gençlere yol açarsın.
  5. Bir süre sonra yerli ya da yabancı kavramı yerine “iyi ya da kötü futbolcu” geçecekti. Sahada “milliyetler” değil “yetenek ve çalışma” oynayacaktı. Belki de Türk futbolu hiç beklemediği ufuklara doğru yol alacaktı.
  6. Rekabet arttıkça seyir zevki artacak buna paralelde seyirci sayısı artacaktı. Bu sonuçları 2017-18 yılında yavaş yavaş görmeye başlamıştık.
    Cengiz Ünder ve Çağlar Söyüncü Avrupa macerasına atılan gençlerimizden. Şans yanlarında olsun!

Kural Tekrar Değişiyor

Türkiye Futbol Federasyonu kendi imzasıyla başlattığı ve gerçekten “vizyonlu” bir çalışma olan yabancı sınırı ve arka planda “yerli desteği” kuralında kendi kurallarını hiçe saymış olmasına rağmen yukarıda yazdığım maddelerin bir çoğunu kazanım olarak hanesinde gördü. Bu süreçte Fatih Terim’le yollar ayrıldıktan sonra Lucescu yerine vizyonlu ve cesur bir A Milli Takım hocası bulunsaydı belki de A Milli Takımımız Dünya Kupası’na gidecek ve oraya damga vuracaktı.

Peki TFF hangi kurala uymadı?

Federasyon bu kuralı koyarken arka plandaki amacı yerli futbolcuyu oynatmayı teşvik etmekti. Bu yüzden yerli oyuncu oynatan oyunculara yabancı oyuncuları daha çok transfer eden takımlardan sağlanan fonlarla destek sağlanacaktı. Aşağıda TFF tarafından açıklanan ve uygulanmayan maddeleri göreceksiniz.

MADDE 7 – YERLİ FUTBOLCU TEŞVİK SİSTEMİ

Not: Mavi bölümler TFF’nin çıkardığı yabancı kuralının bir bölümüdür. Bu konuya hakimseniz mavi bölümleri atlayabilirsiniz.

1- 2015 – 2016 Sezonu Birinci Transfer ve Tescil Döneminin başlangıcından itibaren
Türkiye A Milli Futbol Takımında oynama uygunluğu bulunmayan futbolcu transfer
eden kulüplerden Yerli Futbolcu Teşvik Fonunda depo edilmek üzere aşağıda
belirtilen koşullarda fon payları tahsil edilir.

2- Aşağıdaki tabloda belirtilen fon payları birinci ve ikinci transfer ve tescil
dönemlerinin bitimini takip eden 5 gün içerisinde kulüplerin tescil işlemini yaptıkları
1. fıkrada belirtilen Türkiye A Milli Futbol Takımında oynama uygunluğu
bulunmayan toplam futbolcu sayılarına göre ödenir.

Fon paylarının hesaplanmasında;

a) Geçici transferlerde fon payı futbolcuyu geçici olarak tescil ettiren kulüp
tarafından ödenir.

b) Türkiye A Milli Futbol Takımında Oynama Uygunluğu bulunmayan kaleciler iki
futbolcuymuş gibi sayılır.
c) İkinci transfer ve tescil döneminde; birinci transfer ve tescil dönemi sonundaki
Türkiye A Milli Futbol Takımında oynama uygunluğu olmayan futbolcu sayısının
artması halinde, artan oyuncu sayısı dikkate alınmak suretiyle, yatırılması
gereken fon bedelleri arasındaki farklar ikinci transfer ve tescil döneminin
bitimini takip eden 5 gün içerisinde kulüp tarafından Federasyona yatırılır.
Birinci transfer ve tescil dönemi sonunda Türkiye A Milli Futbol Takımında
oynama uygunluğu bulunmayan futbolcu sayısı artmayan kulüpler, kontenjan boşaltmak suretiyle yeni oyuncu transfer etseler dahi fon bedeli
ödemeyeceklerdir.

3- TEŞVİK SİSTEMİ DAĞITIM KRİTERLERİ:

Yukarıda 2. Fıkrada belirtilen şekilde tahsil edilen fon;
% 75’i Spor Toto Süper Lig Geri Ödeme Payı,
% 5’i Millik Geri Ödeme Payı,
% 20’si TFF Gençlik Gelişim Programları Payı.
olarak paylaştırılır.

A) SÜPER LİG GERİ ÖDEME PAYI :
Spor Toto Süper Lig müsabakalarında Türkiye A Milli Futbol Takımında oynama uygunluğu
bulunan futbolcuları oynatan kulüplere aşağıda belirtilen sistem dahilinde puan verilir :
a) İlk onbirde başlayan her bir futbolcu için 10 puan,
b) Sonradan oyuna giren her bir futbolcu için 4 puan,
c) 18 kişilik müsabaka isim listesinde olup oyuna girmeyen her bir futbolcu için
2 puan
d) a,b, c bendlerindeki puanlar, futbolcunun kaleci olması halinde “1,5”, iş bu
talimatın 4′ ncü maddesinde belirtilen genç futbolcu olması halinde “2” ile
çarpılır.
e) Bir müsabakaya denk gelen puanı 75 ile 124 puan arasında ise, bahsi
geçen kulübe ekstra 75 puan, 125 ve üzeri ise bahsi geçen kulübe ekstra
100 puan verilir.
f) Birinci Transfer ve Tescil Dönemi sonunda toplanan fon gelirinin Süper Lig
Geri Ödeme Payına ayrılan kısmının ikinci transfer ve tescil dönemi sonu
itibariyle oynanan Spor Toto Süper Lig resmi müsabaka sayısı oranındaki
bölümü ilk devre müsabakalarında, bakiyesi ikinci devre müsabakaları için
bloke edilmek suretiyle aşağıdaki koşullara göre hesaplanarak kulüplere geri
ödenecektir :
– 2015 – 2016 Sezonu 1. Yarı oynanacak Spor Toto Süper Lig hafta
sayısına bölünerek, bir haftada dağıtılacak teşvik miktarı belirlenir.
-Bu tutar tüm kulüplerin bir hafta içerisinde topladıkları puanlara bölünmek
suretiyle, 1 puanın karşılığı hesaplanır.- Bir kulübün toplam puanı ile 1 puanın karşılığı çarpılmak suretiyle o
müsabakaya ilişkin kulübün hak ettiği teşvik miktarı hesaplanır.
– Ödemeler her ayın sonunda yapılır.
g) İkinci Transfer ve Tescil Dönemi sonunda toplanan fon geliri ile birinci
transfer ve tescil döneminde toplanan fon gelirinin bloke edilen Süper Lig
Geri Ödeme Payına ayrılan kısmı “f” bendinde belirtilen sisteme göre 2015 –
2016 Sezonu ikinci devre müsabakaları dikkate alınmak suretiyle
hesaplanarak kulüplere geri ödenir.
h) Herhangi bir sebeple ertelenen veya yeniden oynanmasına karar verilen
müsabakaların olması halinde, müsabakanın asıl oynanması gereken
haftaya denk gelen hesaplama ve ödemeler söz konusu müsabakalar
oynanıncaya kadar yapılmaz.

Eğer bu kurallar uygulansaydı şu an her takım bu teşviklere göre pozisyon alacaktı. Kural değişince tabi ki yabancı sayısında bir patlama oldu. Her takım neredeyse tüm yabancı hakkını kullandı ve ligimiz özellikle yaşlı yabancıların yığılmaya başladığı bir lig oldu. Oysa beklenmedik derecede bir vizyondu bu Türk futbolu için, 7. maddeye sahip çıkılsaydı bugün bambaşka şeylerden bahsediyor olurduk.

Ali Dürüst’ün Açıklamaları

Dün (6 Eylül 2018) Türkiye Futbol Federasyonu Başkan Vekili Ali Dürüst yabancı sınırıyla ilgili şu açıklamaları yaptı ⇒ “Federasyonun görüşü Kulüpler Birliğinde alınan bir karardır. Geçtiğimiz günlerde de konuştuk. Bu sene sonunda revize edilecek. Kulüpler Birliği ile çalışma devam ediyor.

Ali Dürüst, “Bu konuda Kulüpler Birliğinin sizden talebi nedir?” sorusunu ise, “Daha bir görüşme olmadı. Esas olan kulüplerin federasyonuyuz. Hem Türk futboluna, hem Türk Milli Takımı’na hem de futbolun değerine uygun olacak bir çözüm bulacağımıza inanıyoruz.” şeklinde cevapladı.”

Geçen sene Rıdvan Dilmen’le başlayan “yabancı tartışması” daha sonra Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a kadar gitti ve bu sürecin yol haritası aşağı yukarı belli oldu. Eğer kapalı kapılar ardında konuşulanlar doğruysa yeni yabancı kuralı her Süper Lig ekibi için şöyle olacak:

  • 2019/20 – 8 Yabancı
  • 2020/21 – 7 Yabancı
  • 2021/22 – 6 Yabancı
  • 2022/23 – 5 Yabancı

Eğer yeni kural bu şekilde uygulanırsa maliyetlerin tekrar artması ile birlikte  birçok takımın tarihin tozlu sayfalarına yol aldığını, yerine “Öz”, “Has”, “Yeni” ön takılarıyla yeniden kurulmaya başladıklarını göreceğiz.

Günlük Başarılar ya da Başarızlıklar Kimseyi Yanıltmasın

Fenerbahçe Kulübü Eski Başkanı Aziz Yıldırım geçmişte yabancı sınırının Avrupalılarla haksız rekabet olduğunu söylüyordu, sonra işlerin Fenerbahçe adına iyi gitmediği sezonlarda yabancı sayısının fazlalığından yakınmaya başladı. Beşiktaş Başkanı Fikret Orman ise bir zamanlar “Yabancı Kuralı’nı dillendiren kulüpler FFP bazında batmış kulüpler. Tabi şimdi onlar değiştirmek istiyor.” (21 Mart 2017) diye açıklamalar yaparken şimdi de; “14 yabancı oyuncu Türk futboluna fazla gelmeye başladı. Aşağıya doğru bir iniş olması lazım. Türk futbolculara da maaşları TL ile ödeme konusunda Kulüpler Birliği’nde görüşmeler yaptık. O konuyla ilgili gelişmeler olabilir.” şeklinde birbiriyle çelişen açıklamalar yapıyor. Bu çelişkili açıklamaların nedeni bu başkanların kulüplerinin o an ki başarı ya da başarısızlık durumları. Aziz Yıldırım belli bir ekonomi oluşturmuş ve kaliteli oyuncular getirmeye başlamışken yabancı oyuncu sınırının kalkmasını istiyordu, işler kulübü adına ters gittiğinde tam tersi açıklamalar yaptı. Fikret Orman’ın takımı Beşiktaş’da  Avrupa’da bir maça 11 yabancıyla çıkan ilk takımdı. Bununla birlikte Avrupa’da başarılar kazanıp ses getirmeye başladı. Ancak iki yıl Şampiyonlar ligi oynayan bir takım için doğru planlamayı yapılmadığı için “bir kaos çıksın, belki bu arada toparlanırız” bakışıyla yabancı oyuncu kuralının değişmesini istenmeye başladı. Bu konuda tek tutarlı açıklama Şenol Güneş’ten geldi: “Türkiye bu koşullarda hazır olmadan bazı şeyler yaptı. Belki başlangıçta düşünce açısından doğruydu ama onun da kriterleri vardı. O kriterler uygulamaya konulmadı. Süper Lig’de yabancı sayısı çok fazla. Sayının azaltılması, şu aşamada beraberinde daha sağlıklı kararlar getirebilir.” İlk anda herkesten tepki alan bu açıklama aslında kriterlerin uygulanmamasına bağlı bir açıklama ve yine tüm cevap Şenol Güneş’in şu açıklamalarında saklı; “Belki başlangıçta düşünce açısından doğruydu ama onun da kriterleri vardı. O kriterler uygulamaya konulmadı.” Evet sadece 7. madde uygulamaya koyulsaydı Türk futbolu adına her şey değişecekti.

Yapmayın!

Asıl Sorun 7. maddenin uygulanmaması: Eğer Türk Futbolunun ilerlemesini istiyorsanız evrensel ilkelerden uzaklaşmayın, öncelikle uygulamadığınız 7. maddeyi uygulayın, Milli Takıma iyi ve cesur bir hoca bulun, yabancı oyuncu sınırlamasını arttırmak yerine tamamen sınırsız yapın. Eğer 7. madde gerçekten uygulanırsa belki de takımların yabancı ortalaması kendiliğinden düşecek ve Türk futbolu bu arada dünyaya yeni cevherler sunacak!

Yayıncı Kuruluşa

Taraftarlar sizin “müşteriniz” ve bu kural değişmeden önce müşterilerinizin taleplerini öğrenmelisiniz. Lütfen müşterileriniz arasında bir anket yapın ve sonuçları Kulüpler Birliğine mutlaka sunun. Kulüpler Birliğinden çıkacak yanlış bir karar sizin geleceğinizi de etkileyecektir. En nihayetinde müşteri her zaman haklıdır.

Kulüplere

Unutmayın futbolu milliyetler değil futbolcular oynar ve iyi futbol, iyi futbolcuyla oynanır. Tüm kulüpler siyasi açıklamalardaki yönlendirmeleri göz önüne almadan yabancı sınırı konusundaki yaklaşımlarını tek tek açıklamalıdır. Ben bunu öncelikle gönül verdiğim takım olan Galatasaray’dan bekliyorum. Diğer takımlarda fikirlerini ayrıntılı olarak belirtmelidir. Bu kararla birlikte Türk futbolu yeni bir dönüm noktasında seyirci bir kez giderse geri getirmek o kadar kolay olmayacak…

Birçok futbol sever bu konuda kafa patlatıyor, ben de bunlardan birisiyim. Aslında bu konunun “ekmekleri kesilen”, kulüpleri dolandırmaya çalışan menajerlerin, yöneticilerin siyasi kanallarda yaptıkları algıyla ilgili olduğunu biliyorum.

Benimki yine de bir umut işte!

Blog’un kuruluş amacı ve isim hikayesi için https://www.3numaraliuye.com/3-numarali-uye/yazısını mutlaka okuyun!

Twitter: http://twitter.com/3numaraliuye
Facebook: https://www.facebook.com/3numaraliuye/
İnstagram: https://www.instagram.com/3numaraliuye/

Yorum bırak

Lütfen yorumunuzu yazınız
Lütfen buraya adınızı yazınız